flashback

1.5K 122 48
                                    

Yorum yaparsanız ve bu müko insanı üzmezseniz şirinleri görebilirsiniz...




Calum

"Nasıl gidiyor?" dedim masaya oturur oturmaz vakit kaybetmeden. Zaten ona sahip olmak adına beklediğim zaman oldukça fazlayken her şeyin planladığım gibi gitmesi gerekiyordu ki, bu elimden geldiğince hızlı olsun.

"Güzel sanırım." ela gözlerindeki belirsizlik gereğinden fazla olunca göğsümde bir yerlerde yeşeren endişe tohumlarına engel olmayarak masanın üzerinden uzanarak gözlerinin içine baktım. "Ne demek, sanırım? Bunu düzgünce halletmen gerekiyordu."

"Plana koymadığı unuttuğun şeyler olduğunu düşünüyorum, Calum. Sandığın kadar iyi bir strateji kurucusu değilsin sanırım." karşımda olması gerekenden fazla rahat duruyor oluşu zihnimi kamaştırırken kaşlarımı çatıp dudaklarımı birbirine bastırdım. "Benimle açık konuş."

"Charlyne, Zayn'i senin tahmin ettiğinden daha fazla seviyor gibi. Sadece o çocuğun ismini duyduğunda bile gözlerinde oluşan parıltıyı fark eden sadece ben değilim değil mi?" kaşlarını ilgiyle havaya kaldırdı. Elbette ki farkında olan sadece karşımda oturmuş gevşek bir gülümsemeyle suratımı inceleyen bu çocuk değildi.

Bunun herkes farkındaydı ve artık değişmesinin vakti gelmişti.

İlk önce Zayn'e bağlı yaşadığını fark etmesini sağlamıştım, sonraysa ondan daha iyileri olduğunu. Her şey adım adım ve olması gerektiği gibi gidiyordu. Charlyne yavaş yavaş eski hayatına kavuşma arzusuyla doluyordu her ne kadar o farkında olmasa da Lyne'i nasıl içten içe o bile fark etmeden değiştirebileceğimi biliyordum.

Tamamen benim sayemde olacak bir şey değildi. Bu yüzden Zayn'in göreceğinden emin olduğum, onu deli gibi sinirlendirip hatalar yapmasını, işleri yokuşa sürmesini sağlayacak hamleler yapıyordum.

Mesela basit bir çiçek ve planda olmayan fazla yardımsever aynı zamanda bir o kadar sıcakkanlı bir iş arkadaşının belirmesi gibi.

Bunlar küçük şeylerdi. Bunlar küçük ama bir o kadarda tehlikeli şeylerdi çünkü Charlyne'in Ty'dan hoşlanmaya başlaması fikri zihnimin duvarlarına çarpmaya başlamıştı.

"Ne yapman gerektiğinden çok ne yapmaman gerektiğinin de farkındasın değil mi?" başımı hafifçe yana eğerek suratını inceledim. "Dostum, bilmiyorum." iç çekerek arkasına yaslanırken gözlerinde tehlikeli bir parıltı belirdi. "Eğer benden hoşlandığını anlarsam hayır diyemeyeceğim bir kız." dili dudaklarının üzerinde gezinirken meydan okurcasına yüzüme baktı.

Ofiste rastgele bulduğum bir piçe güvenmemem gerektiğini bilmeliydim.

"Hayır demen gereken bir kız." kaşlarımı çattım. Olmasını istediğim şey bu değildi. Onun Zayn'le olmasını istemiyordum.

Onun bir başkasıyla da olmasını istemiyordum. Charlyne'in benimle olmasını istiyordum bu kadar uğraşmamın tek sebebi buydu. Tyler sadece ortalıkta dolanıp Charlyne'e yakın bir erkek arkadaş olacaktı ve yakınlıklarını gören Zayn daha fazla olay çıkarıp her şeyi kaybetme korkusuyla mahvedecekti.

Tyler'ın sadece Zayn'in huzurunu bozması gerekiyordu, benim değil.

"Sana o kızla birlikte olmayacağım diye bir şey söylememiştim. Sadece onu sevgilisinden ayırmanda sana yardımcı olurum dedim." kollarını göğsünde birleştirdiğinde gülmeye başladım.

O ciddi miydi?

"Zaten sen kendin demedin mi? Asla sevgilisinin arkadaşlarından biriyle birlikte olmayacağını biliyor olduğunu sanmıştım."

When I Was Your Man || z.mWhere stories live. Discover now