34.BÖLÜM

49.4K 2.6K 409
                                    

 Ağzından çıkan bir kelime, dört harf nasıl olurda bir insanın hayatını baştan sona değiştirirdi? Ya da değiştirebilir miydi? Bu sorulara verecek bir cevabım yoktu aslında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


 Ağzından çıkan bir kelime, dört harf nasıl olurda bir insanın hayatını baştan sona değiştirirdi? Ya da değiştirebilir miydi? Bu sorulara verecek bir cevabım yoktu aslında. Âmâ içimden bir ses değişeceğini söylüyordu. Hem nasıl değişmezdi ki?. Ah hadi ama kimi kandırıyorum ben. Az önce avazım çıktığı kadar evet diye bağırdığım an zaten değişmeye başlamıştı hayatım. Hele bir de nikah memurunun evlilik cüzdanını elime vermesi ile tamamen değişmişti.

''Evliliğiniz boyunca huzur, mutluluk, sağlık yuvanızdan eksik olmasın. Hayırlı uğurlu olsun' 'diyen ses ile düşüncelerimden çıkıp karşımdaki kır saçlı adama baktım.

''Teşekkür ederim efendim' 'dedim gülümseyerek ve gidişini izledim. İşte buydu. Bir kadının hayatı on dakika bile sürmeden değişivermişti. Nikâh memuru aynı soruyu sevdiğim adama sorduğu vakit öleceğimi sanmıştım. Saniyeler geçmek bilmemişti. Ta ki benim sözlerimi tekrar edinceye kadar. 'Bir ömür olması dileği ile evet' 'Tamam benim kadar bağırmamış olabilirdi. Âmâ benim sözlerimi tekrar edip beni karısı olarak ilan etmesi içimde bir yerlere öyle dokunmuştu ki hem gözlerim dolmuş, hem de bir kez daha ona aşık olmuştum.

Şimdi ise inanamayan gözler ile elimdeki küçük kırmızı kaplı şeye bakıyordum. Bu defter şu andan itibaren benim başka birine ait olduğumun kanıtıydı. Ne tuhaf bir şeydi bu. Hem üzülüyor, hemde seviniyordum. Yani her zaman olduğu gibi bombokluğun elli tonunu yaşıyordum. İnsan hem sevinip hem üzülür müydü aynın anda? Kulağa ne kadar da saçma geliyordu oysa ki!!

''Bebeğim' 'diyen ses ile iç sesime bir dur deyip çıkıp başımı kaldırdım. Ona baktığımda hissettiğim tek şey aşk ve kalp atışlarımın hızlanmasıydı. Öyle güzel bakıyordu ki hızlanmamasına imkan yoktu zaten. Derken ben daha ne olduğunu anlayamadan usulca yaklaşmış ve alnıma sıcacık, içim de depremlere yol açan bir öpücük bırakmış ve geri çekilmişti. Sonrasında kopan alkış fırtınası utanmama sebep olsa da yapacak bir şey kalmamıştı. Artık evli olanlar kervanına bende katılmıştım. Kafamdan bunları geçirirken dibime kadar ne zaman geldiğini anlamadığım davulcu amca tokmağını davula vurması ile kendime gelip adama ters bir bakış attım. Tokmağı kafama geçirir gibi vuruyordu mübarek davula..

''Hadi dans edelim güzelim. İnsanlar bize bakıyor' .'Dans mı? Ne dansı? Yahu nerde görülmüş davul zurna çalarken dans edildiği? Diye düşünürken arkada çalan müzik kulağıma gelmişti. Sanırım evlenmek başıma vurmuştu ve ben ne düşündüğümü bilemiyordum. Asaf'ın elimden tutması ile kendime geldim ve gelinliğimin alt kısmını ayaklarım takılmasın diye ellerimle tutarak kalabalığın ortasına doğru ilerledim. Etrafımda ki bakışlardan utansam da sol elimi Asaf'ın omzuna koyup, sağ elim ile de ellerini tuttum ve yavaşça salınmaya başladım. Müziğe göre ritim tuttururken aramızda küçücük bir mesafe vardı. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu ve bu mükemmel bir histi. Dağınık saçı, bir kadını kıskandıracak kadar uzun kirpikleri ve ona çok yakışan klasik lacivert damatlığı ile muhteşem gözüküyordu.

ANSIZIN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin