Özel Bölüm ∞

24.9K 1.3K 71
                                    

6 AY SONRA

Heyecandan elim ayağım titrer bir şekilde sağa sola giderken kocam evimizin mutfağından elinde bir bardak sütle bana doğru gelmeye başladı. Bir yandan da bu heyecanıma gülümsüyordu.

"Sakin ol, hiçbir sorun çıkmayacak." dedi tok ve kendinden emin sesiyle. Onun yanımda olması, bana güven vermesi herşeye bedeldi. Sütü elime tutuşturduğunda yüzümü buruşturdum ve bu halime kıkırdayıp başını kabul etmezmişçesine sağ sola salladı.

"O süt içilecek bitanem. Senin için, bebeğimiz için" deyip birden eğildi ve şiş karnıma sevgi dolu bir öpücük kondurdu.

O sert, asarım keserim Akın baba olacağını öğrendiğinden beri sevgi doluydu ve kızım -evet kızdı!- Akın gibi bir babası olacağı için çok şanslıydı. En önemlisi sevdiğim adam sevgi doluydu, sıcacıktı. Onun kanatları altında öylesine bir güven duygusuyla sarmalanıyordum ki yeri gelse benim için herkesi karşısına alabileceğini biliyordum.Annemlerden 6 ay boyunca tek bir mesaj veya arama alamamam bu yüzdendi. Halbuki ben Akın'ın da teşvikiyle -ailemi özlediğimi en çok o hissediyordu çünkü- birkaç kez aramış fakat evin yardımcıları tarafından hemencecik reddedilmiştim. Oysa annemle en azından bir telefonla görüşürüm, sesini duyarım diye ümit etmiştim. Gerçi kaçıp giderken ve kimseye haber vermezken onları da pek haksız bulamıyordum. Beni ne kadar istemediğim bir adamla evlendirmeye çalışırlarsa çalışsınlar kimse böyle terk edilmeyi hak edemezdi.

İşte bu sebeplerden ötürü bir hafta önce telefonum çaldığında annemin olduğunu görünce sevinçten ne yapacağımı bilemedim. Hasretine dayanamıyorum, falan deyince bende filmler koptu tabii. Gözyaşlarına boğulurken ve sevinçten dilimi yutmuşken Akın telefonu elimden almış en kısa zamanda buraya davet etmişti. Hamileliğim vesilesiyle uçağa binip bizim gitmemiz pek mümkün değildi. Aslında doktora da sormamıştık fakat Akın o kadar çok üstüme düşüyordu ki en ufak bir kutu, eşya bile taşıttırmıyordu bana bırakın uçağa binmeyi.

Velhasıl kelam annem iki gün önce aramış bugüne bir bilet ayarladığını söylemişti. Orada yaşadığımız durumlar yüzünden olaylar hala karışık olduğu için hepsinin gelemeyeceğini, sadece kendisinin gelebileceğini belirtmişti. Olsun, annemi bile görmek benim için çok önemliydi.Kapı zili çaldığında aniden telaşlanınca Akın ellerimi tutup ona bakmamı sağladı.

"Hişş sakin ol. Şimdi git kapıyı aç ve anneni sımsıkı kucakla. Kırgınlığı varsa bile bu ona da sana da iyi gelecek" deyip göz kırptı ve alnıma sevgi dolu bir öpücük kondurdu.

Gözlerim dolu dolu olurken fısıldadım. "Seni seviyorum."

"Biliyorum" dedi gözlerini yumarak. Ardından elimdeki boş bardağı alıp mutfağa yöneldi. Bende daha fazla annemi bekletmemek için seri adımlarla -artık duba gibi karnımla nasıl olabilirse- kapıya yöneldim. Açtığımda annemi görmemle ikimizde birkaç saniye duraksadık. Ardından ikimizde gözyaşları eşliğinde sımsıkı sarıldık. Annem saçlarımı okşayıp koklarken bende annemin boynuna eğilmişim, hala onun küçük bir yavrusuymuşumcasına kendimi oraya gömmüştüm. İkimizde en az bir beş dakika kapının önünde öylece sarılı kaldık. En sonunda geri çekildiğimizde annem gözyaşları eşliğinde, yüzümdeki yaşlarımı sildi.

"Seni ne kadar özledim. Ne kadar olgunlaşmışsın" deyip geri çekildi ve karnımı görmesiyle kendisine hakim olamadan bir sevinç çığlığı attı. "Bebek mi?" deyip hevesle gülümsediğinde bu sahneyi çok daha önceden yaşayamadığımız için pişmandım.

Heyecanla başımı sallayıp "Bebeğimiz, 6 aylık" dedim. Ellerimi tuttuğunda sanki aramıza kırgınlık, küskünlük hiç girmemiş gibi yeniden o eski anne-kız olmuştuk. Bebeğime bu kadar sevinmesi, sevdiğim adamın sevinmesi kadar değerliydi benim için."Hadi geçelim içeri." deyip onu salonumuza yönlendirdim.

Sev Yeter (2)On viuen les histories. Descobreix ara