İşler Karışıyor

733 40 22
                                    

 

Multimedya: Caner

Hatırlatma:

Bir cafeye gelmiştik. Garson yanımıza gelip ne alacağımızı sordu.

Bora kendine ve bana kahve istedi. Emir de şekersiz kahve istedi. Garson tam gidecekken Emir'den çıkan sesle Bora'yla göz göze geldik.

"Ela'nın kahvesi sütlü olsun. Tek içemez."

Yeni Bölüm:

Bora tek kaşını kaldırdı. "Ben bilmiyorum bunu?"

"E-evet tek içemiyorum."dedim sıkıla sıkıla. Emir beni gayet iyi tanıyordu ve Bora'nın yanında da dikkatli davranmıyordu. Amacı beni tekrar mahvetmekse yakında amacına ulaşırdı.

Gözlerimi tekrar Emir'e çevirdiğimde gözleri koyulaşmıştı. Eski günleri hatırlamıştı sanırım. Bu yanlıştı. Ben o günleri simsiyah bir deftere yazıp gömmüştüm. Niye hatırlatıyordu? Hatırlamak istemiyordum. Bora'yı seviyorum ve bu ona haksızlıkmış gibi geliyordu.

(...)

Saatlerdir buradayız. Ben dışarıdan gelen geçeni izlerken Bora ve Emir gayet koyu bir muhabbete dalmış konuşuyorlardı. Ben sınanıyor muyum? Saate baktım. 9:13. Keşke biraz daha geç olsaydı, uykum geldi diyip kalkabilirdik. Emir'in kahkahasıyla sıçradım. Cidden mi? Arkadaş olmak zorunda mıydılar?

Daha ne kadar durum kötüye gidebilir ya da gerilebilirim diye düşünürken...

"Herkese merhaba!" İpek!

Emir yavaşça arkasını döndü. İpek'de Emir'i gördü ve gözleri bana kaydı. Noluyor be?! Hadi ortamı bozmayayım, ben de Bora'ya döndüm. Ama o İpek'e gözlerini dikmiş bakıyor. İpek'e! Niye! Bakıyorsun! Bora!?!

Hafifçe öksürdüm. İpek yapmacık olarak gülümseyip Emir'in yanına oturdu. Derin bir nefes alıp sütlü kahveme odaklandım.

"Ben İpek."

"Emir.. Seni okulda görmüştüm."dedi Emir. Tam hatırlayıp hatırlamadığını düşünür gibiydi.

"Ah, evet. Ben de seni gördüm. Tanıştığıma çok sevindim."

"Bence kalkalım Bora." dedim. Ani bir çıkış yapmış olabilirim ama bu ortam gerçekten bana çok fazlaydı.

"Tamam." dedi Bora. Bende tam kalkıyordum ki İpek'in sorusuyla duraksadım.

"Ben geldim diye mi gidiyorsun?" Ses tonundan nefret ettiğimi söylemiş miydim? 'Kaçma Ela. Sana yaptıklarından sonra meydanı iyice ona bırakamazsın.'dedim kendi kendime.

Ve geri oturdum.

"Belki biraz daha oturabiliriz." dedim İpek' e bakarken. Bora bana tek kaşını kaldırarak baktı. 'Emin misin?'

"Eee Bora, Meltem annem nasıl?" diye İpek cırlayınca sütlü kahvemi püskürttüm! Ah rezil oldum. Ne annesi be? Kafamı kaldırdığımda oluşturduğum şahesere baktım. Tam isabet! Sütlü kahvemi İpek'e doğru püskürtmüştüm. Bana 'sen bittin' bakışı attı. Lavobaya gitmek için ayağa kalktı. O giderken yalnızca arkasından baktım. Oh iyi oldu.

"Meltem anne? Ne demek bu Bora?"dedim.

"Annemle çok yakınlar, demiştim sana. Arada anne diyor işte."dedi omuz silkerek. Emir bana 'neler oluyo' anlamında dudaklarını oynattı. Kafamı sağa sola salladım. Onu ilgilendiren bir şey yok.

CORDELIA Where stories live. Discover now