-14-

679 86 34
                                    

Merhabalar, bölüme bol yorum yapmayı ihmal etmeyin ^~^

Okunma sayısı gayet iyi fakat pek yorum yapmıyorsunuz. Lütfen emeğime karşılık verin ^.^
**********
"Bulmamı istediğiniz çocuk."
Sehun ilerideki çocuğa baktı. Saygısından dolayı başı eğikti ve üzerinde siyah kumaşlardan yapılma giysiler vardı. Belinde bir kılıç, elinde ise siyah bir eldiven duruyordu.

Prens onu incelemeye başladı, gerçekten de yakışıklı mıydı?
Kavruk bir teni vardı ve dolgun dudakları. Boyu da oldukça uzun ve yapılı bir vücuda sahipti.

"Yakışıklıymış."
Sehun atının üzerinde bir sağ bir sola sallanırken söyledi. Kyungsoo ona dönüp gülümsemişti.

"Bizzat kendim seçtim, bu sefer yanlış kişiyi seçmediğime eminim."

Geçen Luhan'ı seçtiğinden bahsediyordu. Sehun, kuzenine kızamamıştı çünkü Luhan ile ilgilendiğini en başında bilemezdi.
Sadece hafiften 'kaçırmadan önce kim olduğunu araştırmalıydınız.' demişti.

"İyi biri mi?"
Lütfen kötü biri ol, böylesi daha kolay olur.

Çocuğa yaklaştıkları için kuzenini kısık çıkan sesini duydu.

"Asi ve başına buyruk olduğunu söylediler. Bulduğu her fırsatta kavga edermiş lakin kötü bir kişi olduğunu söyleyen yok.

Geçen yıl yaşlı büyükannesin bakarken kadın yaşlılıktan vefat etmiş. Şu an tek yaşıyor."

Sehun bir anlığına gözlerini kapattı. Bu çocuğun yaşayan akrabası olmaması işine gelirdi.
Luhan'ı kurtardığı ve Bakanlarla konuştuğu günden bir sonraki gün sokaklara kağıtlar astırmıştı. Bu, genç ve güçlü bir savaşçı aradığı ile ilgiliydi ama asıl gerçek bu değildi. Aradığı yakışıklı bir Kore erkeğiydi.

Atı yeterince yaklaşınca hayvanı durdurdu ve üzerinden indi. Harem ağası Choi atı götürürken kuzeninin yanına gelmesini bekledi ve o gelince de turnuvayı kazanan çocuğun yanına yürüdü.

"Veliaht Prens Oh Sehun Hazretleri." Bir başka harem ağası ismini zikrediyordu. Çocuk, Veliaht Prens'in gelişi eşliğinde yerlere kadar eğildi ve toprağa kapanıp saygısını gösterdi.

Tekrar kalktığında Sehun ve Kyungsoo'nun yüzlerinde memnun bir gülümseme vardı. Çocuk hala yere bakarken soylu olanın konuşmasını bekledi.
(Y.N; Soylular konuşmadan diğerleri konuşamaz.)

"Adın nedir?"

Esmer olan başını hafifçe kaldırdı. Sehun'un tam gözlerinin içine bakmıyordu, bu çok cüretkar olurdu.

"Kim Jongin kulunuz, majesteleri."

Çocuğun alnına dökülen perçemleri vardı ve saçları omuzlarına dökülüyordu. Kahverengi tutamların yarısını toplamıştı. Oldukça dağınık bir görüntüydü.

Ama Sehun ona yakından bakınca gerçekten de yakışıklı olduğunu görebilmişti.

"Yüz elli erkeğin katıldığı turnuvayı birincilikle bitirdi, Majesteleri."
Kyungsoo konuştu, kalp biçimli dudaklarında tebessüm vardı.

"Aferin, aferin. Benden ne ödül istersin ?"
Bir an önce gitmek istiyordu, bu çocuk masum ve zavallıydı.

Yapmak zorundasın!

Bir an için vicdanını susturdu. İleride bu ülkeyi yönetmek istiyorsa sert kararlar almak zorundaydı.
Çocuğun yüzünü utanarak eğdiğini görmüştü.

"Beni saraya asker olarak alın Efendim."
Yanakları kızarmıştı, utandığı belli oluyordu. Sehun tekrar vicdanını susturmak zorunda kaldı.
Ben kötü biri değilim.

OH Kingdom-Forbidden Love ➻ HunhanWhere stories live. Discover now