OH Kingdom-Forbidden Love ➻ Hunhan

-7-

******
Yorumlarınız bekliyorum, umarım beğenirsiniz ^~^
**********
Çok eski bir geçmişten kesit...

"Bu adam ağabeyimin aklını çeliyor. Vezir olmak için ülkenin dört bir yanından topladığı yetenekli fahişeleri babanın odasına sokuyor ve onu kadınlarla meşgul ediyor.

Biz de ona aynısını yapacağız. Meşgul olduğu biri ile ülkeye önem vermeyecektir ve o öldüğünde de baban bizi sorgulayamayacak."
Luhan derin bir nefes aldı. Son öldürdüğü adamın üzerinden henüz üç ay geçmişti.

O zavallı çocuğu hiçbir zaman sevmese de sonuçta o bir insandı ve talihsiz ölümü Luhan'ı sarsmıştı. De Nian'ın(İlk aşkı) ölümünden beş ay sonra ise zor toparlanmıştı.

"Erkeklere ilgili olduğunu nasıl bilebiliyorsun?"
Amcası sırtını oturduğu rahat sandalyeye yasladı. Dudakları düz bir çizgi gibi gerildikten sonra konuşmuştu.

"Yanına verdiğim ajanı taciz etmiş. Tek o da değil, beğendiği erkekleri taciz ediyormuş. Otuz yedi yaşında olmasına rağmen hala evlenmemiş."
Otuz yedi...
"Böyle bir adamı nasıl kendime aşık etmemi istiyorsun?" biraz yüksek sesle çıkıştı. Luhan henüz on sekiz yaşındaydı.

Amcası tekrar ifadesiz yüzüyle baktı. Masanın üzerindeki gümüş bardağa uzanıp bir yudum su içmişti ki Luhan hala ona endişeyle bakıyordu.

"Aşık etmesen de olur."

Genç adam içinde baş gösteren öfke ile oturduğu yerde havalandı.
"Ne! Amca!"
Amcası yeni bir yudumu yuttuktan sonra boğazını temizledi.

"Bir ay boyunca oyala onu. Yataktan çıkmak istemesin."
"FAHİŞE OLMAMI İSTİYORSUN!"
Birden bağırdı ama aldığı cevap daha ağırdı.
"Zaten değil misin?"
Sessizlik...
Genç adam bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. Amcasının hakkı vardı, Luhan ülkesi için fahişe olmuştu.

Derin nefesler aldı. Göğsünü dik tuttuğunda gururlu görünmek istiyordu.

"İstemiyorum, Saraya yeni geldim. Hem o çok yaşlı, onu öldür; suçu üstleneceğim."

Cansız bir tonda konuştu. Amcası ondan İmparator'un yardımcısına fahişelik yapmasını istiyordu.

Luhan genelde birini öldürdükten sonra ortadan kaybolurdu sebebi ise o kişi yaşarken onunla birlikte olduğu için zaten ortalıkta görünmezdi ve o ölünce daha sık etrafta olması dikkat çekerdi.

"Bu adam öldükten sonra sana Veliaht Prenslik mührünü vereceğim."
Bu mühür her şeyin başlamasına sebep olandı... Luhan bu şansı kaçırmayacaktı.

**********
Güneş... Dört ay yazın yaşandığı bu memlekette güneş yakıcıydı. Teninizi kavurduğu yetmezmiş gibi içinizi de kavuruyordu ve siz daha ne olduğunu anlamadan su için ölüp bitiyordunuz.

Çin toprakları böyle değildi. Çin de başınıza güneş geçerken yüzünüze serin bir meltem vururdu ve bütün hararetinizi alıp giderdi. Fakat ne olursa olsun kavrulan çocuk bunu tepesindeki güneşe bağlayamazdı. İçi yanıyor, vücudunda sıcaklık dolanıyordu ve bunun bütün nedeni ise yanındaki heybetli adamdı.
Yaşı her ne kadar kendinden küçük olsa da-bunu az önce kendisi söylemişti-Luhan onun kendisinden daha güçlü ve kuvvetli bir vücuda sahip olduğunu inkar edemezdi.

Omuzları geniş ve güçlüydü, boyu kendinden uzundu ve yüzü de yaşına göre oldukça erkeksiydi.
Yeni yeni çıkan sakalları zaten mükemmel olan yüzünü daha da güzelleştiriyor ve genç adamın kalbinde karıncalanmalara neden oluyordu.