-2-

2.4K 150 34
                                    


Geçmiş zamandan bir kesit

"Ah, işte bu gecenin sonunda her şey bitecek sevgilim."
Luhan, genç adamın saçlarına elini geçirdi. Şehvet ve arzu... Hepsi tek bir bedende toplanmıştı. Karşısındaki adam ona aç bir aslan gibi saldırıyordu. Luhan mı?

İşte o ise boştu... Bu dokunuşlar onu yalnızca eğlendiriyordu.

Tek sorun karşısındakinin elinin erkekliğinde olmasıydı. Neyse ki arada kısa olanın pantolonu vardı.

Genç adam dışarıdan gelen sesleri duyunca bunu bastırmak için seslice inledi.

"Ah..."

Aynı anda onun toplu saçlarını da sertçe çekiştirmişti. Karşısındaki genç kırmızı bir suratla kafasını kaldırınca Luhan hızla onun dudaklarını hedef aldı.

O şu an on sekiz iken karşısındaki yirmi beş yaşındaydı.
Henüz yeni alim olmasına rağmen çok iş yapmış bilge bir erkekti. Meclisteki kararları büyük yönde etkiliyordu.

Luhan, onun dudaklarını emdi. Sanki o dudaklar kendi bedeninin bir parçasıymış gibi...
Dilini devreye soktuğunda onu tamamen tadabilmişti. Uzun gencin erkekliğindeki eli hareket ettikçe bu kendisini zorluyordu.

Dışarıdaki sesler tekrar artınca hızla inleyerek geri çekildi aynı anda şapırtılı sesler çıkarmıştı. Amacı çocuğun sesleri duymasını engellemekti.
"Aah..."

Çocuğun gülümsediğini gördü.
"Bunu sevdiğini biliyorum."
Genç, elini tekrar sıktı. Luhan bu sefer gerçekten isteyerek inlemişti.
"Aa"
Elini onun gömleğine attı.

"Sana dokunmak istiyorum."

Dışarıdan gelen barbarca sesler arttığında Luhan iki elini de onun kulaklarına koydu, sanki yanaklarını tutuyormuş gibiydi, bu hamlesi tekrar dudaklarına yönelmesine sebep olmuştu. Ses geçene kadar onu öptü. Geri çekilebildiğinde zamanı azalmıştı.

Pahalı kumaştan yapılan gömleğe el atıp hızla iki parçaya ayırdı. İşi bitince artık onun bir gömleğe ihtiyacı olmayacaktı.

Hızla boynuna, göğsüne ve omzuna öpücükler kondurmaya başladı. Tek eli kendi gövdesine gelmişti, elini gövdesinden kuşağına kaydırdı.

"Oh... XiaoHan..."
İnlemesi iyiydi, böylece dışarıdaki seslere kulaklarını tıkayacaktı. Luhan belindeki kuşağa ulaştığında dudakları gencin sağ meme ucundaydı.

Sesler arttı, arttı ve arttı.
Şimdi, tam zamanı!
Hançerini hızla yerinden çıkartıp onun göğsünün sol tarafına sapladı.

Sessizlik ve tam da yüzünde hayal kırıklığı okunuyordu. Şoka uğramış yüz ifadesi... Acının getirisi feryat... Şehvetin verdiği inleme sesleri acıya döndüğünde Luhan yüzünü eşkitti.

Dudaklarından taşan kırmızı sıvı dişlerine ve bütün ağzına bulaşmıştı. Önce dizlerinin üstüne çöktü, gözleri hala açıktı.

Sonra son nefesiyle konuşmayı denedi.
"Niye?"
Luhan kafasını başka yöne çevirdi.
Kollarında ölen adam ona üç ay boyunca eşlik etmişti.

Kapı hızla açılınca o tarafa baktı. Amcası Tu Yang elinde kanlı kılıcı ile duruyordu, arkasında onun maiyetindeki askerler vardı. Hırpalanmışlardı ama bu ülkesi, Çin, içindi.

OH Kingdom-Forbidden Love ➻ HunhanWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu