-4-

1.3K 111 48
                                    


Hemen alttaki flashback kısımı bir önceki bölümün flashback kısmının devamı. Hatırlamak isterseniz bakabilirsiniz.
*********
Geçmişten bir kesit...
"Babam biliyor."
Luhan dalmıştı, ancak kucağında yatan çocuğun sesiyle kendine geldi. Elinin tersi ile yavaşça onun yumuşak yanağını okşarken mırıldanmıştı.
"Neyi?"
Başı bacağının üzerinde duran çocuk yüzünü hafif kaldırdı ve onu cevapladı.

"Bizi,- çocuk tebessüm etti- biz... Sen ve ben... Çoktan farketmiş, geçen gece beni sınamak için beni evlendireceğini söyledi. Ben reddedince de sırrımız açığa çıktı."

Luhan'ın hızla kaşları çatıldı.
"Sen!" Kucağında yatan oğlanın yüzünü elin alıp bir sağa bir sola çevirdi. Beklediği izleri göremeyince eli onun üzerindeki gömleğe gitmişti. Telaşla çocuğun gömleğini açıp göğsüne baktı.

"Sana bir şey oldu mu? Baban canını yaktı mı?"

Afallamış çocuk gülümsediğinde Luhan'ın kaşları bu sefer şaşkınlıkltan çatıldı.
"Hayır, hayır. "
Çocuk başını sevdiği adamın dizlerinden kaldırıp oturmaya başladı. Şükürler olsun ki bir şeyi yoktu.
"Beni çıplak görmek için bunu bahane etmene gerek yoktu."
Genç adam çapkınca gülüp gömleğini iyice açmaya başladığında Luhan hızla sesini yükseltti.

"YA!" ve başını çevirirken ona vurmaya başladı. De Nian gülerken Luhan'ı belinden tutup kendine çekmişti. Xiaohan yine de ona bakmadı, kafası arkasına çevrilmişti ve gülümsüyordu.

Çocuk tek eli onu belinden kavramışken diğer eli ile onun arkaya bakan yüzünü kendisine çevirmeye başladı.

"Onun da sevdiği bir adam varmış. Bunu dün gece öğrendim."
Luhan gülümsedi, oturduğu yerde biraz yükselip yanındaki çocuğa iyice yaklaştı. Tek bacağını onun yanına koyup kucağına oturduğunda Nian onu iyice kendine çekmişti. İşte aralarındaki sevgi böyleydi. Xiaohan günlerdir ilk defa ağlamıyordu.

Ama ağlaması an meselesiydi.
"Ve senin de sevdiğin bir adam var, doğru mu?"
Çocuğun dudaklarına doğru fısıldadı.
Belki de onu son kez öpmeliydi, birazdan askerler bu evi basacaktı.

Çok acı veriyordu, göğsü kavruluyor ve içinize çektiğiniz hiçbir nefes yangını söndüremiyordu.

"Hayır."
Çocuk konuştu. Luhan, kendini ondan uzaklaştırmıştı. Oğlan bir kez daha gülümseyip kendinden uzaklaşan sevdiğini güç kullanarak kendine yaklaştırdı.

"Sevdiğim bir adam yok, aşık olduğum bir adam var." Luhan huzurla gözlerini kapadı. Onu seviyordu... Bunu çoğu zaman inkar etse de şimdi aklı başına gelmişti.

Kapalı gözünden bir damlanın süzüldüğünü hissettiğinde hızla ona sarıldı. Sarılmalar her zaman yüzünü saklamak içindi.

"De Nian bir şeyi bilmeni istiyorum." sessizce mırıldandı. Bunu ona ilk defa söyleyecekti. Kollarını çözüp az önce sarıldığı adamın yüzüne bakmaya başladı.
İlk aşk...

Baş parmağı onun yanağını okşadı, daha sonra dudaklarını... Sonra elini onun saçlarına attı. Bir daha dokunamayacaktı.

Çatallı çıkan sesiyle mırıldandı.
"Seni seviyorum."

Ve içinden duvarları yıkmak, her şeyi mahvetmek, hak ettiği tahtı alıp bu çocuğu yaşatmak geliyordu. Onun gülümsediğini görünce gülmeyi denedi ve yüzlerini hizaladı.

OH Kingdom-Forbidden Love ➻ HunhanWhere stories live. Discover now