1.Bölüm

189K 2.6K 96
                                    

1

"Düş artık yakamdan kızım, sevmiyorum anlıyor musun!?" diye öfkeyle bağırdı genç adam. Fakat karşısındaki sarı saçlı kadın arsızlığı eline almışçasına ısrarcıydı. Ellerini yakışıklı gencin boynunda dolaştırırken edepsizlikle söylendi.

"Sevmelisin. Beni nasıl sevmezsin, ben çok güzelim!" dedi öfkeyle. Akın artık böyle kadınlardan illallah etmişti. Betül'ün de böyle kadınlardan olduğunu bilse onunla takılır mıydı?

"Betül anla artık, ben kimseye ümit falan vermem. Bu ilişkinin başlama nedenini biliyordun ve seni sevmiyorum!" dedi katı bir sesle. Betül rujlu dudaklarını büküp daha fazla ısrar etmemesi gerektiğini hissederek yatağın üzerindeki kaliteli çantasını eline aldı ve Akın Demiral'ın ela gözlerine bakarak "Hayvan!" diye bağırıp odadan çıktı gitti.

Akın, kendisine kapılan diğer kadınlarda olduğu gibi bu kadının da duygularını önemsemedi. Bir haftadır koynuna girdiği bir adama kimse böyle kolayca âşık olamayacağını düşünüyordu. Üzerini giydikten sonra telefonunu eline alıp sabahtan beri aramayı planladığı kişiyi aradı.

Odadan çıkarken açılan telefonla genişçe gülümsedi.

"Nerdesin sen lan?" dedi keyifli bir sesle. Kadınların onu terk edip gitmesi onun için önemsizdi. O aşk adamı değildi, biliyordu. O işin sadece dizilerde, filmlerde, kitaplarda fazla abartıldığını düşünenlerdendi.

"Cemre ile Antalya'ya tatile geldik. Biliyorsun işler yoğundu birkaç aydır ve sevdiğim kadına zaman ayıramıyordum" dedi neşeli bir sesle. Sevdiğiyle tatilde olmak onu mutlu ediyordu.

Akın da onun mutluluğuna ortak olup gülümsedi ve otelin resepsiyonun önünden geçerken, resepsiyondaki kadına çapkınca göz kırptı. Genç kız onun bu hareketiyle adeta erirken Akın çoktan otelden çıkmıştı bile. Valenin önüne getirdiği arabasına binerken kuzeni Ulaş'ın nişanlısıyla gittiği tatilde başından geçen maceraları kendisine anlatmasını büyük bir keyifle dinledi.

Ulaş'ın nişanlısı Cemre'yi bir zamanlar sevdiğini sandığı zamana öylesine gülesi geliyordu ki. Evet, Cemre iyi kalpli ve güzel bir kızdı ama ona hiçbir zaman sevmemişti ki. Bu sadece Ulaş ile arasında geçen ufak bir iddia veya hırs gibi bir şeydi ve genç adam o zamanlar bunu anlayamamış sırf kuzenini alt edebilmek için onu Cemre ile vurmak istemişti.

Cemre'yi sevdiğini zannederken aslında ne kadar da yanılmıştı. Üstelik yıllar önce genç kıza söylediği sözler öylesine doğruydu ve yerindeydi ki iyi ki önlerinde onlar için engel olmaya devam etmemişti. Çünkü onlar kadar birbirini tamamlayan başka bir çift olarak sadece Emre ve Çiğdem'i görmüştü. Başka da yoktu zaten. Hele ki kendisi için hiç yoktu.

25 yaşına gelmesine rağmen hiçbir kıza öyle aşkla bakmamış, körü körüne de bağlanamamıştı. Akın'ın aşk konusundaki tezleri yavaş yavaş yok oluyordu. Aslında önünde Ulaş ve Cemre gibi aşk dolu bir çift olunca bu tezleri destekleniyordu ama artık ümidini kesmiş, hayatını dilediğince gelişine yaşıyordu.

"Yengem nerede bakalım? Yoksa onu aç erkeklerin bakışlarından sinirlenip kendi başına ayin gerçekleştirsin diye tapınağa mı kapattın?" dedi alaylı bir sesle.

Sev Yeter (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin