-15-

732 93 54
                                    

Gerçekten hiç yorum yok. Yorum sınırı vs. koymak istemiyorum ama emeklerim boşa gidiyor gibime geliyor.

Lütfen yorum yapın bölüm başı yüz civarı okunma var ve ancak bir kaç kişi yorum yapıyor.

Iyi okumalar <3

************

Geçmişten bir kesit...

Luhan kahkahasını kesmeyi denedi. O kadar çok gülüyordu ki güzel sesi geniş bahçede yankılanıyordu. Gözleri kapandığı için düşmeden yürümek zordu fakat yanındaki adamın da ondan durumu farksızdı.

Elini tutan adam elini çekti ve daha da çok gülerek elini genç adamın popsunun üzerine koydu. Luhan daha da çok gülmeye başladığında poposunda duran eli sertçe itmiş ve güzel kahkahası arasında konuşmuştu.

"Ne yapıyorsun?"

Genç adam biraz daha gülmeye başladı. Tekrar sevdiğinin elini tuttu ve etraftaki kuş sesleri eşliğinde güzel çocuğu yandaki ağaç kütüğüne yasladı.

Kahkahaları azalsa bile hala yüzleri gülümsüyordu. Genç adam Luhan'a doğru yaklaştı. Ondan bayağı uzundu fakat Luhan onun uzun boyunu seviyordu. Onun hakkındaki her şeyi seviyordu çünkü o çok güzeldi.

Çocuk nefesini onun yüzüne üfledi. Luhan için onun nefeslerini solumak mükemmeldi.

"Nasıl bir şeysin sen?"
Luhan artık gülmüyordu. Onun bakışlarının esiri olmuştu.
"Aklımı senden alamıyorum."  Nefesini daha çok üflerken dudaklarını Luhan'ın dudaklarına sürttü. Luhan istemeden de olsa gözlerini kapayıp açmıştı.

Onun varlığı kendisini sarhoşmuşçasına dengesiz hissettiriyordu. Çocuk bir kez onun yüzüne bir kez de dudaklarına baktı. Gözü Xiaohan'ın dudaklarındayken çok heyecanlıydı çünkü bu tatmak istediği yegane varlıktı.

Aralarında kalan milimlik mesafeyi kaparken güzel çocuğun inlemeye benzer çıkan sesini duydu.

"Nian-a biri görecek..."
Çocuğun umrunda değildi. O bir erkeği seviyordu ve kendinden de gurur duyuyordu. Biri görse umrunda değildi.

"Seni seviyorum Xiaohan..." Fısıldadı...
Çok değil, aşkını itiraf edeli üç hafta olmuştu. Haftalardır bu çocuğu seviyor ve tümüyle arzuluyordu.

Dudağı, onun dudağının üzerini örttü, emmek için hareketlenecekti ki bir anda duydu;
"Abi?"

Ayrılması çok çabuk olmuştu. Küçük kardeşi hemen orada, kocaman açılmış gözleriyle duruyordu. De Nian hareket edemedi. Ne yapacağını bilemiyordu. Luhan ise endişeliydi. Eğer bu çocuk birine söylerse planları iptal olurdu. Her şey Çin için, ülkesi içindi.

Orada öylece dakikalar geçirdiler. Üçü de kocaman açılmış gözleriyle şaşırmış ifadelerini sergiliyorlardı.

Çocuk beklenmedik bir anda başını eğdi, dizleri yere kapaklandı ve secde eder gibi Luhan'a saygısını sergiledi.

"Majesteleri"
Sesi titriyordu. Nian, kardeşinin ayağa kalktığını görünce Luhan'ı arkasına aldı. Bu alışılmadık duruma daha fazla tanıklık etmesine gerek yoktu.

"Müsaadenizle Majesteleri, De Zhang benimle gel."

Sevdiği adamın kolunu kibarca bırakıp ona bir kez bile bakmadan bir adım attı. İkinci adımında ona şaşkınca bakan kardeşi yürümeye başlamıştı.

OH Kingdom-Forbidden Love ➻ Hunhanحيث تعيش القصص. اكتشف الآن