32; ''Doğum Günü''

4.5K 333 217
                                    

  Sabahın ilk ışıkları pencereden usul usul süzülürken 1943 yılının son gününe 'merhaba' demiştim. Sırtımı yatağın başlığına dayadıktan sonra gözlerimi kısa süreliğine yatakhanede dolaştırdım. Yatakların çoğu boştu, sadece benimle beraber dört kişinin yatağı doluydu. Herkes evine dönmüştü kısa süreliğine de olsa. Ben ise kalanlar tarafından buradaki hayatımı bilmeden ilk ve son Noel'imi geçirecektim. Dudaklarımı birbirine bastırıp sessiz olmaya özen göstererek ayırdım bedenimi sıcak yatağımdan. Üzerimdeki pijamaları çıkartmadan Ortak Salon'a inmek için odadan çıktım. Aşağı inmeden önce ellerimi korkuluklara yerleştirerek Ortak Salon'un ışıltısıyla doldurdum gözlerimi. Cayır cayır yanan şöminenin yanında kocaman bir çam ağacı vardı. Altındaysa açılmayı bekleyen hediyeler vardı. Yüzümde sıcak bir gülümseme oluştu bir an için ama anlık bir gülümsemeydi bu. Ailemle geçirdiğim günler aklıma birer birer düşüvermişti ve özlem sarmıştı dört bir yanımı: Aile ve arkadaş özlemi.

 Omuzlarımı silkerek aşağı inen merdivenleri takip ettim ve aşağı inerek ağacın yanına ulaştım. Hediyelere bakarken küçük bir kutu dikkatimi çekti. Kutuyu elime aldıktan sonra üzerindeki yazıya odaklandım: Hermione Granger için.

 Açıp açmamak konusunda kararsız kalmış olsam da kendimi kutuyu açarken buldum. Açtığımda ise içinde bir madalyon vardı. Daha önce görmediğim bir güzellikteydi. Kutuyu kucağıma bıraktım ve madalyonun havaya kaldırarak çevirdim. ''Wow,'' demekten alıkoyamadım kendimi. Madalyonu elimden bırakmadan kutunun içine baktım lakin hiçbir not bulamadım. ''Zaman,'' diye tahmin ettim kendi kendime ve madalyonu boynuna taktım. Taktıktan sonra parmaklarımı tekrardan madalyonun üzerinde gezdirdim. Altın sarısı değildi ama bronzda değildi, değişik bir rengi vardı. Oval bir uca sahipti, üzerinde ise sarımsı bir taş bulunuyordu. "Mutlu Noeller!" Arkamdan gelen sesle parmaklarımı ayırdım madalyondan ve kutuyu apar topar kucağımdan aldıktan sonra alt sınıflardan olan Amelia'ya cevabım gecikmedi. "Sana da mutlu Noeller!" İkimiz de birbirimize gülümsedikten sonra gideceğimiz yönleri ayırdık. Az önce indiğim yatakhaneye gittim kutuyu bırakmak için sonrasındaysa 1943 yılının son kahvaltısını yapmak üzere Büyük Salon'a inmek için hazırlanmaya başladım. 

  Son anda değiştirmekten vazgeçtiğim pijamalar eşliğinde kuleden ayrılmıştım. Tablolardaki hayaletler Noel şarkılarını seslendirirken merdivenlerde ki boşluk bambaşka geliyordu gözüme. Noel vakti geldiğinde bende evimde olurdum ve hayatımda ilk defa ikinci yuvam olan Hogwarts'ta Noel'i geçirecektim. "Güzel olacak," dedi iç sesim beni sakinleştirmek istercesine. Cevap vermedim, veremedim çünkü 1943 yılında olmanın verdiği gerginliğin yanında Tom Riddle'ın da yetimhaneye dönmediğini bilmek bir miktar ürkütücüydü. 

 Ve doğum günü olması.

Kendime gelmek, düşüncelerimi dört bir yana dağıtmak için başım hızla sağa sola çevirdim ve yürümeye devam ettim. Karşıma çıkan öğretmen ve öğrencilerle selamlaşırken gülümsememi bir an olsun yüzümden eksik etmiyordum ama bir kere daha başımı kaldırdığımda yüzümdeki gülümsemenin yerini buruk bir gülümseme aldı. Tom Marvolo Riddle, uzaktan uzağa sırtını duvara dayamış elindeki defter ya da kitapla ilgileniyordu. Beni görmemesi için geri çekildim ve duvara gizlendim. Başımı hafifçe çıkarttığımda kalbimde anlam vermek istemediğim ama anlamlı olduğunu bildiğim bir çarpıntı başlamıştı. 

 "Yinede o Lord Voldemort," dedi zihnim. "Ama olgunlaşmamış bir Lord Voldemort," diye cevapladı kalbim onu. Bir döngü içinde süregelen savaşa bir yenisi daha eklenirken sakince gözlerimi kapattım ve ikisine de 'durun' demeyi başardım. Suskunluğa gömülen zihnim ve kalbimin ardından karnımdan gelen ses göz kapaklarımın açılmasına sebep olmuştu ama açmadan önce umduğum görüntü yerine bomboş bir duvar vardı: Gitmişti.

zamanın ötesinde // tomioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin