BÖLÜM 32: "ARAYIŞ"

Start from the beginning
                                    

"Hayır." diyerek karşı çıktı Yasemin. "Bu sefer farklı. Arkadaşlarımı tehlikeye atmayacağım. Bir şey olacaksa bana olsun. Size değil."

"Aptal-"

Selim istemsizce bağırdığında yaklaşık iki metre önlerindeki Kerem, Ayberk ve Ahmet arkalarını döndüler. Gök de kafasını sağa çevirip onlara baktı. Selim durumu hemen toparladı.

"Aptal böcek az kalsın burnuma giriyordu!"

Oyunculuğu berbat olsa da diğerleri kafalarını tekrar önlerine çevirdiler. Ayrıca fazla dublajlı film izlediği her halinden belli oluyordu. Selim kısık ama sert bir sesle tekrar konuştu.

"Aptal bir şey yapmandan korkuyorum."

"Yapmayacağım." diyerek diretti Yasemin. Şu an ilk tartışmalarını yaşıyor olduklarını biliyordu. Aynı zamanda bunun normal bir tartışma olduğunu da.

"Gayet akıllıca bir şey yapacağım."

Selim işaret parmağını Yasemin'e uzatıp kaşlarını çattı. "Sakın Yasemin." diye fısıldadı. Yasemin onu umursamayıp kafasını salladı. Sonunda çocuk pes edip adımlarını hızlandırdı. Yasemin de Gök'ün yanındaki yerini aldı.

***

Geri döndüklerinde hava iyice kararmıştı. Pastane hala açıktı. İçeride birkaç müşteri görünüyordu; ama teyzesini görememişti. Ona yakalanmamaya çalışarak Gök'ü adeta evin içine fırlattı. Neyse ki kızın refleksleri güçlüydü ve merdivenlere yapışmamıştı. Sessiz bir şekilde merdivenlerden çıkıp eve girdiler. Gök ayakkabılarını çıkarmadan eve giriyordu ki Yasemin onu durdurdu.

"Hey! Biz insanlar eve öyle girmeyiz."

"Öyle mi? Ben de şu an yeterince insan olduğumu sanıyorum." dedi Gök bilmiş bir edayla.

"Şu an insan formunda olman seni insan yapmaz. Bizler gibi yaşamadın." dedi Yasemin. "Her neyse durup bunları seninle tartışacak durumda değilim."

Gök göz devirip ayakkabılarını çıkarttı. Yasemin bilmese de onlarda bu gibi evlerde yaşıyorlardı. 

Başında onca dert varken bir de bu kızla uğraşıyor olmak Yasemin'in canını sıkıyordu. Kız gelirken sürekli yanındaydı. İşin garip yanı sürekli onun kokusunu içine çekiyordu. Bu tuhaf olduğu kadar ürkütücüydü de. Üstelik şu an kızla aynı evde kalacaktı. Katil bulunana kadar tabii. Ayrıca bu durumu teyzesine açıklayacak bir şeyler bulmalıydı. O gelince kendisi evde bulamayacağı için bunu hiç yapamayabilirdi de.

Kızla ilgili bir diğer gözlemi kızın Cerem'i hatırlatıyor olmasıydı. Aynı siyah saçlara ve mavi gözlere sahiptiler. Cerem'i hatırlamak Yasemin'i üzüyordu; ancak onun takıldığı nokta bu değildi. Kızın göğsündeki kan lekesinden dolayı kasabaya girmeden Ayberk ona hırkasını vermişti ve çocuğun gözlerinde tuhaf bir bakış vardı. Sanki kızı birine benzetmiş gibiydi. Cerem'e... Ayberk'in zarar görmesini istemiyordu. Muhtemelen kızla işi bittikten sonra onu bir daha görmeyecekleri bir yere gönderecekti.

Eve attıkları ilk adımda Gök evin kokusunu içine çekti. Suratını buruşturdu. "Burada kötü bir koku var." dedi.

Yasemin "Ne gibi?" diye sordu. Kaşları yine çatılmıştı. Kaşının üzerindeki ok kendini hemen ele veriyordu.

TEPELERİN KIZI Where stories live. Discover now