Bölüm 24: 'Unutmadan Ahsen Arkadaşım Değil Karım!'

Bắt đầu từ đầu
                                    

     ''Al bu dosyayı. Toplantıya katılım sayısı kadar çoğalt. Herkesin önünde bir nüshası olsun. Şimdi çıkabilirsin.'' Ceren odadan çıkarken kendisine yapılana bir cevap vermek istedi. Fakat bilmiyordu ki cevap birazdan kendisine gelecekti.

     ''Efendim, arkadaşınız yani hanımefendi içinde bir nüsha hazırlayayım mı? Yoksa toplantıda sadece çevirmenlik mi yapacak?''

        Ahsen duyduklarına inanamadı. Ne diyordu bu kız? Arkadaş. Arkadaş öyle mi? Yavuz yanlış anlayacak olmasa şuracıkta yolardı bu kızın saçlarını ama korkuyordu Yavuz'dan. Yanlış anlayıp kendisi için yaptığını sansın istemiyordu.

     ''Evet, katılacak Ceren. Onun içinde bir tane hazırla.'' Genç kız tam çıkacakken tekrar durdurdu kızı. ''Unutmadan Ahsen arkadaşım değil karım!''

        Ceren duyduklarından sonra kıpkırmızı olmuştu. Bu kadının Yavuz Bey'in karısı olduğuna inanamıyordu. Evlendiğini duymuştu ama böyle biri olduğunu ve buraya gelebileceğini hayal etmemişti. O klasik Antepli bir kadın hayal etmişti. Zaten isteyerek evlenmediğini de biliyordu. Ama yanılmıştı işte. Şirkettekilerin bu haberi duyduklarında şaşkınlıktan dillerini yutacaklarına emindi. Herkes sabahtan beri Yavuz Bey'in yanına gelen kadını konuşuyordu nasılsa. Kim olduğunu bilmiyorlardı. Antep'ten getirdiği özel asistanı sanıyordu çoğu ellerinde dosyalar ve çizimlerle görünce. Fakat işin aslı öyle değildi. Biraz önce Ceren'e hiç konuşmadan sadece medeni haliyle ağzının payını veren kadın patronlarının karısıydı ve Ceren odadan çıkarken kadının arkasından güldüğüne adı gibi emindi.

        Ahsen cephesindeyse durum bambaşkaydı. Yüzünde saçma bir sırıtış vardı. Yavuz'un kendisi için karım demesini anlıyordu ama söyleyiş tarzı nedense hoşuna gitmişti. Üstüne bastırarak 'karım' demişti genç adam. Ahsen'in zaferine zafer katmıştı resmen. Kendini toparlayıp önündeki kâğıtlara odaklandı. Yavuz'a malzeme olmak istemiyordu. Az önce hiçbir şey olmamış gibi davranmalıydı.

        Yavuz biraz önce yaptığını başında yapması gerektiğini biliyordu. Şirkete geldiklerinde herkesi Ahsen ile tanıştırmış olsa biraz önce yaşananlar olmayabilirdi. Ama toplantı telaşından aklından çıkmıştı her şey. Ceren'e iyi bir ders verdiğini düşünüyordu genç adam. Kızın kendisine olan davranışlarından hoşlanmıyordu. O ne kadar aralarından bir şey olamayacağını ima etse de genç kız bunu anlamıyor yine aynı şekilde davranıyordu. Bu onun için yeterli bir uyarı olsa gerekti zaten Ahsen de yeterince dişini göstermişti.

        Yavuz Ahsen'in yaptıklarına anlam verememiş olsa da içten içten hoşuna gitmişti. Kendini birine ait hissetmişti genç adam uzun bir zaman sonra. Birine ait olma hissi... Hatırlamak istemediği zamanlara dönmek istemiyordu Yavuz ama bu his kendini iyi hissettiriyordu. Kendini kâğıtlara gömmüş kadına baktı. Birkaç gündür tarif edemediği duygular içindeydi. Evlendiğinden beri bir sorun yoktu ne olduysa birkaç gün önce olmuştu. Ya da gerçekten birkaç gün önce mi olmuştu? Bilmiyordu. Bildiği tek şey değiştiğiydi. Hissetmemeye yeminli olduğu duyguları tekrar hissediyordu. Bu kadın Yavuz'u değiştiriyor olabilir miydi? Bilmiyordu. Ama bir an önce öğrenmeliydi. Ona göre kendini dizginlemeliydi. Bir kere daha kalbinin kırılmasına izin veremezdi.

        Masasından ani bir kararla kalkıp kapıya doğru yöneldi. Bu atmosferden bir an önce çıkmalıydı. Çizimlere göz atan kıza döndü.

     ''Ben toplantı odasını kontrol etmeye gidiyorum. Son düzenlemelere bakacağım. Zaten birazdan gelirler. Geliyor musun?'' Ahsen masadaki çizimleri düzgünce toplayıp ayaklandı. Şimdi gitmezse toplantı odasını bulamayabilirdi. Bu da tekrar Cerenle muhatap olması demekti. Şimdi o sinsirellayı çekemezdi. Yavuz'un ardından çıktı o da.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ