flashback

1.5K 115 17
                                    

Siz 4.bölümdeki Zayn'i seversiniz ama yazar size bu Zayn'i yazar xd

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen

Medya keşar Zeyn'in seksi ama bir o kadarda yaralı mC minnaq quşu

İyi okumalar💘❤



"Gerçekten şanslıyım."  hala, sabah beni kaldırıp büyük bir hevesle uğraşmaya başladığı kakaolu keki yaparken çıplak sırtında hareketlenen kaslara bakıyordum. Seksi gözüküyordu, her seferinde üzerinde bir etiket gibi taşıdığı seksiliğini kullanabiliyordu. Bu her ne kadar tehlikeli bir şey de olsa şuan şikayetçi değildim. 

"Bende aynı şeyi düşünüyorum." arkasını dönüp bana göz kırparken elindeki kaşığı dudaklarının arasına hapsetti. 

Pazar gününü harcamanın en iyi yolu Zayn Malik'i izlemekti. Özellikle de mutfağınızda yarı çıplak bir şekilde size en sevdiğiniz şeyi yapıyorsa. 

Başımı sandalyenin sırtımızı yaslamamız gereken yerine, sırtımı ise arkamda duran masaya yaslayıp onu daha geniş bir açıdan süzmeye başladığımda güldü. "Dikkat dağıtıyorsun, Malik."

"Ah, ben mi sen mi?"  dudağında kalan çikolatayı baş parmağıyla sildikten sonra emerek temizlediğinde iç çektim. Dayanılmazdı.

Onu tek bir kelimeyle tanımlayacak olsam bu kesinlikle dayanılmaz olurdu. Tapılası bir erkekti, her ne kadar bazı huylarıyla beni son zamanlarda çileden çıkarsa da. "Leziz gözüküyor." gözlerindeki eğlenir parıltıyla bana bakarak yanıma geldi. "Öyle olduğundan emin olmak ister misin?"  bir kolunu arkamda ki masaya yaslayarak üzerime doğru eğildiğinde kıpırdamadım. Geri çekilmemi beklediğini biliyordum.

"Evet." diyerek üzerine fısıldadığım dudakları mükemmel bir gülümsemeyle kıvrıldı. Çikolataya bulanmış nefesi içime işliyorken bedeniden yayılan sıcaklık şimdiden beni kavurmaya başlamıştı.

Islattığı dudaklarını dudaklarıma sürterek bana bir süre işkence etti ama ilk adımı atmayacağımı anladığında dudakları dudaklarımın üzerine kapandı. 

Bu hissi seviyordum. Dudakları yada teni benimle buluştuğunda bana verdiği bu tamamlanmışlık hissi beni öldürüyordu. Bir daha böyle hissedememekten korkuyordum. Eğer o hayatımdan bir gün çıkarsa böyle hissedememe, eksik kalacak olma ihtimali beni korkutuyordu, ona bu kadar muhtaç hissetmemeliydim.

Ellerimi omuzlarının üzerine koyduğumda diğer elini de arkamdaki masaya yasladı. Elimin altında gerilen sırt kasları başımı döndürürken pürüzsüz çıplak teni iç çekmeme sebep oldu.

Dudaklarımı öpen dudakları bana yaşattığı hislerin farkındalığıyla kıvrıldığında dudaklarımı dudaklarından çekip çenesine ve boynuna bastırdım. "Pazar günleri artık favorim." elinin birini bluzumdan içeri sokarken başımı geri çekip elimi yüzüne yerleştirdim. Sakal ona çok yakışıyordu.

"Bana artık hafta içi neden o kadar garip davrandığını anlatacak mısın?" oflayarak gözlerini devirirken benden uzaklaşmaya çalıştı ama sandalyede dizlerimin üzerinde hızlıca doğrularak onu tuttum. "Konuşmak istiyorum."

"Ama ben istemiyorum."

"Konuşmadan hiçbir şeyi halledemeyiz ve sorun üzerine sorun inşa ederek birbirimizi bu boktan hiçbir şey yolunda gitmiyor hissinden kurtaramayız."

"Birkaç gün önce açıkça gördük ki konuşarak da bir siki halledemiyoruz, sadece susup üzerini kapatsan olmaz mı?"

"Böyle yapmadan nefret ediyorum. Bir şeyleri halledip sorunsuz devam etmeye çalıştıkça lise yıllarında ki ergen Zayn gibi davranıyorsun!"

"Sana kimse hala lise yıllarında ki ergen Zayn olmadığımı söylemedi." gözlerini bana çevirdiğinde bu kadar kolay öfkelenmesine şaşırdım. Onunla kavga etmek istemiyordum ama cevaplanması gereken sorularım  vardı.

"Bu kadar ters davranmayı kes."

"Sende beni bu kadar sıkmayı kes. Güzel olan her şeyi mahvediyorsun." kaşlarımı kaldırarak yüzünü inceledim. O ciddi miydi? 

"Ben mi mahvediyorum?" dedim kendime bile yabancı gelen bir ses tonuyla. "Sadece bir şeyler artık hallolsun istiyorum ama üzerine taş koyup duruyorsun, Zayn! Artık seninle nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum."

"Belki de başa çıkmak yerine anlamayı denemelisin, eskiden yaptığın gibi." meydan okurcasına kaşlarını kaldırdı. 

Birbirini seven iki insandan birbiriyle savaşan iki insana dönüşme hızımız beni korkutuyordu.

Bana sarılırken bile beni incitmekten korkan Zayn'i özlüyordum. Artık bunu hiç yapmıyordu. Artık bunu hiç yapmıyorduk bize ne olduğunu bilmiyordum. Sadece kılıçlarımızı kuşanıp birbirimize saldırıyor sonrada bir şey olmamış gibi devam ediyorduk.

"Seni anlamaya çalışmadığımı gerçekten bana söyleyebilir misin, Zayn? Gerçekten eğer seni anlamaya çalışmasaydım şu 1 hafta boyunca yaptığın aptal davranışlara katlanır mıydım söyler misin bana?!" onu ittirip sandalyeden inerek karşısına dikildim. Beni sinirlendiriyordu.

"Sana kuşkularımı anlattığımda bana bir saçmalık olduğunu savunuyorsun ama orospu Calum'un sana gönderdiği çiçekleri bile benden saklıyorsun öyle mi?! Kuşkularımda haksızsam bunu neden yapıyorsun, söyle!" 

Çiçekler... Çiçekleri nereden biliyordu?

Yüzüme bakıp alayla gülerek devam etti. "O piçin telefonuna attığı mesaj olmasa ruhum dahi duymayacaktı değil mi?" gözlerinde ki nefret beni bir an öylesine korkuttu ki Tanrı ruhumu benden çalıyormuş gibi hissettim.

Çıldırmış gibiydi ve karşısında kaldığım dakikalar boyunca bir akıl hastası gibi yüzüme bakıp güldü.

Sinir krizi falan mı geçiriyordu? "Bana bir açıklama yap! Açıklama sırası sende!" beni ittirip üzerime yürümeye başladığında gözlerine bakmayı kestim. Bütün hislerini okuyabilmek beni korkutmuştu.

"Sana söyleseydim yanlış anlayıp olay çıkaracaktın, Zayn. Şuanda da olduğu gibi." 

"Yanlış anlamak mı? Üzerinde yazan not dostça gibi bir şey mi göründü sana?"  sinirden kızarmış gözlerinin rengi sanki mümkünmüş gibi daha çok karardığında yutkundum. "Calum, arkadaşımız. Calum her zaman yanımızda olan kişi. Sanki yabancı birisiymiş gibi davranıyorsun. O bizim arkadaşımız ve sadece ilk iş günümle ilgili bir çiçek yollamış. Senin yapmadığın gibi."

Karşımda alayla gülerken ellerini saçlarından geçirdi. "Biliyor musun? Rachel'da bizim liseden arkadaşımız ama ona dövme yaptığımda bile kıyametler kopuyor."

"Aynı şey değil!" Tanrı aşkına Rachel ona sahip olmak isteyen orospunun tekiydi, kıçına ve memesine dövme yaptırmayı bu kadar çok sevmesinin nedenininse Zayn'in dövme yaparken onu elliyor olması olduğunu düşünüyordum.

"Aynı şey! Ve asıl korkman gereken taraf ne biliyor musun, hislerini gizli tutup amacını belli etmeden bizi birbirimizden koparak ibne Calum! Rachel en azından açık bir tehdit ama Calum öyle değil ve sen hala farkında değilsin." 

"Bizi birbirimizden koparmaya falan çalıştığı yok, Zayn Tanrı aşkına." ona gözlerimi devirerek derin bir nefes aldım. "Öyle olsa bile başarabilir mi?" kuşkuyla baktığım gözlerinde gördüğüm buz gibi olan ifade içimi titretirken dudaklarına alaycı gülüşü yerleşti.

"Açıkça gözüküyor ki, başardı bile. En ufak anımız bile kavgasız geçmiyor, Charlyne ve, bunların hepsi senin Calum'a hayatımızda daha fazla yer ayırmanla başladı. Bunu bir düşün Lyne." 

Saçmalıyordu, Calum neden bizi ayırmaya çalışacaktı ki? Zayn'den ayrılsam bile Zayn'in arkadaşlarından biriyle olmayacağımı bilmesine rağmen neden bana sahip olabileceği düşüncesiyle bizi ayırmaya çalışacaktı? 

Yada madem bana karşı hisleri varsa neden bu kadar süre boyunca Zayn'le olan ilişkimde bana yardım etmişti.

Bunları aklım almıyordu ama ben bunları kendi içimde cevaplamaya çalışırken de Zayn'le birbirimizden her geçen gün biraz daha kopuyorduk.



When I Was Your Man || z.mWhere stories live. Discover now