Oyun

961 59 19
                                    

MULTİMEDYA : CANER

Basketbolu anlamama yardımcı olan arkadaşım Furkan'a teşekkür ediyorum :)


İyi okumalar :))


Ela'nın ağzından:

"Ah!" Yüzüme çarpan yastık! Ahsen bu sefer bittin. Gözümü açmadan başımın altındaki yastığı fırlattım.
"Yuh! Yavaş kızım ya!" Gözümü açtım. Ayy Sena'yı unutmuşum.
"Kafamı kırdın Ela!" Gülümsedim.
"Böyle kaldırırsan öyle olur."
"Tamam ya of! Zaten kafamı kırdın. Hadi hazırlan bekliyorum."

(...)

Okula girdiğimizde bütün gözler bize döndü. E normal yani. Geldiğim günden beri kavga oluyordu. Başkası olsa bende dönüp bakarım. Ama bu çok rahatsız edici bir duygu. Yani insanlar böyle bakınca acaba kulaklarımla gözlerim yer mi değiştirdi diye düşünmüyor değilim. Sena 'takma' dercesine kolumu sıktı. Gülümsedim.

Sınıfa girdiğimde Büşra ve İpek yine bakışlarını ok gibi fırlattılar. Umurumda mı? Hayır, pek sanmıyorum. Onlara gözümü devirerek sırama oturdum. Caner'in kapıdan içeriye girdiğinde surat ifadesi çok donuktu. Daha sonra gözleri beni bulunca gülümsedi, yanıma oturdu.

"Merhaba." Dedi.
"Merhaba. Nasılsın bu gün? Canın acıyor mu?" Endişelenmiştim. Çünkü Bora dün karnına tekmeyi basmıştı.

"İyiyim. Merak etme. Bil bakalım bu gün ne var?" dedi. Ona gülümsemek yakışıyordu. Keşke Bora'nın hediyesi olan şu yara dudağında olmasaydı.

"Imm. Bilmem."

"Bu gün beden dersi var." Benim için normal bir dersti ama Caner sporcu olduğu için onu sevindirmiş olmalı. Fazla tepki vermediğimi görünce surat astı.

"Unuttun değil mi?"

"Neyi?" Neyi unutmuş olabilirdim ki?

"Sana basketbol öğretecektim hani? Ela unuttun değil mi?" Aslında tamamıyla unutmuştum. Ama Caner öyle bakınca dayanamadım.

"Aslında unuttum." Dudağımı dişledim. "Ama öğret." Gözlerim sınıfa giren Bora'ya kaydı. Yanımda Caner'in oturmasına aldırmadan geldi.

"Günaydın Ela. Bu gün daha iyi hissediyor musun?"

"Evet, daha iyiyim sağol." Caner' e bakış atıp yerine oturdu. Caner, bana soru soran gözlerle bakıyordu.

"Dün basit bir bayılma geçirdim de."

"Bilmiyordum. Şimdi iyi misin? Neden bayıldın?"

"Bu kadar endişelenecek bir şey değil. Dedim ya basit bir şey."

"O yanında mıydı?" Gözleriyle bize bakmakta olan Bora'yı işaret etti.

"Tesadüf olarak, evet."

Ders matematikti. Çok severim(!). Dinlesemde anlayamadığım için kafamı sıraya koydum. Kafama bir şeyin çarptığını hissettim. Biri kağıt atmıştı. Kafamı sola döndürüp baktığımda İpek'in bana baktığını gördüm. Kağıdı açtım.


'AFERİN BORA'DAN UZAK DURUYORSUN. BÖYLE DEVAM ET YOKSA CANINI YAKARIM.'


Of! Yine mi? Buz gibi bakışlarımı İpek'e çevirdim. Ne hakla tekrar tehdit ediyordu?

"Evet gençler burayı da anladıysanız geçiyorum." Dedi hoca. Ela, hızlı düşün diye komut verdim kendime.

"Durun hocam!" dedim.

"Ela anlamadıysan tahtaya gel." Ne? Hayır!

"Yo, hayır. Ben anladım da İpek anlamamış. Yani bana öyle dedi." Evet bu saatten sonra ölü bir insanım ben. Sena bana döndü. Şaşkınlıktan gözleri kocaman olmuştu. Ve bütün sınıf dönüp İpek'e baktı. Bende tek kaşımı kaldırarak ona döndüm.

CORDELIA Where stories live. Discover now