15.BÖLÜM KAR TANELİ YILLARIN ŞERBETİ

Start from the beginning
                                    

Dışarıya çıktığımda soğuk kar taneleri serpildi yüzüme, burnumun ucuna kondu bir kar tanesi. Hafifçe üfledim ve etrafıma göz attım. Tüm öğrenciler kartopunu uçuruyordu havada, çarpışıyordu bedenler, çığlık çığlığa kalan nefesler buğuluydu. Şen şakraktı herkes, eğleniyorlardı bir hayli. Temkinli adımlarla kollarımı iki yana açarak biriken karların arasında ilerliyorken Bilge'yi gördüm. Bana el sallayarak geliverdi yanıma. Çekiştiriyordu kolumdan.

"Ah, nerde kaldın kız? Arka bahçedeyiz. Kardan adam yapıyoruz. Seninki de orada. Çabuk ol."

Ağaç kabuğunun renklerini çalan eldivenli elinin elimi içine almasına izin vererek düştüm peşine. Karlı havaları severdim ancak fırtınanın habercisi edasıyla şimşek gibi yere düşen kar taneleri haşlıyordu suratımı epeyce.

Arka bahçeye geldiğimizde bizim sınıftan Furkan, Gökay ve Egenin koca bir kar yığınını kartopu haline getirmeye çalıştıklarını gördüm. Karınca misali çalışkan işçiler kartopunu hazırlamakla meşgul görünüyorlardı. Bazı kızlar da onlara yardım ediyorlar, kimi kızlar ise karla örtülü toprak zeminde yuvarlanmaktan hoşnut gibiydiler.

Kimileri ise köşe başında "dedikodu" çenelerini çalıştırıyorlar, kollarını bedenlerinde kavuşturuyorlar ve tiksinti içerisinde olan biteni tartıyorlardı. Aleyna, Bilge, Gökşin, Sırma birbirlerine yaptıkları ufak kartoplarını atıyorlar, çılgınca savuruyorlardı kahkahalarını. Beni görünce geldi yanıma Sırma. "Yarışa hazır mısın bebek?" diyerek yumruk dolu elini siper etti omzuma. Hızlıca salladım başımı iki yana. "Bak, kardan adam yarışı yapıyorlar. En iyi kardan adam yapanlara ödül verilecek."

Hafifçe soludum burnumdan.  Görmüştüm büyüleyici varlığımın bedenini, üşütecekti naif bedenini. Emre, Cüneyt, Barış kocaman bir kartopu yapıp karlarla yığılı gövdenin üstüne yerleştirmeye çalışıyorlardı. Berksan, Efe ve Mehmet de kendilerine düşen kısımları halletmekle meşguldüler. 

"İyi ama." dedim Sırmaya. "En iyi kardan adam yapanı kim seçecek ki?"

"Alev hoca." diyordu ışıltılı gözlerle Sırma. "Ne dersin seninki çikolata kutularını kapar mı havada?"

"Ah." diyerek burnumdan soludum. Dudaklarımı oynatıverdim. "Hasta olacak karda tufanda. Çikolata ödülünü alsa neye yarar?"

"Hey, kızlar!" diye bağıran bir sesle birlikte çevirdik kafaları. Dönüp baktığımızda bu sesin sahibinin Furkan olduğunu gördüm. "Neden gelip kardan adamı yapmaya yardım etmeyi denemiyorsunuz?" Gecenin yıldızlarını çalan karanlığa hakim şapkası kafasında biraz yana kaymıştı, kulakları soğuktan kızarmış haldeydi. Gözleri bana takıldı. 

"Geliyoruz." diyerek şen dolu sesleriyle haykırdı kızlar. Kardeşim elinde yaptığı kartopunu  yüzüme fırlatıyordu. Sızlatmıştı burnumun direklerini! Yüzüm gözüm kar parçalarıyla kaplı halde donmaya mahkum edilmişti. Acıyla somurttum. "Seni elime geçireyim de hele bir küçük cadı."

Hemen yere eğildim ve karlardan tutam tutam alarak avuçlarımın içerisinde hızlıca yapmaya başladım. Yapıp bitirdiğimde fazla büyük olmuştu. Tam onların tarafa doğru ilerlerken avuçlarımın arasından kayan kartopunun istikameti gidişatını şaşırdı ve Furkan'ın kafasına vurdu. Çocuk, kardan adamın burnuna havucu yerleştiriyorken aldığı bu darbeyle beraber sersemledi ve kardan adamın kafası uçuvermişti. Şimdi kafasız bir adam sergileniyordu gözler önünde. Hışımla başını bana çevirdiğinde kızgın lavları püskürüyordu göz tanelerinde. Ağzımı zorlukla kapatarak tuttum nefesimi ve gülücüklerimi, ısırdığım dudaklarımın arasına hapsettim.

Ateşe ateşle karşılık vermişti Furkan. Benim yaptığımdan daha büyük bir kartopunu bana atarken, belimi kavrayan ellerle birlikte ayağım tökezledi ve kendimi yerde bulmuştum. Şimdi kar yığınlarının arasında kuzu çevirme gibi dönüyordum beni kavrayan ellerle birlikte.

GÜN DOĞUMU SERİSİ☆YILDIZ DÖKÜMÜ☆Where stories live. Discover now