42; ''Hogwarts Savaşı''

5.6K 359 357
                                    


 2 Mayıs 1998 

Zamanın Ötesi, efendisine ihanet etmişti ve Tom Marvolo Riddle hariç herkes unutmuştu yaşanılanları. Riddle ise mezun olduktan sonra bile unutamamıştı olanları. Unutamamıştı doğum gününü kutlamak isteyen cadıyı, ona baş kaldıran ve öptüğü ilk cadıyı. Yine de her hatıranın bir sonu vardı kalplerde. Tom ise o hatıraları susturmuş ve içindeki sesi dinlemişti.

Şeytanın sesini.

 Tarih 2 Mayıs 1998 yılını gösterirken Hogwarts cayır cayır yanmaya devam ediyordu. Hiçbir şey değişmemişti, her şey olması gerektiği gibiydi. Ölenler ölmüştü, yaşayanlar yaşamaya devam etmişti eksiklikleriyle. Hogwarts yeni kayıplar verirken Hermione Jean Granger ise yıkıntıların arasında bir yerdeydi. 

Alması gereken bir intikam vardı.

Yenmesi gereken bir savaş.

Susturması gereken bir kalbi vardı, dostlarına ihanet eden o kalbi susturması gerekiyordu ve kaldığı yerden hiçbir şey yaşanmamış gibi devam etmesi gerekiyordu: Sessizce, içine ata ata.

* * * 

 Zaman, beni yıkıntıların arasına bıraktığında savaştan kalma kıyafetlerim vardı üzerimde. Uzandığım yerden doğruldum yavaş yavaş ve etrafa baktım. Yanımda kocaman bir kaya parçası vardı ve kırık pencereden içeri süzülen güneş ışığının altında uçuşuyordu tozlar. ''Hermione?'' Kulaklarıma dolan ses, nefesimin kesilmesine sebep olmuştu. Gözlerim hafif hafif dolduğunda ise yanımda ki kayadan destek alarak kalkmaya çalıştım. ''Ron," turuncu saçları dağılmıştı ve yüzünde endişe vardı. "Ronald!''

 Ve hiç beklemediği anda kollarımı boynuna doladım. 

O ise şaşkınlığını üzerinden atmayı başardığı an kollarını belime doladı. ''Neredeydin?'' diye fısıldadı belimdeki ellerini bir aşağı bir yukarı sürterken. ''Savaşıyordum,'' kokusunu içime çektim. ''İyi misin?'' Ellerimi yanaklarına yerleştirdim ve mavi gözlerine baktım. ''İyiyim,'' dedi sakince. ''Sen iyi misin?''

Başımı salladım ve tekrardan sarıldığımda içime attığım hıçkırıklar bir bir düşüverdi dudaklarımdan. ''Harry,'' kendimi ondan bir kere daha uzaklaştırdım ve ıslak yanaklarımı hızla kuruladım. ''O nerede?'' Sorum üzerine gözlerini benden kaçırmayı tercih etti. ''Ron?'' Cevap vermesini bekliyordum ama hiçbir şey söylemiyordu. Yalnızca yere bakıyordu ve alt dudağını ısırıyordu. Daha fazla beklemeden yerine merdivenlerden inmeye başladım ve indiğimde ise  aynı gecenin sabahında olduğumuzu anlamıştım.

1998 yılında zaman ilerlememişti.

Yalnızca sabah olmuştu. 

Ve ben aylarca 1943 yılında hapsolurken, 1944 yılında haftalarımı geçirmiştim. 

Dışarı çıktığımda elinde şapka ile duran Neville ve kolunu Ginny'nin omzuna yerleştirmiş Arthur Weasley'i gördüm fakat sadece gördüğüm onlar değildi. Okulun girişinde, büyük bir kalabalık vardı. ''O kim?'' Diye atıldı Ginny. ''Hagrid'in taşıdığı.'' Birkaç adım daha attı babası ile birlikte. ''Neville, o kim?'' Sesi titriyordu çünkü o da biliyordu  Hagrid'in taşıdığı kişinin Harrry'den başkası olmadığını. 

 Başımı eğdiğim an Ron elimi tuttu ve o ses yankılandı yıkık duvarların arasında. ''Harry Potter öldü!'' Gözlerimi kapattım, dakikalar önce ayrıldığım Tom Marvolo Riddle karşımdaydı ve onun ölümünü ilan ediyordu büyük bir zevkle. 

zamanın ötesinde // tomioneWhere stories live. Discover now