O Benim!..

1.2K 74 12
                                    

Kendimi toplamam gerekiyordu. Ama o yakınımdayken bu çok zordu. Kapının açılma sesiyle kendimize geldik. Güler teyze bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Benimse yüzüm kızardı. Of!! Bora benden yavaşça uzaklaşıp bir 'özür dilerim' mırıldandı.

Güler teyze kahve bardağını alıp, bize bakmayı ihmal etmeyerek odadan çıktı. Bora da ayağa kalktı.

"Seninle şarkı söylemek çok güzeldi. Bir ara tekrar yapmalıyız. Bu arada sarhoşken çok tatlısın." Yüzüm kızardı. "Ama fazla kaçırma sonra hasta oluyorsun."
O anı hatırlayıp utandım. "Tamam."

Kapıya yöneldiği sırada gitmemesi için kolundan tuttum. Elektrik çarpmış gibi bir titreme geldi. Hemen bana döndü. Gözleri şaşkınlıktan iyice açılmıştı. Böyle çok tatlı görünüyordu. Sonra gözleri ellerime kaydı. Hala kolunda duruyordu. Hemen elimi çektim.

"Benden neden özür dilediğini anlayamadım az önce?"
"Herşey içindi aslında." dedi. Anlayamadım yine. Ne diyo ya?
"Hadi yat dinlen, yarın İzmir'i uykulu gezemezsin." dedi ve odadan çıktı.

Ne olmuştu az önce? Hemen duş almak için banyoya gittim. Şimdi daha iyiydim. Hava hala sıcak sayılırdı o yüzden ince pijamalarını giydim. Gözlerimi kapattım. Tam uykuya teslim olmaya hazırdım ki telefonum çalmaya başladı.
Mızıldayarak telefonu açtım.

"Mmhh?" Konuşamıyordum. Aslında kimsin demeye çalışmıştım.
"Ela! Ne olduğunu hemen bana anlatıyorsun!" Kahretsin Sena! Onu aramayı unutmuştum.
"Yarın anlatsam, gerçekten yorgunum." dedim. Sesini duyunca konuşma yetim geri gelmişti.
"Hiç kaçarın yok. Ne olduğunu öğrenmek istiyorum."
"Gerçekten çok uykum var. Yarın birlikte kahvaltı edelim. Gezerken de herşeyi anlatıcam."
"Bak beni atlatamazsın. yarın herşeyi ayrıntısıyla istiyorum."
"Tamam." Anında gözlerimi yumdum. Bir günde çok şey yaşamıştım.

...

Kafamın içinde biri şarkı söylüyordu. Bu ne biçim ses yaa! Gözlerimi araladım ve çığlık attım. Ahsen kahkahalarla gülüyordu. Maskesini yüzünden çıkardım ve onu gıdıklamaya başladım.

"Abla tamam dur. Karnım ağrıdı gülmekten." Ona acıyıp bıraktım. Koşarak odamdan çıktı. Yataktan kalktım ve aynaya baktım. Bebek gibi uyumuştum. Şimdi hazırlanma vaktiydi. Banyoya gidip dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı taradım ve topladım.

Üzerime beyaz bir tişört ve toz pembe bir pantolon geçirdim. Babetlerimi de ayağıma giydim. Gözlerime hafif bir kalem çektim. Çantamı alıp aşağıya indim. Güler teyze bana bakıyordu. Dayanamadı yanıma geldi.
"Dün geceki çocuk kimdi kızım?" Şimdi anlat anlatabilirsen. 'Ondan hoşlanıyorum ve tam özel bir an yaşarken böldün' mü demeliydim? Kesinlikle hayır.
"Bir arkadaşım. Dün ben partide sarhoş olunca buraya kadar getirdi." dedim. İnanması için gülümseyip gözlerimi kırpıştırdım. Babamda işe yarıyordu. Anlaşılan Güler teyzede de işe yaradı çünkü "Peki madem" diyip Ahsen'e kahvaltıda eşlik etmeye gitti.

Bende kendimi dışarıya attım. Sena'ların evi yakındı, hem de yürümek istiyordum. Karşıda sarışın bir çocuk bana el salladı. Kim bu? Bana mı salladı? Arkama dönünce kimse yoktu. Bana sallamıştı. Sonradan hatırladım. Bu Caner'di. Bende ona gülmsedim. Yanıma geldi.

"Selam"
"Selam"
"Dün gece sesin gerçekten harikaydı." Hemen yüzüm kızardı.
"Teşekkür ederim." dedim. Konuşmaya hevesliydi ama gerçekten Sena'ya yetişmem gerekiyordu.
"Daha sonra görüşürüz." diyip adımlarımı hızlandırdım.
"Görüşürüz" dedi. Hep acelem olduğu zaman ortaya çıkıyordu. Ve lafı ağzına tıkıyordum. Yapacak birşey yok dedim içimden ve Sena'ların kapısını çaldım.
Hemen kapı açıldı ve Sena dışarıya çıktı.
"Hemen başlıyorsun."
"Sana da merhaba" Gözlerini devirdi.
"Tamam merhaba. Hadi başla." Arabaya geçtiğimizde anlattım olanları, tek tek. Şiir okuduğunu söylediğimde kaza yapıyorduk.

"Oha! Sen bana bunları anlatmadan uyudun öyle mi?"
"Gerçekten yorgundum." dedim.
"Bunu bana söylemeden durduğuna inanamıyorum! Bu harika! Yani Bora hiçbir kıza bu şekilde yaklaşmadı. Yalandan çıktığı zaman İpek'e bile."

Kendimi özel hissedip sırıttım. Ama daha sonra partide Bora'nın İpek'e sarılışını hatırladım. Ve içimi bir his doldurdu. Nefret ve öfke.
Eğer Bora İpek'e gerçekten, içinden gelerek sarıldıysa neden dün gece beni öpecekmiş gibi duruyordu? Belki o da sarhoştu hafiften. O zaman Güler teyze tam zamanında gelmişti.

Kafeye geçip oturduk. Sena bana beklentiyle bakıyordu. Kaşımı kaldırıp "Niye öyle bakıyorsun?" dedim.
"Şiiri okuyup bırakmadı herhalde değil mi?" dedi. Gözlerimi kaçırdım. Anlatmak zorunda mıydım?
"Biliyordum!" diye bağırdı.
"Dur! Dur! Hayır öpmedi sakin ol." dedim ve bana sanki dondurmasını elinden almışım gibi baktı.
"Nasıl yani?"
Derin bir nefes alıp "Öyle birşey olmadı çünkü Güler teyze tam zamanında odaya girdi."

Bu sırada kahvaltımız geldi ve ben yemeğe koyuldum. Sena da ben gittikten sonra partide ne olduğuyla ilgili bir şeyler söylüyordu.

Bitirdiğimizde kalktık. Ve tam o sırada kafeye İpek geldi. Yine yüzüm kasıldı. Sena'ya baktı, birşey demedi. Bu Sena'yı çok sinirlendiriyordu. Baktığımda Sena İpek'e gözlerini dikmiş ters ters bakıyordu.
İpek bana dönüp "Bu aralar sık karşılaşıyoruz Ela." Ses tonundan nefret ediyordum!
"Daha sık karşılaşacağız İpek. Unutma ben buraya taşındım. Aynı okula gideceğiz." dedim.
Hah işte başlıyoruz. Bana yaklaştı fısıltı halinde "Bora'dan uzak dur! O benim!." dedi.
Ne yapmaya çalışıyordu ki? Ben de ona iyice yaklaştım. Sıkıca kolundan tutup, kulağına fısıldadım. "Dikkatli ol İpek. Birkaç dedikodu duydum. Gece birisi seni başka bir erkeği öperken görmüş." dedim. Yüzüne baktığımda permalı saçlarına kadar endişeliydi. Güzel. Bu hoşuma gitti.
Yüzüne gülümseyip, Sena'yı kolundan tutup çektim. İpek'i orada öyle mal gibi bırakmıştım ve şimdi çok mutluydum. Sena ağzı bir karış açık bana bakıyordu.
"Ne söyledin?"
"Hiçbir şey" dedim. Sena'ya söylemeli miydim bilmiyordum. En iyisi bunu İpek'le aramda tutmaktı.
"Sadece bana karışamayacağını söyledim." dedim. Pek inanmış görünmüyordu.
"Peki öyle olsun" dedi. Arabaya doğru ilerlerken "Gezmekten önce yapacağımız şeyler var, mesela sana yeni ciciler almak gibi" diyip kocaman sırıttı.
İtiraz etmeden kafamı salladım. Biraz alışverişe ihtiyacım olabilirdi.

...

2 saat sonra toplam 15 mağazaya girmiş ve 17 tane kıyafet 6 tane ayakkabı alarak çıktık. Beynim uyuşmuştu resmen. Bu ne ya! Birdaha alışverişe ihtiyacım olmazdı herhalde. Ben bitkinlikten kendimi resmen katlayıp torbaya koyacak durumdayken Sena hiçte yorgun görünmüyordu.
Elimizdeki bütün torbaları arabaya koyduk.

Yola çıktığımızda "Sena ya yoruldum, akşam beni gezdir ama şimdi eve gidelim." dedim sızlanarak. Bana baktı. Nihayet halimden anlamış görünüyordu.
"Tamam. Akşama hazır ol ama." dedi.
Arabadan inip torbalarımı aldım. Sena'ya el salladım ve o da göz kırpıp uzaklaştı. Önüme döndüğümde küçük bir çığlık attım!
Bora, önümde bana sırıtıyordu.

CORDELIA Where stories live. Discover now