flashback

1.4K 108 23
                                    

Size huzuuurrr dolu bir bölüm yazdım ama bu diğer bölüm ortalığı darma duman etmeyeceğim anlamına gelmezz kdjheıkdnlasmmnx

Sizi seviyorum

Yorum yapmazsanız hepinizi yerim



Zayn

Anahtar sesi duyulup kapı yavaşça aralandığında gözlerimi hazırlamaya çalıştığım yemek masasından çekerek oldukça yorgun gözüken Charlyne'e baktım. Her gece eve bu şekilde geldiğini görmek onunla bu iş konusunda konuşmak istememe sebep oluyordu ama ters bir tepki vereceğini bildiğim için sadece bu düşünce olarak kalıyordu.

"Hoşgeldin." yüzüme, onu rahatlatmasını umduğum bir gülümseme takarken koltuktan kalkıp yanına giderek alnına bir öpücük bıraktım. Huzurla iç çekmesi ve kollarını belime sararak kafasını göğsüme yaslaması kalbimin atış hızını değiştirirken ona ihtiyaç duyduğu kucaklaşmayı verdim.

"Hoşbuldum." dudaklarını boynuma bastırıp başını göğsüme sürttükten bir kaç dakika sonra benden ayrılıp gözlerime baktı. "İyi gözüküyorsun." baş parmağı elmacık kemiğimin üzerinde gezinip gözlerimi kapatmama sebep oluyorken tek istediğim bu güzel anın da bir kavgayla sonuçlanmamasıydı. 

Çünkü son günlerde ne zaman aramızda bir şeyler iyi gidiyor gibi olsa mutlaka bir sorun çıkıyordu. Kavga ediyorduk yada ben onun benden sakladığı şeyleri öğreniyordum. 

"Aç mısın? Yemek hazırladım." mutfağı işaret ederek konuştuğumda kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. "Sen? Yemek hazırladın?"  ellerini belimin iki yanına koyup bana biraz daha uzaktan bakıyorken harika bir gülümseme yüzünü aydınlatıyordu. Onunla böyle olmayı seviyordum.

Onunla böyle olmayı özlemiştim.

"Zayn Malik'in ellerinden çıkan bir yemeğe asla hayır demem." gülerek dudaklarına bir öpücük bıraktım ve o üzerini değiştirmeye giderken masada eksik bir şey var mı diye baktım. Nedense birden bire gergin hissetmeye başlamıştım. 

Öyle ki, hissettiğim bu gerginlik kalbimin sıkışmasına, ritminin bozulmasına sebep olmuştu.

"Harika gözüküyor." parmak ucunda yükselip çeneme bir öpücük bıraktıktan sonra onun için çektiğim sandalyeye oturdu ve bende daha sonra şarabı bardaklara doldurduktan sonra karşısındaki yerimi aldım.  

"Sana bir şey söylemem gerek." dediğinde artık hissettiğim bu gerginliğin sebebini biliyordum ama şuan konuşmak istediğimden pek emin değildim. Günlerdir aklını kurcalayan şeyi artık benimle konuşmak istiyordu ve bu sanki bir kova buzlu suyu başımdan aşağıya döküyormuşum gibi hissettirmişti. "Yemekten sonra konuşsak?" bunu olabildiğince ertelemek istiyordum. Gözlerimi, gözlerinden kaçırarak masadaki salataya dikerken yutkundum. Sanırım iştahım kaçmıştı.

"Tamam," dedi ve internetten bakarak yaptığım ama artık isminin çokta umrumda olmadığı yemekten tabağına aldı. "Öyleyse günün nasıl geçti? Bensiz çok sıkılıyor musun?"

Tadım kaçmıştı. Onunla espirili konuşacak kadar canlı hissetmediğimin farkına vardığımda omuz silkmekle yetindim. "Dükkana gittim ve birkaç dövme yapıp eve geldim. Sıradandı." onunkini sormak istemiyordum çünkü hiç duymak istemediğim detaylardan bahsedeceğini biliyordum. "Teşekkürler benimki de harikaydı." dedikten sonra masanın üzerinden eğilerek gözlerime baktı.

Gülen yüzü solarken çatalını tabağa bıraktı. "Tamam, neyin olduğunu söyleyecek misin?" arkasına yaslanıp onunda iştahının kaçtığını belli edecek bir şekilde tabağı yavaşça ileriye iterek önünden uzaklaştırdı.

When I Was Your Man || z.mWhere stories live. Discover now