10.Bölüm- Şefkat

16.1K 511 41
                                    

İki gün erken gelen bölüüüm:) Bölüm şarkısı Ölürüm Hasretinle Keyifli okumalar:)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İki gün erken gelen bölüüüm:) Bölüm şarkısı Ölürüm Hasretinle
Keyifli okumalar:)

Bana yasaktı o. Yasaklamıştım kendime onu. Artık mümkün olduğunca az diyoloğa girecek , onu kendimden uzak tutacaktım. Benim için en iyisi buydu. Ellerimle gözlerimi ovalayıp bir saat önceki olayı unutmaya çalışıyordum.

Tam bir saat önce burada ne haldeydik. Adımlarını bana yönelttiğinde titremeye başlamıştım. Bana doğru attığı her adımda ise kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmıştı. Son adımını da attığında ellerimden kayan havlum son noktadaydı. Utançla gözlerimi kapatıp Yiğit'in bir an önce yanımdan uzaklaşmasını bekledim ama beklediğim olmamıştı. Yiğit yanımdan uzaklaşmak yerine bana sarılmıştı. Gözlerimi yavaşça aralayıp neler olduğuna baktığımda Yiğit'in havlumu düşmeden yakalayıp bana sardığını farketmiştim. Şimdi de havlu düşmesin diye bana sarılıyordu. Ellerimi hareket ettirmeyi başardığımda havluyu sıkıca tutup Yiğit'in kollarının arasından çıkmıştım.

"Arkanı dön."

"Neden?"

"Beni böyle görmeni istemiyorum."

"Eğer senin çıplak bedenine meraklı olsaydım düşen havlunu tutmazdım."

Söyledikleri karşısında cevap verecek gücü kendimde bulamamıştım. Haklıydı. Doğru söze ne denirdi ki?
Yiğit sinirle odadan çıkıp gitmişti. Bense odada öylece kalmıştım. Bir saattir de ne geri gelmişti ne de aramıştı. Ben aradığımda da cevap vermemişti. Merak etmeye başlamıştım. Ona bakmaya gitsem iyi olacaktı. Hızla ayağa kalkıp ceketimi ve botlarımı giydim. Kendimi odadan dışarı atıp asansöre bindim. Lobiye indiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim fakat yoktu. Resepsiyondaki kızı görmemle sinirlerim tekrar bozulmuştu. Hızlı adımlarla otelden çıkıp etrafı dolanmaya başladım. Otoparkı , çevredeki kafeleri , restoranları , parkları her yeri gezmiştim fakat hiçbir yerde yoktu. Hava kararmaya başlamıştı ve rüzgar üşümeme neden oluyordu. Tekrar yürümeye başladığımda barların olduğu bir sokakta bulmuştum kendimi. Oldum olası barları hiç sevmezdim. Hep korkardım öyle yerleden. Bir an önce bu sokaktan çıkmak için adımlarımı hızlandırdım. Barların olduğu kalabalık sokaktan çıktığımda kendimi ıssız ve dar bir sokakta bulmuştum.

"Of Asel düzelteyim derken batırmakta üstüne yok."

Kendi kendime söylenip yürümeye devam ettiğimde takip ediliyormuş gibi bir hisse kapıldım ve arkamı döndüm. Sokağın başındaki uzun boylu adamın bana baktığını kestirebiliyordum. Hemen önüme dönüp adımlarımı daha da hızlandırarak yürümeye devam ettim. Duyduğum adım sesleriyle beni takip ettiğini anlayabiliyordum. Kalp atışlarım göğüs kafesimi zorlayacak kadar hızlanmıştı. Sokak lambasının adyınlattığı yolda sadece ikimizin olduğunu bilmek korkudan titrememe yetiyordu. Adımlarımı iyice hızlandırıp aramızdaki mesafeyi açtmaya başladığımda korkum biraz olsun azalmıştı. Kafamı arkama çevirip nerede olduğunu teyit amaçlı baktığımda ortalarda görünmüyor oluşu içimi rahatlatmıştı. Yoluma devam etmek için önüme dönmemle ağzıma kapanan el nefesimi kesmişti. Elin sahibine baktığımda baygın bakışlarla karşımda duran Yiğit'i görmek nabzımı biraz olsun düşürmüştü.
Elini ağzımdan çekip kafasını götürdü ve saçlarını karıştırdı.

UÇURUM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin