flashback

2.5K 145 53
                                    

bugün ard arda 4 bölüm yayımlayıp bir çılgınlık yapıcam, oy ve yorumlarınızı bekliyorum veeeee aaarrr yyuuuuu redddiiii 

NOT- TÜM BÖLÜMLERİN ADI AYNI OLDUĞU İÇİN DOĞRU SIRAYLA OKUDUĞUNUZDAN EMİN OLUN.


"Nereden geliyorsun?" diye mırıldandım o eve döndüğünde. "Nefes alabileceğim bir yerden, Zayn." evdeki tüm camları açarken evin çok pis koktuğu hakkında söyleniyordu. "Ne yaptın burada böyle? Tanrı aşkına." 

"Bilmiyorum, kafam güzel." diye mırıldandım yattığım yerden kalkmaya halim yoktu. Elimin tersini alnıma yaslayarak gözlerimi kapattığımda onun ortalıkta gezindiğini biliyordum. "Sadece 2 gün yoktum ve salon bile ne hale gelmiş." 

"Söylenmeyi bırakıp yanıma gel, iyi hissetmiyorum." midem bulanıyordu ve aklımın döndüğünü hissedebiliyordum. Telaşlı adımlar yanıma ulaştığında gözlerimi açmaya çalıştım. "Ne kadar içtin, Zayn?" 

"Hatırlayamayacağım kadar." diye fısıldadım eline sarılırken, yanımda diz çöktü ve derin bir nefes alıp yanağını kafama yasladı. "Beni terk ettiğini sandım." avuç içlerine öpücükler bırakırken konuştu. "Edecektim." 

"Seni ne vazgeçirdi?" diye fısıldadım sorun çıkarmak için bile fazla yorgundum. "Sensiz yapamayacağım hissi, kalbimi kemirip duruyordu. Nasıl olduğunu merak ettim, neler yaptığını. Sana ulaşamayınca Harry'i aradım ama bana iki gündür dükkana gitmediğini söyledi."

"Gitmedim, sensizken hiçbir şey yapasım gelmiyor." 

"Seni seviyorum. Çok çaresiz hissediyorum." 

"Çaresiz hissetme. Sana güzel şeyler yaşatacağım. Söz veriyorum."  

"Verdiğin sözlerin hiçbirini tutmuyorsun."

"Tutacağım, sen sadece yanıma uzan." 

"Beni her seferinde kandırıyorsun."

"Kandırmıyorum, yanıma gel." dedim ama onun kaba olmamdan nefret ettiğini biliyordum. "Lütfen." dedim birkaç dakika sonra.

İçtiğim zaman kokumdan nefret ettiğini de biliyordum ama yinede yanıma uzandı. Onu sıkıca sarmaladığım da kollarını belime sarıp kafasını göğsüme bastırdı.

"İyi olacak mısın?"

"Evet, olacağım."

***

"Sonra yapalım." ona yalvarırcasına baktığımda kafasını iki yana salladı. Kararlı görünüyordu. "Bu sonraların bir sonu olmadığını ikimizde iyi biliyoruz, Zayn hadi."  oflayarak bir yığın kıyafetin önüne oturduğumda kafamı tutup beni öptü.

"Tıpkı bir çocuk gibi davranıyorsun. Bir kaç saate bitmiş olacak," 

"O birkaç saatte çok daha güzel şeyler yapabiliriz, biliyorsun."

"Hayır, yapamayız. Biliyorsun." ima ettiği şeyi anladığımda gülerek kafamı ona doğru uzattım. "İçine girmem." çenesini ısırdığım da beni iterek iğrenç olduğumu söyledi ancak gülüyordu da. Böyle olmayı seviyordum. Söylediğim bazı sözlerin içeriğinden utanmasını ve birbirimizle uğraşmamızı seviyordum.

Onu seviyordum. Zor durumda kalmadıkça, yada ondan bir şeyler istemedikçe bunu dile getirmiyor olsam da tüm kalbime sahipti.

Ne kadarını hissettiğinden emin değildim. Ne kadarını ona verebiliyordum yada sevgimden bir kuşkusu var mıydı? Tüm bunların cevabını bilmiyordum ama onu mutlu edebildiğimi biliyordum. Şimdi bile gözlerinin içi gülüyorken aksini söyleyemezdi değil mi?

When I Was Your Man || z.mOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz