15.Bölüm-Anne

14.3K 550 29
                                    

Multimedya Asel'in ablası Sırma

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Multimedya Asel'in ablası Sırma. Bölüm şarkısı İlker Kaleli - Doktor bütün Poyraz Karayel severlere gelsin benden. Yine dayanamadım bir şeyler yazmaya çalıştım sizin için. Sizden de ricam bu zor haftam da ben sizleri kırmayıp yazdıysam sizler de beni kırmayıp yorum ve vote yapın. YGS de dualarınıza ihtiyacım olacak arkadaşlar. Esirgemeyin dualarınızı. Görüşmek üzere. Bu hafta başka bölüm gelmez. Haftaya atarım. 💕💐😊

Kendimce yaşıyordum hayatı. Kimseye sormadan danışmadan... Neyi danışacaktım ki? Ne giyeceğimi ya da ne yiyeceğimi falan mı? Tabiki de bunları kimseye danışacak halim yoktu. Hayatımdaki önemli kararları da saolsun ailem benim için verdiğine göre bana sadece ayak uydurup yaşamak kalıyordu.

Yiğit'in hastalığının üzerinden bir hafta geçmişti ve her şey normale dönmüştü. Rutin bir şekilde okul - iş - ev üçgeni arasında takılıyordum. Yiğit de her sabah benimle birlikte çıkıp işe gidiyordu. Film izleyip göğsünde uyuya kaldığım günün ertesi sabahı aynı şekilde uyanmıştım ve garip bir şekilde ikimiz de bu konu hakkında konuşmamıştık.
Bütün vizelerim bitmişti ve sadece birinden bütünlemeye kalmıştım. Onu da çalışıp halledeceğimi bildiğimden kafam rahattı.

Arabadan inip şirkete girdim. Bugün şirkete geleceğimi bildiğim için siyah diz üstü bir elbise giymiştim. Asansöre binene kadar üzerimde gezinen gözleri yok sayıp yürümeye devam ettim.
Yiğit'le odamızın olduğu kata gelince asansörden indim. Esmer sekreter yerinde yoktu. Olmasındı da zaten. Psikolojimi bozuyordu kız.
Yiğit 'in odasına yönelip kapıyı çalmadan açtım ve gördüklerim karşısında seğirmeye başlayan gözüme aldırmadan içeriye girdim.
Sekreter hanım poposunu zor kapatan kırmızı dar eteğiyle Yiğit 'in karşısında dikiliyordu. Ama benim Yiğit 'im kafasını kaldırıp bakmıyordu bile ona. 'Bu ne cesarettir Ya 'Rabbi. Seni tanımak istiyorum Yiğit 'im.' demek istesem de içimdeki Asel 'i yatıştırdım. Bu aralar saçmalamakta üstüme rakip tanımıyordum.

"Selam."

"Hoşgeldin."

Yiğit gülerek ayağa kalkarken Melis ' e çıkabilirsin anlamında eliyle bir işaret yaptı. Melis bozulmuş bir şekilde dışarıya çıkarken iyice bozmak geldi içimden.

"Melis bir sade kahve getirir misin bana?"

Melis olumlu anlamda kafa sallarken bakışlarımı ondan çekip Yiğit 'e döndüm.

"Neler tasarladın ben yokken bir karşılaştıralım."

"Olur. Olur da bir şey söyleyeceğim."

"Söyle."

"Yarın bir davet var. Bizi de davet ettiler. Ona hazırlanmalıyız."

"Ne daveti?"

Hiç davet çekecek havada değildim. Vizelerim yeni bitmişti ve ben bir güzel kafa dinlemek istiyordum.

UÇURUM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now