SONUN BAŞLANGICI (FİNAL)

738 41 32
                                    

VEE FİNAL BÖLÜMÜYLE KARŞINIZDAYIM.

MULTİMEDYA : BORA

İYİ OKUMALAR SEVGİ PITIRCIKLARIM :)

 

Antalya’ya geleli 3 koca hafta olmuştu. Ve Bora’nın söylediği gibi ben Antalya’ya geldikten hemen sonra Kemal Yetkiner tarafından ziyaret edilmiştim. Bora’nın beni habersiz bırakmayacağını biliyordu ve bu yüzden yine ufak çapta bir tehdit almıştım. Ancak Bora’nın nerede olabileceğine dair en ufak bir fikrim yoktu gerçekten.

İpek’ten telefonlar almıştım ve almaya devam ediyordum. Ona göre Bora’yı buzdolabına saklamış bile olabilirdim.

Tuna iyileşmişti ve Sena’yla gerçekten kıskanılacak bir ilişkileri vardı. Ve evet, kıskanıyordum. Ne olurdu Bora ve bende onlar gibi mutlu mesut yaşasaydık?

Emir ve Caner’le bazı akşamlar görüntülü konuşuyorduk. Bora’nın gittiğini biliyorlardı ve hepsi endişeliydi.

Babam mahkemeyle uğraşıyordu. Kemal Yetkiner’in isteği olmamıştı. Babama sürekli sorduğumda inkâr ediyordu ama tehdit aldığını biliyordum. Yoksa niye polisten korunma hakkı istesin ki?

 Ve ben. Ben perişandım. Yaşadığımdan zevk alamıyordum ve alamıyorum da. Nefes alamıyordum sanki. Belki diyordum, Bora da Antalya’daysa? Sokakta yürürken aptal gibi sürekli gözlerim onu arıyordu. Ümitsizce bekliyordum onu.

Teyzemlerde bana ayrılan odada yine Bora’yı düşünürken aklıma bir fikir geldi. Acımı ne diye içime atıyordum ki? Hemen koltuğumdan kalkıp kitaplıktan boş bir ajanda çıkardım.

Tarih: 28.02.2014

Acımı kendi içimde kendi kendime yaşamak istemiyorum. Bora’yı istiyorum. Eski mutlu günlerime geri dönmek, yine Kordon’da onunla yürümek istiyorum. Umutsuzca onu bekliyorum ben. Beklediğim her dakika her saniye içimden parça koparıyorum. Korkuyorum, o gelemeden kendimi tüketeceğim.

Antalya eskisi kadar anlamlı gelmiyor bana. Anlamı sadece Bora’nın burada olabilme ihtimali.

 Ajandayı kapattıktan sonra derin bir nefes aldım yanağımdan süzen yaşları sildim. Bu ajandayı yanımdan ayırmayacaktım. Onu test kitaplarımın arasına, okul çantama koydum.

(…)

Tarih: 12.03.2014

Sayfalarını şimdiden doldurdum. Galiba bir ajanda daha almam gerekecek. YGS’ye sayılı günlerim kaldı. Bu gün eve geldiğimde teyzem bana ait bir zarf olduğunu söyledi. Gönderen yazmıyordu. Heyecanla yırtarak açtım.

“Sevgilim, aşkım;

Bilmeni isterim ki seni çok özledim. O mavi gözlerini, gamzelerini, bahar kokulu saçlarını, Ela seni çok özledim.

İnanıyorum ki, beni unutmadın. Ve tahmin ediyorum ki gözlerin her yerde beni arıyor. O zaman odanın camından dışarıya bak.”

Heyecanla kapatıp, yaşlı gözlerle odama koşup perdeyi yırtarcasına çektim. O. Oradaydı. Heyecandan ne yapacağımı bilemez şekilde dururken gözlerimiz bir iki saniye buluştu ve hemen sokağı dönüp kayboldu. Ne yapacağımı bilemedim. Hemen dış kapıya koştum. Onun döndüğü sokağa baktım ama yoktu. Gitmişti. Beni unutmadığını, hatırladığını gösterip gitmişti.

CORDELIA Where stories live. Discover now