48.BÖLÜM

43.8K 2.4K 270
                                    

Kaçışım olmayan bu sorunun er yada geç geleceğini biliyordum.Biliyordum bilmesine ama bu durum yine de huzursuz olmama engel olmuyordu..Oysa dakikalar önce geleceğimiz hakkında ne kadar da güzel hayaller kuruyordum..Ne gereği vardı ki şimdi hayallerimi bir balon misali patlatıyordu..

Gözlerimi açtım,derin bir nefes aldım ve olduğum yerde doğrulup sevdiğim adamın yüzüne baktım.Mavilerini bana dikmiş,alıcı kuşu gibi ağzımdan çıkacak kelimeleri bekliyordu.

"Yatak odamıza gidelim mi?" dedim lafın arasına laf sokarak.Maksadım bu konuyu kapamaktı çünkü bu konuda gerçekten konuşmak istemiyordum.İyi yada kötü her şekilde onun annesiydi ve biliyordum ki her evlat annesini çok severdi.

"Konumuz bu değil birtanem"

"Bak seni ödüllendiririm"dedim göz atarak.Belki bu şekilde bu konuşmayı atlatabilirdim sonuçta kazanmak için her yol mübahtı değil mi?

"Lütfen bebeğim..Bana dağ evinde neler olduğunu anlatırmısın?"

"Hem bak sana en seksi geceliğimi giyerim"dedim kulağına doğru fısıldayarak.

"Hem bak sana en seksi geceliğimi giyerim"dedim kulağına doğru fısıldayarak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Anlattıktan sonra belki"

"Hadi ama Asaf Çavuşoğlu o kadar da önemli bir şey değil"

"Ne demek önemli değil Nazlı ya sana bir şey olsaydı..Ya..ya bebeğime " demiş ve sözlerinin devamını getirmeden gözlerini benden kaçırmıştı..Kaçırmıştı çünkü acısını belli etmek istememişti..Kaçırmıştı çünkü gözleri dolmuştu..Kaçırmıştı çünkü korkmuştu..Derin bir nefes aldım bu konuşmadan kaçamayacağim gerçeğini sindirirken ona doğru uzandım ve yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra konuşmaya başladım..

"Ağaç evde ki kaçamaktan sonra sıcak bir duş aldım ve aşağı Zişan teyze'ye yardıma indim " dedim lafın uzatmaya çalışarak.

"Bunları geç bebeğim hatırlarsan banyo yaptığında oda da bende vardım ve aşağı inerken nasıl göt kıvırdığını da unutmuş değilim..Şimdi lafı dolandırmayı kes ve anlatmaya devam et"

"Hiç kaçışım yok değil mi"dedim dudaklarımı dişleyerek.

"Hayır meleğim "

"Pekala " dedim ve dizlerine kafamı koyup,koltukta uzanır konuma geldim..Elleri usul usuk köprücük kemiğim ile boynum arasında yol alıyor,anlatmam için teşvik ediyordu sanki.

"Şey..Biz..Biz mutfakta salata malzemelerini hazırlarken bilirsin her kadının yaptığı şeyi yapıp iki lafın belini kırıyorduk.Sonra Anne'nin sesini duyduk.Ne zaman gelmiş farkına bile varamamıştık..Çok kötüydü Asaf en kötüsü de elindeki bize doğrulttuğu silahtı..O an..O küçük an aklımdan en kötüsü geçti " dedim yutkunarak..

"Ölüm " diye fisıldamıştı sevdiğim.Ölüm..Aslında bu iki hece,dört harften oluşan kelimenin soğukluğu beni korkutması gereken tek şeydi..Ama ben bundan korkmamıştım.Biliyordum çünkü ölümün tüm insanoğluna uğrayacağını.Zenginde olsa ,fakir de olsa ayırt etmeyeceğini,zaman mekan dinlemediğini,her canlının bir gun ölümü tadacağını,genç yaşlı ayırt etmediğini kısacası bunların hepsini biliyordum.Tabi bunları bilmemde annemin küçükken Cami'ye yollamasının bir büyük bir etkisi olmuştu.Ama şu an konu bu değildi..

ANSIZIN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin