31.Bölüm ∞

30.4K 1.4K 32
                                    

31.Bölüm ∞

"Dilaver abi mi attı bu iftirayı üzerime? Allah canımı alsın ki bu işle bir ilgim yok abla! Bu onların günahı!"

Karşımda amansızca ağlayan ve titreyen kıza öylesine büyük bir şaşkınlıkla bakıyordum ki bütün bedensel fonksiyonlarım durmuş, düşünme yetim azalmış gibiydi. Ne günahından bahsediyordu?

"Ne günahı?" dedim gergin ve son derece ciddi sesimle. Gülşen sorduğum soruyu anlamamış gibi ıslak kirpiklerini kırpıştırırken kendimden daha önce hiç beklenmeyen gürlük ve sertlikte "Ne günahı!?" dedim kati sesimle.

Karşımdaki kız korkudan -veya her neyse artık- zangır zangır titriyor anlamsızca bana bakıyordu. Benim her şeyi bildiğimi sanıyordu çünkü onu konuşturabilmek için böyle bir izlenim yaratmıştım. Ama görünen o ki evimizin küçük yardımcısı benden çok şey biliyordu!

"Abla... sen?"

Ona gözlerimi dikip dişlerimin arasından "Sana ne olduğunu sordum! Bana cevap ver, ağabeyimin bu meseleyle ne işi var? 'Onların günahı' derken ne demek istedin!?" Ardından iyice çileden çıkmış halimle ayaklanıp Gülşen'in üzerine yürüdüm. "Ne biliyorsan anlatacaksın! Susma..."

"Anlattıklarımdan sonra bana... bana nasıl inanacaksın? Ağabeyine karşılık benim sözüme mi güveneceksin? Yalancı demeyeceğini ne malum?" dediğinde haklı olan korkusunu görebiliyordum. Ama en azından neler olup bittiğini anlamak istiyordum.

"Buna ben karar vereceğim. Sen sadece bana bildiğini anlat..." Sesim dakikasında aşırı soğumuş ve ürkütücü bir tona bürünmüştü. Sabah sevgiyle baktığım bu kız, bildiği bir şeyler sayesinde gözümde şüpheli konumuna gelmişti. Bu kadar korkmasını sağlayacak ne olabilirdi?

"Bu günahı benden duymanı istemezdim abla. Seni severim ve zarar görmeni istemem" dedi gözlerini bana dikerek. Bakışları ve sözleri samimiydi. Ama ben kendi güvenliğim için teminat almak istemiyordum. Aksine bana zarar gelebilecek olsa bile gerçekleri öğrenmek istiyordum. Babamın katilini bulup... bulup tüm hıncımı çıkarmak istiyordum!

"Ben Sami Bey'in ölümünden 2-3 hafta önce işe başlamıştım, her şey o günden sonra dikkatimi çekmeye başladı" diyerek konuşmaya başlayınca bildiklerini anlatmaya başladığını fark edip heyecanla dikkatimi ona yönelttim.

"Devam et" Duraksadığını görünce teşvik edercesine mırıldanmıştım.

"Dilaver abi, Selma ablayla anlaşamıyor ve sürekli tartışıyordu" dediğinde buna kendim de hak verdim. Selma, Dilaver ağabeyimin karısıydı ve son zamanlarda çok sık tartıştıklarını görür olmuştum. Fakat hala bir şeyler anlayabilmem için hikâyenin devamına ihtiyacım vardı. "Bir gün... bir gün Selma ablanın 'Başka bir kadın mı var' diye bağırdığını duydum. Aslında bunu diğer iki yardımcı kızda duydu, bana inanmıyorsan onlara sorabilirsin" dediğinde gözlerindeki endişe hala gitmemişti.

"Eee?"

"Dilaver abi inkar etti ve Selma ablaya onu sevdiğini söyledi ve sonrada... öptü" dedi kızararak. Bu kadar ayrıntıya niye girdiğimizi merak ediyordum ama onun sözünü kesmek istemedim. "Bizde sadece bir anlık tartışma deyip umursamadık, her evlilikte olurdu"

O sırada mutfaktan içeri Selma yengem girince Gülşen'le beraber ayağa kalkıp ona baktık. Elindeki son bardakları da tezgahın üzerine koyup bize döndü ve göz kırptı. Yengelerim arasında en çok küçük ağabeyim Dilaver'in eşi Selma'yı severdim. Zaten aramızdaki yaş farkı fazla olmadığından her konuda akıl danışabiliyordum.

Sev Yeter (2)Kde žijí příběhy. Začni objevovat