9.Bölüm-Piyon

17.7K 486 65
                                    

Multimedya otel odası. Bölüm şarkısı Feride Hilal Akın - Gözyaşlarım Anlatır. Keyifli okumalar🌙

Bazen o kadar küçük şeylere bile şükreder ki insan. Şu an aynanın boy aynası olmadığına binlerce kez şükrediyorum. Bu insanlık için küçük benim için ise büyük bir şükür meselesiydi. Boy aynası olmamasından kaynaklı olarak Yiğit'in sadece üst kısmı görünüyordu. Bu da ayrı bir şükür meselesiydi.

"Yiğit."

Ağzımdan kaçan çığlık banyoyu da geçmiş bütün odayı inletmişti. Ellerimi gözlerime kapatıp olduğum yerde dikilmeye devam etmiştim.

"Asel bağırma."

Dişlerini sıkarak konuşmasından ailesinin duyacağından korktuğunu anlamıştım.

"Niye çıplak geziyorsun?"

"Haklısın takım elbise giyip duş almalıydım."

Haklıydı. Suç bendeydi. Öyle bakmadan dalarsan böyle olur. Ellerim gözlerimi kapatmış şekilde Yiğit'in banyodan çıkmasını beklerken bana yönlendirdiğini anladığım adımlarının zeminde çıkardığı sesi duyuyordum.
Gözlerimi açmadan dikilmeye devam ederken Yiğit'in nemli eli omzuma değmişti. Elindeki sıcaklık üzerimdeki geceliği de geçmiş ve bütün vücuduma yayılmıştı. Titremeye zaten meyilli olan bedenim titremeye başlamış ve kasılmıştı.

"Giyindin mi?"

"Aç gözlerini."

Yavaşça gözlerimi açıp arkamı döndüm ve Yiğit'in çıplak göğsüyle burun buruna geldim.

"Hani giyinmiştin?"

Eliyle beline sardığı havluyu işaret etti. Beline havlu sarmak da ne kadar giyinilmişlik sayılırsa! Gözlerimi ondan alıp kendimi toparladım ve banyodan çıktım. Odaya geldiğimde Yiğit de peşimden gelmişti. Banyodan henüz çıkmıştık ki kapı birden açılmış içeri Sabiha anne ve Ahmet baba dalmışlardı.

"Kızım bir şey mi oldu?"

"Niye bağırdın?"
Ne diyeceğimi şaşırmış öylece dikilirken içinde bulunduğumuz durumun utancı yüzüme yansıyor olmalıydı. Arkamda yarı çıplak duran Yiğit ve önünde geceliklerimle dikilen ben. Gerçekten utanç verici bir tabloydu.

"Asel banyoda kaydı."

"Ah kızım iyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu?"

Sabiha anne bir çırpıda yanıma gelmiş ve yanağımı okşamıştı. Yirmi yıllık hayatında annesinden böyle bir hareket görmeyen ben ise bu durum karşısında yumuşamıştım. Keşke hergün banyoda kayıp düşseydim de böyle şefkat görseydim diye geçirmeden edememiştim içimden.

"İyiyim Sabiha anne Yiğit tuttu sağolsun."

"İyi olunda siz. Hadi biz çıkıyoruz siz de hazırlanın. Uçağı kaçırmayın."

Sabiha anne Ahmet babayıda alıp odadan çıkmıştı. Onların çıkmasıyla birlikte tuttuğum nefesimi dışarı verip rahatlamıştım. Yiğit'e dönüp baktığımda düşünceli görünüyordu. Onu düşünceleri ve çıplak kaslı vücuduyla bırakıp bir an önce bu odadan çıkmalıydım.

"Ben giyiniyorum. Çantalarımızı da gece ayarladım."

Yiğit olumlu anlamda kafa sallarken dolaptan siyah kot ve bordo bir kazak alıp banyoya geçtim. Üzerimi giyinip saçlarımı salaş bir örgü yaptım ve banyodan çıktım. Yiğit de benim gibi siyah kot ve bordo kazak giymişti. Ne uyumlu çift ama!
Askıdan deri ceketimi de alıp giydiğimde hazırdım. Yiğit'e döndüğümde deri ceketini giyiniyor oluşunu görmemle ikinci şok dalgasını atlatmıştım. Yiğit ikimizin valizlerini aldığında ben de kol çantamı alıp salona giden merdivenleri inmeye başladık.

UÇURUM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now