Bölüm 64 : 'Bir yalanın cezasını çektirmiş, acısını tattırmış'

Ξεκινήστε από την αρχή
                                    

     ''Çıkmıyor mu odasından?'' Olumsuz yanıt alınca canı sıkılmıştı Ahsen'in. Berfin'in eski canlı hallerini özlüyor, sürekli konuşan hiç susmayan zamanlarına hasret çekiyordu.

     ''Ben bir bakayım.'' Deyip oturduğu yerden hareketlendi. Kucağındaki yeğenini koklayıp annesine uzattı.

     ''Ben de geleceğim. Bana verme.'' Leyla da oturduğu yerden kalkınca bakışlar Rahşan Hanım'a çevrilmişti. Yaşlı kadın tespihini kenara bırakıp torununu kucağına aldı. Leyla ve Ahsen odadan çıkıp gözden kayboldu.

        Ahsen Berfin'in odasının önüne geldiğinde kapıyı iki kez çaldı. İçerden ses gelmeyince Leyla'ya 'Ne oluyor' dercesine baktı. Genç kadının 'bilmiyorum' işaretiyle kapının kolunu tutup aşağıya çekti. Kafasını içeriye sokup etrafı kolaçan etti.

        Gördükleriyle neye uğradığını şaşıran Ahsen içeri koşup kızın başına geçti. Berfin yerde hareketsiz yatıyordu.

     ''Berfin! Befin! Ne oldu, aç gözlerini!'' Kızın başını kucağına koyup elleriyle yüzüne hafifçe vurmaya başladı. ''Leyla, Bir şeyler yap Leyla!'' Leyla da kızın başında ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

     ''Kaldıralım. Tut hadi. Yatağa taşıyalım. Muhtemelen bayılmış.'' Leyla kızın koltuk altlarından tuttu. Ahsen de bacaklarını kavrayacağı sırada Berfin'in altından akan kanı gördü. Gözleri sonuna kadar açılmıştı.

     ''Ley-leyla!'' İşaret parmağını kana tutup Leyla'ya haber verdi. Genç kadın da Berfin'in altındaki kanı görünce şok olmuştu. Ahsen kendine gelip konuşmayı başarınca Leyla çoktan kızı kontrol etmeye başlamıştı. Kanın nereden geldiğini öğrenmeye çalışıyordu. Berfin'in kot pantolonunu koyu kırmızıya boyayan kanın kaynağını görünce aklına ilk geleni söyleyiverdi.

     ''Ahsen?! Hamile olmasın?'' Leyla'nın söylediğiyle neye uğradığını şaşırdı Ahsen. Doğru olabilir miydi? Eğer doğruysa bebek tehlikede olabilirdi.

     ''Hastaneye hastaneye gitmemiz gerek. Birini bul. Adamlardan. Hadi çabuk!'' Leyla'yı harekete geçirince Berfin'i bir kez daha uyandırmayı denedi.

     ''Berfin! Aç gözlerini kuzum! Hadi!'' Leyla arkasında Ali'yle birlikte odaya girdiğinde Berfin hala aynıydı. Avluda Ali'yi gören Leyla adamı kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başlamış 'Çabuk yetiş!' diyerek merdivenleri tırmanmıştı. Genç adam ne olduğunu şaşırmış, koşar adım çıkmıştı merdivenleri. Ne olduysa ciddi bir şey olduğu belliydi.

        Odaya girdiğinde genç kızı öyle görünce hemen atılıp onu kucağına aldı Ali. Kızın bacaklarındaki kanı gördüğündeyse daha bir hızlı yürümeye başlamış, çabucak çıkmıştı konaktan.

        Kızı arka koltuktaki Ahsen'in kucağına verip sürücü koltuğuna geçti. Leyla çoktan ön koltuğa oturmuştu. Ali hız limitlerini aşıp hastaneye geldiğinde vakit kaybetmeden kızı kucağına aldı. Ardında Ahsen ve Leyla ile hastaneden içeri girerken 'Sedye!' diye bağırıyordu.

        Sedyeye yatırılan Berfin'e ilk müdahale daha müdahale odasına alınmadan genç bir doktor tarafından gerçekleştirildi. Doktor hızla sedye yanında ilerlerken kızın nabzını kontrol ediyordu.

     ''Nesi var?''

     ''Bilsek sana getirmezdik zaten!'' Ali sinirden doktora çıkışırken Leyla araya girmiş anlatmaya başlamıştı.

     ''Kanaması var. Bu halde bulduk biz de. Hamile olabilir.'' Ali Leyla'dan işittiklerini idrak edemedi bir vakit. Doğru mu duymuştu kulakları? Hamile mi demişlerdi? Nasıl olurdu? Olmuş muydu? Genç adam öylece müdahale odasının kapısında kalırken hatırladığı tek şey doktorun söylediğiydi.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα