19. BÖLÜM

39.9K 3K 168
                                    

"Sen sadece benimsin diye bağırdı!"

"Ne?" Zei ağzını kapatıp küçük bir çığlık attı. Zei'ye dün gece Raen'le aramızda geçenleri anlatırken ağzım kulaklarımdaydı. "Sonra ne oldu?" diye heyecanla sorarken yatakta zıplayınca kahkaha attım.

"Beni öptü." dediğimde yüzüm kızarmıştı. Hala o ateşli öpücüğü düşününce yanaklarım istemsiz kızarıyordu.

"Aman tanrım!" diye bağırdığında Zei'nin susması için avucumu onun ağzına kapatırken gülüyordum. Zei elimi ağzından çekip tutarken devam etmem için ısrarla bekliyordu.

"Öpüştük işte Zei! Ne duymak istiyorsun ki başka?"

"Daha fazlasını!"

"Ah, sapık kız!"

"Hadi, hadi, hadi!"

"Tamam. Dramen'e gelene kadar sarılıp öpüştük. Beni eve bırakırken kapının önünde de öpüştük. Sonra o evine ben evime... İşte bu kadar!"

"Senin adına çok sevindim Belinay!"

"Sıra sen de. Anlat bakalım."

"Potan bana çok güzelsin falan dedi. Gece boyu yanımdan ayrılmadı. Belinay görmeliydin, resmen hayranlıkla bana bakıyordu! Dramen'e geldiğimizde bir daha karşılaşmadık. Bu kadar."

"Bu çok güzel bir başlangıç!" Zei'nin de yüzünde benim ki gibi güller açıyordu.

"Hadi kahvaltı yapalım. Açlıktan ölüyorum!" Zei yataktan kalkıp beni de aşağı doğru çekiştirdi. Beraber yiyecek bir şeyler hazırlayıp mideye indirdikten sonra dışarı çıktık. Raen'i görmek için sabırsızlansam da Bludrin'i de görmek istiyordum. Bir şekilde Zei'yi atlatıp ormana gitmem gerekiyordu. Ama bunu yaparsam dikkat çekeceğimi düşünüp akşamı bekledim.

Zei'yle akşama kadar Vela'da oturup onun türkçeyi yeni öğrenmeye başlamış olan arkadaşlarıyla sohbet ettik. Zei bana tercümanlık yapıyordu. Bu geçen süre boyunca Raen'i görmediğim için moralim bozulmuştu. Güneş batmak üzereyken kızlardan ayrılıp eve gittim. Evin arkasından dolanıp ormana hızla koşmaya başladım.

"Bludrin!" diye fısıldayarak koşuyordum. En tepeye geldiğimde oturup Bludrin'i beklemeye başladım. Karanlık çökene kadar onu görememiştim. Defalarca fısıldayıp durmuştum ama o gelmemişti. Tam kalkacağım sırada Bludrin karşıma geçip her zamanki gibi otururken dişlerimi göstererek gülümsemiştim.

"Gelmeyeceksin sandım!"

"Ne oldu?" diye bezgince sorduğunda heyecanlanmıştım.

"Sadece seni görmek istedim."

"Yani bana dün geceyi anlatmak için gelmedin?" diye sorunca şaşkınlıkla ağzımı açtım.

"Biliyor musun?"

"Her şeyi... Pegolaminas'a bende geldim. Herkesten uzak bir yerde sizi izledim." Hala şaşkınlıkla ona bakıyordum.

"Ben oradan erken ayrıldım." dediğimde Raen'le olanlarıda biliyor mu diye görmek istedim. Bludrin düşüncelerimi okuyarak, "Bende sizinle birlikte ayrıldım." deyince yüzüm domates gibi olmuştu.

"Ama seni hiç görmedim."

"Herkesten uzaktaydım dedim." deyince yüzümü kucağımda birleştirdiğim ellerime indirdim. "Dün gece bayağı eğlenmiş olmalısın." Gözlerimi ona çevirdiğimde alayla gülümsüyor olduğunu gördüm. Neyi kastettiğini anlamıştım. "Ne o? Utanıyor musun?" Evet, utanıyordum. "Tamam, bu konuyu kapatıyorum." Rahatlayarak iç çektim. "Bu konuyu kardeşleri öğrense ne olur biliyor musun?" diye sorunca kaşlarımı çattım.

DRAMEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin