1.Bölüm-Uçurumdaki Adam

43K 905 163
                                    

"Dayanamıyorum artık!"

diye bağırıp uçuruma bir adım daha yaklaştım.Bu zamana kadar yaşadığım her şeyi güçlü bir şekilde sırtlanabilmiştim.Bu sefer ise farklıydı.Ailemin omzuma yüklediği yükün altından kalkamıyordum.Benden istedikleri şey çok fazlaydı.

Bir kez daha hıçkırıklara boğulduğumda uçurumdan aşağı baktım.Buradan atladığım dakika özgür olacaktım.Bütün kırgınlıklarımı , gözyaşlarımı , üzüntülerimi ve bir elin parmağını geçemeyecek olan sevinçlerimi arkamda bırakıp ölüme gidecektim.Ölümle aramda sadece bir adımlık mesafe vardı.

Bir kez daha beni bu hale getiren ailene lanet ettim."Sizden nefret etmek istiyorum." diye haykırdım dalgaları kıyıya vuran denize.

"İstiyorum!"diye tekrar ettim hıçkırıklarımın arasından.

Nefret ediyorum diyemiyordum.Nefret etmek istiyorun diyebiliyordum.Çünkü onlar benim ailemdi ,canımdı , kanımdı.Nasıl nefret edebilirdim ki...

Gözlerimden akan yaşları silip tekrar içimdeki acıyı kusmaya başladım.

"Beni görmezden gelmenizden bıktım!Bana sevgi yerine para vermenizden bıktım!Bana sizin evladınız değilmişim gibi davranmanızdan bıktım!Beni kırmanızdan bıktım!"

Hıçkırıklarım arasında söylediğim sözlerden sonra son adımı atmaya gelmişti sıra.Artık kurtulmak istiyordum.Ayağımı yavaşça havaya kaldırmış hayatıma ve acılarıma son vermeye hazırlanıyordum.

"Çabuk pes ediyorsun."

Arkamdan gelen umursamaz sesle ayağımı yavaşça yere koyup yüzümü çevirdim.Sahi kimdi bu adam?Bütün feryatlarımı neden dinlemişti?Burada işi neydi?Burası benim özel yerimdi.Başkası gelmemeliydi buraya.

"Sanane." diyebilmiştim ağlamaktan güçsüz çıkan sesimle.

Yaslandığı Range Rover marka arabasından doğrulup adımlarını bana yöneltti.Karşımda gelip durduğunda aramızda bir metre kadar mesafe vardı.

Uzun boyu , kaslı vücudu , esmer teni ve yumuşacık görünen saçlarıyla yakışıklı biriydi.Üzerindeki benim tasarımım olan takım ise zengin biri olduğunu gösteriyordu.Benim tasarladığım ve aile şirketimizin satışa sunduğu kıyafetler oldukça pahalıydı çünkü.

Evet ben bir moda tasarım 2.sınıf öğrencisiydim ve kendi şirketimizde daha şimdiden çalışmaya başlamıştım.Karşımdaki adamı incelemeyi kesip düşüncelerimi bir kenara ittim ve bana bakan gözlerine odaklandım.

"Kendini öldürünce bitecek mi yani her şey?"

"Evet."

"Yanılıyorsun küçük hanım.Düşmanlarını sevindireceksin sadece."

"Düşmanım kendi ailemse eğer sevinmelerinde bir sakınca yok."

Dediklerimle bir an duraksadı ve kafasını denize çevirdi.Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar yüzüme baktı.

"Bak küçük hanım burada intihar etmene izin veremem.Kendine başka bir yer bul.Burası benim canım sıkkınken rahatlamaya geldiğim yer ve her geldiğimde aptal bir kızın burada kendini ölüme teslim ettiğini hatırlayıp canımı sıkmaya niyetim yok."

"Bencil."

Sahi bu ne bencillikti böyle.Ben buraya kendimi intihar etmeye gelmiştim.Ama sinirlerimi bozmayı başaran bir adet ayıyla karşılaşmıştım.O kadar derdimin arasında bir de bu sinirimi bozmuştu.Onunla daha fazla vakit kaybetmemeye karar verip tekrardan önüme döndüm ve yarım kalan işi tamamlamak için ayağımı kaldırdım.
Gözümden sabahtan beri durmak bilmeyen yaşlarım akarken kendimi boşluğa bırakmamla bir çift kaslı kolun beni bileğimden tutup geri çekmesi bir olmuştu.Uçurumdan bir metre kadar öteye çekilmiş bir biçimde karşımdaki adamla burun burunaydım.Az önce yaşadıklarımdan dolayı ağzımı açıp tek söz edemezken sadece hıçkırıklarım artmış bir şekilde ağlamaya başladım.
Her zaman bu şekilde ağlardım fakat bu sefer her zamankinin üstüne nefes alışverişimde zorlaşmıştı.Karşımdaki adam yüzüme anlamayan bir şekilde bakarken nefes alışverişim iyice zorlaşmıştı. Kollarımı yavaşca bırakıp yüzümü avuçlarının içine almıştı.Yüzündeki ciddi ifade hiç bozulmadan konuşuyordu benimle.

UÇURUM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now