-1-

5K 253 133
                                    

**********
Kitap angst değil ve ölümle de bitmiyor. Aşağıda okuyacaklarınız son değil.
************

"Canım yanıyor, her yeni günü ağlayarak karşılıyorum. Artık yapamıyorum ve siz de bunu fark etmek istemez gibi gözlerinizi kapatmışsınız bana.
Benden size hizmet etmemi istediğiniz zamanı hatırlıyor musunuz? "

Gözlerinden akan yaşlar umurunda değildi. Tek isteği kalbine batan cam parçalarının yok olmasıydı.
Aşığına bir kaç adım daha yaklaştı.
Karnının üzerindeki kılıç ona yeterince yaklaşmasına engel oluyordu.

Prensin gözlerindeki yaşları yavaşça sildiğini gördü.
"Luhan, sakinleş. O kılıcı bırakmalısın."

Luhan bir kaç hıçkırığın ardından sözlerine devam etti.

" Sanırım benim hizmetim buraya kadardı.Sizin arkanızdan attığım her adımdan onur duydum. Şimdi sizin bana hizmet etmeniz gerek...-bir kez daha genişçe hıçkırdı. Gözlerinden akan yaşlar bir şelale misali yüzünden boynuna akıyordu.- ...majesteleri."

Sehun ona yaklaşmayı denedi, bir kaç adım daha attığında onun yanlış bir şey yapmasından korkuyordu.
Şimdi o karşısında acizce ağlarken aldığı her bir nefese lanet etti.

"Söyle, hemen söyle! Ne istersen yapacağım. Yeter ki bırak o kılıcı..."

Luhan ağlamalarının arasında tebessüm etti.
Genç adamın aldığı her soluk ona zehir gibi geliyordu.
En azından ölmeden önce aşık olduğu dudakları bir kez daha tatmak isterdi. Sehun'a yaklaştı.

"Sessizce ölmeme izin verecek misiniz?"

Uzun olan sertçe yutkundu. Eğer yeterince yaklaşıp doğru atağı yaparsa kılıcı onun ellerinden alabilirdi. Elinin tersi ile bir kez daha gözlerini sildi. Bir kaç adım attı ve sevdiğinin ıslak, sıcak yanaklarına ellerini koydu.

Yavaşça yüzlerini yaklaştırırken korkuyordu. Luhan'ın gitmesinden ve onsuz yaşamaktan...
Onun varlığı olmadan yeni bir güne gerçek anlamda uyanamazdı. İşte o zaman ölmek bir lütuf olurdu onun için.

Aralarında yalnızca bir kaç santim vardı. Tek elini onun yanağından çekip Luhan'ın dağılmış saçlarına koydu.

"Ne istersen yapacağım sevgilim. Ne istersen...
Yeter ki beni terk etme..."
Sesi bir fısıltıdan farksız çıktı.
Şimdi hareket etmek bile zor geliyordu. Luhan acı çekerken nefes almak zoruna gidiyordu.

''Seni seviyorum.''

Luhan gözlerini kırpmadan önce mırıldandı. Gözlerini kırpmasıyla bir damla yanaklarında yol çizmiş, boynundan aşağı yuvarlanmıştı.
Dudaklarını onun dudaklarına yaklaştırdı ve bir süre nefeslerini soludu.

Sehun elini kılıcı almak üzere kaldırmıştı. Uzanıp sevdiğinin yaş dudaklarını kendi dudakları arasına sıkıştırdı. Belki de son kez onu aşkla öpecekti.

Ve beklediği gibi oldu, elinin altındaki kılıç hareket etti ve ardından ağzına metalik bir tat yayıldı.
Luhan'ın kanı...

4 Ay Önce

Ilık bir yaz gününde esen rüzgar genç adamın suratını yalayıp geçiyordu. İki büklüm oturduğu yerde kendini ipekten yapılma eteğinin üzerindeki desenleri incelerken buldu.
Batmaya yüz tutmuş güneş, ruhundaki umudu arttırmaktan çok kendisiyle birlikte toprağa gömüyordu.

Sehun o an düşündü
Bu illetten nasıl kurtulacağım?

Hoş ya pek de kurtulmak istediğini söylenemezdi. Fakat ailesi, ülkesi ve soyunun devamı için yapmak zorundaydı.

OH Kingdom-Forbidden Love ➻ HunhanWhere stories live. Discover now