Bölüm 67 : 'Son bir kez bakayım, daha bakmaya doyamadığım yüze...'

Start from the beginning
                                    

''Ahsen! Gidelim buradan, hadi!'' Ahsen ağabeyi tarafından çekiştirilince nefret dolu gözlerle adama baktı. Anlamıyordu Ateş neden uzaklaştırmaya çalışıyordu? Neden?

''Neden göndermiyorsun beni? Gitmem lazım. Beni bekliyor o. Bir şey söylemem lazım ona.''

''Ahsen tehlikeli, gidemezsin. Gidelim buradan.'' Ahsen ambulans sedyesinin insanların arasında ambulansa götürülüşünü gördü. Sedyenin başında Ali olduğu için biraz olsun rahatlamıştı. Yavuz'u yine görememişti.

''Hastaneye, çabuk. Hastaneye gidelim.'' Ateş kardeşinin durmuş trafiğin içine kendini atışını görünce ardından koşturdu. Şirket önünde park halindeki arabaya binip arabayı hastaneye sürdü. Biliyordu ki Ahsen ne yapar eder bir şekilde giderdi en azından gözünün önünde olursa, yanında olursa daha iyi olurdu. Zaten Yavuz çoktan ambulansa bindirilmişti. Oradan direk hastaneye götürülecek, sonrasında morga alınacaktı. Adamın ciddi ciddi morga gireceğine inanamıyordu. El mecbur olmasa izin vermezdi. Çiyeşan adamlarının kontrol edeceğini biliyordu. Bu yüzden Yavuz'a nabız düşürücü ilaç verilecek adamın neredeyse ölü olması sağlanacaktı.

Hastane önünde ağabeyinin rastgele durdurduğu arabadan hızla indi Ahsen. Koşturarak hastaneye girip danışmaya yöneldi.

''Yavuz Miroğlu. Yavuz Arslan Miroğlu. Az önce ambulansla getirilen hasta nerede?'' Danışmadaki görevli kadın telaşlı kadının haline acımıştı. Ambulans geldiğinde görevlilerin 'çok geç' sözlerini işitmişti. Elbette kadına acı haberi vermeyecekti ama öğrendiğinde yıkılacağına emin olduğu kadının bu halini de asla unutacağını sanmıyordu. Neredeyse her gün yaşadığı manzarada insanların halini unutamıyordu.

''Ameliyathaneye götürüldü.''

''Nerede? Ameliyathane nerede?''

''Üst katta, sa...'' Kadının cümlesini tamamlamasına izin vermeden koşmuştu Ahsen. Asansörü beklemeden merdivenlere yöneldi. Merdivenleri nasıl çıktığını hatırlamıyordu. Avucundaki flash belleği sıkmaktan parmak boğumları bembeyaz olmuştu ama bu onun ne farkındaydı ne de umurunda.

Ameliyathanenin önüne geldiğinde kapıda Ali, Ahmet ve birkaç tane daha adam vardı. Ahsen adamlara yaklaşıp yüzlerine baktı. Ali'nin yüz ifadesinden çaresizliği okuyordu kadın.

''Nerede?'' Sorduğu sorunun saçmalığı önemli değildi o an. Saçma olan Yavuz'un içeride oluşuydu.

''Ameliyata aldılar ama...'' Ali tam artık çok geç olduğunu, zaten ambulansta her şeyin bittiğini söyleyecekti ki Ahsen eliyle durdurdu adamı. 'Ama'dan sonrasını duymak istemiyordu genç kadın. Birazdan doktor çıkıp geldiğinde kocasının iyi olduğunu söyleyecekti zaten şimdi amadan sonrasını duyup boşuna kendini harap etmeye gerek yoktu.

Ateş kardeşinin yanına gelip duvara yaslandı. Birazdan olacakları kestiremiyordu adam. Ahsen'e ne kadar yakın olursa sakinleştirmesi kolay olurdu. Kendine ve çevresine zarar verme ihtimalini göz ardı edemezdi.

Ahsen ameliyathane koridorunda görünenleri görünce kalbinin sıkıştığını hissetti. Meryem Hanım yüreği ağzında adımlıyordu koridoru. Kadına kim haber verdiyse ona hesabını soracaktı. Yaşlı kadının kalbi zaten yorgundu, daha fazla yormaya ne gerek vardı?

''Kızım?'' Ahsen ayağa kalkıp kadına sarıldığında çoktandır akmayan gözyaşları yine başlamıştı. Neden ağlıyordu ki? Yavuz birazdan şu kapıdan çıkacak, kısa süre sonra da yanlarında olacaktı. Meryem Hanım kollarında ağlayan kızla birlikte ağlamaya başladığında Ahsen şiddetlenen ağlamasını durdurmaya çalışıyordu. Fakat bu sefer başarılı değildi. Kadının omzunda ağlarken onunda kendinden bir farkı olmadığını biliyordu.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now