10.Bölüm ∞

41.3K 1.6K 50
                                    

10.Bölüm ∞

Umursamaz bir tavırla diğerlerinin peşinden giden Dilşah'ı izleyip ardından hala sevinçle kucaklaşıp duran annemle baktım ve Betül'ün kolunu sertçe tutup "Senin ne işin var burada!?" dedim öfkeyle.

Betül kolunu kurtarmaya çalışınca kolunu fazla sıktığımı anlamış ve elimi biraz gevşetmiştim. Ne olursa olsun bir kadına fiziksel bir zarar veremezdim. Karşımdaki her şeyden habersiz kız arkadaşım -yatak arkadaşım desek daha doğru olur sanırım- bana bakıp dudaklarını büzdü.

"Ama Akın, ben seni hala çok seviyorum!" diye mızıldanınca ben bu kadına 2 hafta nasıl dayandım diye düşündüm. Tanrım şu hareketleri, konuşma şekli öylesine çocukça ve iticiydi ki bir an kendimden iğrendim. Cidden ben bu kadınla nasıl takılmıştım?

Annemin olaya her zamanki gibi müdahele edeceğini anlayınca sert bakışlarımı ona gönderip "Sakın! Sakın tek kelime etme anne. Betülle ayrıldığımızı biliyorsun ve akşam yemeğinde misafirlerimiz varken onu nasıl sofraya davet edersin?" dediğimde Betül sahte gözyaşlarını akıtmaya başlamıştı.

Annem bir şey söyleyecek gibi ağzını açıp benim gözlerime bakınca ardından sustu ve arkasını dönüp salona girdi. Betül annemden de desteğinin esirgendiğini görünce bu sefer masum bakışlarla bana bakmaya başladı ve sarılmaya yeltendi. Fakat onu ellerimle engelledim.

"Betül neden anlamak istemiyorsun, artık her şey bitti. Duyuyor musun, bitti!" dedim kesin ve sert sesimle. Artık bunları söylemekten bıkmıştım ama bu kadın inat etmekten bıkmamıştı. Yaptığı onurlu bir inat olsa neyse resmen yüzsüzlüktü.

"Seni çok seviyorum Akın. Ben ilk kez bir erkek arkadaşım beni böylesine değerli gördüğünü, beni sahiplendiğini gördüm. Biliyorum hatam var ama seni de diğer sevgililerim gibi zannettim. Sana deli gibi aşığım ve beni bırakmaman için her şeyi yaparım. Duydun mu, her şeyi!" dedi çıldırmışçasına bir sesle.

Bir erkek olarak, bir kadın tarafından sevilmek elbette hoşuma giderdi. Ama Betül'de değil, belki sarı saçlı, yeşil gözlü bir kız olsa olabilirdi ama Betül olmazdı!

Saçmaladığımı düşünüp başımı salladım ve yaşlı, meraklı gözleriyle bana bakan Betül'e gözlerimi diktim. Aslında beni gerçekten sevse benim bir konuda verdiğim karardan katiyen dönmediğimi bilirdi. Ama bilmiyordu. Biz Betül'le normal sevgililer gibi değildik ki. Sadece gecelerimiz beraber geçer, sabahsa yataktan kalkıp kendi hayatlarımıza giderdik.

Evet, arada ilişkimize 'sevgiliyiz' modu vermek için bir yerlere giderdik ama bunlarda genelde arkadaş ortamıydı. Yani biz yatak dışında Betül'le zaman geçirmezdik bile. Kadınların 'bu erkekle yattım, artık ona aşığım' düşüncesine acayip ayar oluyordum. Ya benim takıldığım kadınlar böyleydi, ya da gerçekten de tüm kadınlar böyleydi.

"Betül bak. Söylediklerin mantıklı şeyler değil. Düzgün düşünemiyorsun. Sana benden bir tavsiye; Hayatta kimseye kendinden fazla değer verme" dedim 'ben bilirim abi' tavırlarımla.

Betül'se küçük bir çocuk gibi ayaklarını yere vurup dudaklarını büzdü. Sanıyordu ki bu şımarıkça tavırlarıyla ilgimi çekebilecek fakat aksine ondan daha fazla uzaklaşıyordum. Tanrım, gerçekten ben günlerdir nasıl bir kızla sevgili olmaya 'çabalamıştım' acaba?

"Ama ben seni istiyorum Akın!" dediğinde artık sınırlarını aşmıştı.

Beni alacak olan kişiyi ben belirlerdim. Cıvık, yılışık ve sülük gibi yapışan kadınlardan gına gelmişti ve şimdiye kadar gözlemlediğim kadarıyla böyle kadınlar iyi laftan falan anlamıyorlardı. Betül'ü kolunu biraz daha sıkıp dişlerimin arasından tısladım.

Sev Yeter (2)Where stories live. Discover now