29. BÖLÜM

31.2K 2.4K 241
                                    


SAVAŞ GÜNÜ SABAHI


Jeminu, dünden beri düşünüyordu. Bugün koca bir savaş olacaktı ve yanlarında kimse yoktu. Tek müttefikleri olan Pegolaminas'ta onlara katılmıyordu. Son savaştan bu yana Vernok oldukça güçlenmiş olmalıydı. Olmalıydı diye ihtimal düşünmemeliydi Jeminu aslında. Güçlendiğini biliyordu!

Dramen'de kaybettiği sevdiklerinin binlerce anısı vardı. Bu anıları Vernok gibi yolundan çıkmış bir azgına veremezdi. Bu savaşı kaybetmek demek her şeyleri kaybetmek demekti. Vernok onları öldürmezdi. Tremenas'ta kazandığı savaşın sonucu gibi kendisinden korkanları yanına alır, bağlılık büyüsü yapardı Dramen halkına. Dramen güçlü ve eşsiz bir ırktı. Her hangi birini kaybetmek Vernok için büyük bir israf olurdu. Ve Vernok'a katılmak ölümden daha beter bir durumdu!

Jeminu etraflıca düşündükten sonra kendince bir karar verdi ve ejderhaların bulunduğu Usah'a doğru yol aldı. Bu yapacağı şey Belinay'ın anılarına karşı saygısızlık olacaktı. Jeminu ilk başta böyle düşünmüştü fakat sonra daha geniş düşünmeye başlamıştı.

Belinay ona anılarının tümünü gösterdiğinde Raen için zaten öleceğini biliyordu. Öldüğünde Vicktania'nın Dramen'e savaş açma olasılığını da hesaba katmıştı ve bu yüzden Dramen'in kaybetmemesi için onunla en özel anısını paylaşmıştı. Belki bu durum işe yaramayacaktı fakat denemek zorundaydı Jeminu.

Kendi ejderhası Arana'ya binip kimseye belli etmeden uçuşa geçti.

Pegolaminas'a yaklaşınca derin bir nefes aldı ve geniş bir düzlüğe iniş yaptı. Üzerine çeki düzen verip kurulun karşısına geçmek için Büyük Saray'ın yolunu tuttu.

İçeri girdiğinde kurulun koltuklarından yalnızca birinin dolu olduğunu gördü ve Bernoll'a selam vererek ona doğru birkaç adım attı. Bernoll onu gördüğünde yerinde rahatsızca kıpırdandı. Jeminu bunu farkedip hafifçe boğazını temizledi.

"Lafı uzatmayacağım Bernoll."

"Dün Kazilo'ya söylemiştim. Ben kötü biri değilim, yanınızda olmak isterdim Jeminu fakat halkımı riske atamam."

"Seni anlıyorum Bernoll. Daha önce de bizimle birlikte savaştınız, kesinlikle kötü biri değilsin. Şu anki davranışında yanlış değil. Kendi halkın, 'kaybedeceği' bir savaşa girecek olan müttefikinden çok daha önemli." 'kaybedeceği' derken Jeminu orta ve işaret parmaklarını kullanarak tırnak işareti yapmıştı.

"Anlayışın için teşekkür ederim." Bernoll sandalyesinden kalkıp üzerinde içecekler olan masaya doğru ilerledi. Kendine bir kadeh şarap doldurup Jeminu'ya 'Sende ister misin?'der gibi baktı. Jeminu başını iki yana sallayınca kadehini eline alıp kalçasını masaya yasladı. "Kısacası kaybedeceğim bir savaşa giremem Jeminu."

Jeminu burnundan hızlı bir nefes vererek gülümsedi. "Doğru. Zorlu bir savaşta kaybedenin yanında olmak akıllıca olmazdı zaten. Bu yüzden bizimle savaşmanızı istiyorum ya!"

"Savaşa sizinle katılırsak kazanacağımızı mı düşünüyorsun?" Bernoll başını hafifçe iki yana sallayarak güldü ve kadehini başına dikti. "Bu imkansız Jeminu. Yanımızda doğanın kızı yok ve Vernok son savaştan bu yana fazla güçlendi."

Jeminu baş parmağıyla burnunun yanını kaşıdı. "Bu da doğru Bernoll. Fakat kimsenin bilmediği bir şey daha var." Bernoll merakla Jeminu'ya bakıp başını hafifçe yana eğdi. Jeminu susup bekledi.

"Neyden bahsediyorsun Jeminu?"

"Katılsanız da katılmasanız da bu savaşı biz alacağız Bernoll." Bernoll alayla gülümseyip Jeminu'ya sırtını dönerek kadehini tekrar doldurdu.

DRAMEN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now