19.BÖLÜM

53.5K 2.6K 221
                                    

Duyduklarımla olduğum yerde öylece kalakalmiştim. .Ne kimseyi arayabiliyor,ne de birşey söyleyebiliyordum...Yaptığım tek şey odada dolanmak ve mal gibi televizyonun karşısında dikilmekti..Korkuyordum..Ona bir şey olmasından,bir daha aynı şeyleri yaşamasından deli gibi korkuyordum..Ne yapmalıydım,nasıl hareket etmeliydim?..Oysaki hep demezmiydi Mirhan Ateşoğlu korku ölüm getirir diye ..Hep tembihlemezmiydi bana bunu..

Düşüncelerimden çıkıp duvardaki saate baktım ve bir kez daha içimden küfrettim..Mirhan ile konuşmamızın ardindan üç saat geçmişti ve hala ondan bir haber alamamiştim..Yok bu böyle deli danalar gibi odada dolanıp sabahı sabah etmekle olmayacaktı..En iyisi evdekileri arayıp ağızlarını aramaktı..Ama gelgelelim saat daha çok erkendi ve bu vakitte ayakta olan tek kişi Mirza idi..Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakarak,titreyen ellerime aldırmadan hemen rehberden numarayı buldum ve yeşile bastım..Tam da tahmin ettiğim gibi olmuş ikinci çalışta kalın sesi kulaklarıma dolmuştu..

"Saat yedi'ye çeyrek var ve sen ayaktasın?".Bir bilse neden ayakta olduğumu eminim kurdururdu..

"Biliyorsun ki sabah sporu yapıyorum Mirza paşam ve yine biliyorsun ki en büyük hobim seni dürtmek" dedim tedirginliğimi,korkumu belli etmeyerek..

"Dürtmelerinden bıktım usandım artık,biraz da Afgan Mirhan'i dürt "dediğinde dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi tavana diktim..Hayır,şimdi olmazdı..Ağlamanın sırası değil seni beyinsiz Nazlı ağlamanın sırası değil.

"Sahi o ne yapıyor "dedim sakin kalmaya özen göstererek.

"Dün akşam aradım,fakat görevde olduğunu söylediler "

"Aaaaaa öylemi?Bende aradım ama öyle bir şey söylemediler.Sen kaç gibi aramıştın?"dedim abartılı bir şekilde ağzını arayarak..

"Bilmiyorum geç bir vakitti..Toplantı için gelen misafirleri otele yerleştirdikten sonra aradım..Sanırım on bir gibiydi " dediğinde dudaklarımı dişleyerek düşünmeye başladım..Beni geç bir vakitte aradığına acaba görevden mi gelmişti?

"Neyse tamam..Hadi sana kolay gelsin..Bu arada günaydın "dedim sadece laf olsun diye..

"Sana da günaydın sarı cadı..Hadi kapatıyorum işlerim var "..dediğinde uzatmayın hemen telefonu kapadım ve bıraktığım gibi tekrardan odayı arşinlamaya başladım.Bir taraftan da elimdeki tv kumandası ile haber kanalları geziyordum...Ama sonuç bağlar gazeli diye isyan ederken tekrar telefonum çalmaya başlamıştı..Ekrana baktığımda arayanın Asaf olduğunu görüp,derin bir nefes aldım..Konuşmali ve ona ne döndüğünü anlatmalimiydim?..Derken daha fazla düşünmedim ve hemen yeşili kenara kaydirdim.

"Alo " dedim yorgun çıkan sesimle.

"Günaydın güzelim "

"Günaydın Asaf"

"Sorun ne bebeğim?" demesi ile buruk bir şekilde gülümsedim..Daha yolun başındaydık ve bu adam beni çok iyi tanıyordu..İşte o zaman anlamıştım ki bu adam beni gerçekten seviyordu.

"Asaf " dedim yutkunarak ve devam ettim.

"Mirhan..Mirhan aradı gece seninle konu-konuşurken..Kiminle konuştuğumu sorduğunda anlamasın diye inkar ettim çünkü korktum..Biliyorum nasıl kıskanç olduğunu,birde işin içine tehtid girince yalan söyledim..Sonra..Sonra konuşurken araya başka erkek sesi girdi ve baskın yediklerini söyledi..O zamandan beri haber alamıyorum Asaf..Çok korkuyorum,bir daha aynı şeyleri yaşamasından deli gibi korkuyorum "dedim sonlara doğru fısıldayarak..Cümleler bile ağzımdan çıkmakta güçlük çekiyordu..Ne kötü bir şeydi çaresizlik,insanın eli kolu bağlı kalması ve hiç bir şey yapamadan sessizce beklemesi..

ANSIZIN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin