28.Bölüm-

13.6K 396 32
                                    

Arkadaşlar vote ve yorum bekliyorum bol bol. Sınav stresiyle bir şeyler yapmaya çalışıyorum ve desteğinize ihtiyacım var. Bol bol yorum ve vote bekliyorum. Bölüm şarkısı Mavi Gri - Papatyalar.

Keyifli okumalar :)


Dünya dönüyor , kuşlar uçuyor ve hayat devam ediyordu. Bu şekilde devam etmesini istemiyordum ama ediyordu işte. Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyordum. Evet Yiğit vardı. O benim ailemdi ama insanın doğumdan bu yana tanıdığı kişiler yanında olmayınca eksik kalıyordu bir şeyler. Annemin yanımda olmasını istiyordum. Beni sevmese de istemese de ona ihtiyaç duyuyordum. Ya da ihtiyaç duyduğum şey sadece bir anneydi. Gerçek bir anne. Yüzümü sıvazlayıp bir haftadır gün boyunca oturup gökyüzünü izlediğim koltuktan kalktım ve banyonun yolunu tuttum. Diğer insanlar gibi depresyona girince günlerce banyo yapmayıp kokan insanlardan değildim. Sürekli olarak duşa girer buharların arasında kaybolurdum. Suyu ayarlayıp kıyafetlerimi çıkardım ve kendimi sıcak suyun rahatlatıcı etkisine bıraktım. Her gün yaptığım gibi kısa bir duş alıp bornozumu giydim ve saç havlumu takıp banyodan çıktım. Camın önünde elleri cebinde bekleyen bir Yiğit görmeyi beklemiyordum ama istediğim doğruydu.

"Yiğit."

"Asel."

Yanıma yaklaşıp elimi tuttu. Benim için endişeleniyordu. En son geçen hafta birlikte boksa gittiğimizde bana bir söz vermişti ve onun için çabalıyordu. Neredeyse her gün babamla konuşuyor ama bir sonuç elde edemiyordu. Bense bütün bu süreç boyunca odadan çıkmamıştım. Fatma teyze yemek bırakıp gidiyor ve tekrar gelip iki kaşık anca yenmiş olan yemeği geri götürüyordu.

"Söylemedi mi?"

"Hayır."

Başımı umutsuzca önüme eğdiğimde uzun parmaklarıyla çenemi tutup eğilen başımı yukarı kaldırdı ve burnumun ucuna bir öpücük kondurdu. Saçımdaki havluyu kaydırıp eline aldı ve elimden tutarak yatağa oturttu. Arkama geçip havluyla saçlarımı nazikçe kurulamaya başladı. Havluyu ıslak yerlerde yavaş bir şekilde kaydırdıkça uykum geliyordu. Kurulamayı bitirdiğinde ayağa kalkıp havluyu koltuğa attı ve tarağı alıp eski yerine döndü. Tarağı kolayca hareket ettirebildiğinde şaşırmıştım. Normalde saçlarım haddinden fazla karışırlardı ve açmakta zorlanırdım. Taramayı bitirdiğinde saçlarıma bir öpücük kondurup çekildi.

"Yorgun görünüyorsun."

"Gece uyuyamadım."

Eliyle yatağı işaret ettiğinde yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Hava da çoktan kararmıştı ve uyumak istiyordum. Ayağa kalkıp dolaptan iç çamaşırı ile şortlu geceliğimi alıp giyinmek için banyoya girdim. Bornozdan kurtulup getirdiğim kıyafetleri üzerime geçirdim ve odaya döndüm. Yiğit üstü çıplak şekilde yatakta uzanıyordu. Olduğum yerde yutkunup yavaşça yatağa ilerledim. Yiğit yarı çıplak olduğunda her zaman olduğundan daha fazla çekingen ve utangaç oluyordum. Derin bir nefes alıp yatağa oturdum ve sırtım Yiğit'e dönük olacak şekilde uzandım. Belime sarılan kollar irkilip birden arkamı dönmemle burunlarımız sürtüşmüştü. Sesli bir iç çekişin ardından gözlerim dudaklarına kaydı. Yiğit de benden farklı değildi. Gözleri dudaklarımda gözlerim arasında mekik dokuyordu. Daha fazla dayanamayıp dudaklarımızı birleştirdim. Bu sefer bunu yapan taraf ben olmuştum. Bu zamana kadar hep o beni öpmüştü. İlk kez ben onu öpmüştüm. Öpüşü derinleşirken elini bel boşluğuma yerleştirdi. Ben de bir elimi ensesine koymuş kendime daha da bastırırken diğer elim omzundaydı. Omzunun çıplak olduğu gerçeği beni daha da sarsarken yumuşacık teni tenime ilaç gibi gelmişti. Yiğit dudaklarımızı ayırmadan yavaşça yükselerek üzerime çıktığında yatakla bütünlemiştim. Bir an da olsa bütün sıkıntılarımdan uzaklaşıp sadece Yiğit ile olmayı başarmıştım. Eli askılı geceliğimden içeri girip tenimle buluşunca istemeyerek ürpermiştim. İlk kez yaşadığım bir şey olduğu için nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Çıplak belimi okşadıkça dudaklarımı daha çok bastırıyordum. Sonunda nefessiz kaldığımda zorla da olsa dudaklarımızı ayırmıştık ve Yiğit çenemi öperek boynuma doğru ilerliyordu. Nefesi boynuma çarptıkça nefes alış verişlerim daha da hızlanıyordu. Boynuma küçük öpücükler kondururken ağzımdan küçük bir inleme kaçmıştı ve Yiğit duyduğu şey üzerine boynumu öperken gülmüştü. Gülüşü hayatımda duyduğum en güzel ses olabilirdi. Boynumda hissettiğim acıyla ağzımdan bir inilti daha çıkarken Yiğit kendini yanıma attı ve tavanı izlemeye koyuldu.

UÇURUM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now