BÖLÜM 32: "ARAYIŞ"

2.6K 280 184
                                    

LÜTFEN OY VERİP YORUM YAPIN!

***

Nereye gittiğini bilmeden bir o yana bir bu yana koşuşturdu. Dakikalar içinde Afra kaybolmuştu ve onların ruhu dahi duymamıştı. Eli ayağı titriyordu. Neden onları da peşinden buraya sürüklemişti ki? Her şey kendisinin suçuydu. Afra'nın ailesine ne diyecekti şimdi? Onların suratına nasıl bakacaktı? Ne yapacağını bilmiyordu. Başını iki elinin arasına alıp ağlamaya başladı. Hıçkırıklar eşliğinde yere yığılırken dizlerinin acısına aldırış etmedi. Afra yoktu. Melisa yoktu. Cerem yoktu. Barlas ve Rima onlardan uzaktaydı. Ailesine ne olmuştu böyle? "Aileme ne yaptım ben?" diye mırıldanıp burnunu çekti. Yerde dövünürken avazı çıktığı kadar bağırdı. Bu insanlar çaresizken içten gelen bir dürtüyle dışa vurulan bir bağırıştı. Ölüm perisi olmakla alakası yoktu.

Biri onu omuzlarından tutup silktiğinde gerçeklerden kaçmak için sıkı sıkıya yumduğu gözlerini araladı. Karşısında öfkeyle parlayan, son birkaç dakikadır aşina olduğu gözler vardı.

"Tanrı aşkına derdin ne senin? Sana bir şey oldu sandım!" dedi Gök. Bana daha kötü ne olabilir ki diye düşündü. Başına gelen onca şeyden sonra daha kötü bir şey yaşayamazdı. Hayır, hayır. Bu her gece uyumadan önce kendini kandırmak için söylediği yalanlardan sadece biriydi. Hangi gece bundan kötüsü yok dese, o gecenin sabahı hayat ona bambaşka bir şeyle geliyordu. Hayat kötüydü. Her zaman kötünün kötüsünü karşısına çıkarıyordu. Onunsa elinden gelen sadece daha fazla acıya dayanmaya çalışmaktı. Biliyordu ki; ne kadar acıya dayanırsan hayata karşı bir o kadar güçlü olurdun.

Kendi kendine "Kaybettik." diye fısıldadı. Bu sefer birini kurtarmak için yapabilecekleri bir plan yoktu. Buraya kadardı.

"Kaybetmedik kendine gel." diyerek Gök onu sakinleştirmeye çalıştı. Etraftan gelen ayak sesleriyle ilgisini Yasemin'den çekip seslerin sahiplerine çevirdi. Birkaç dakika önce tanıştığı kişilerdi. Üç genç erkek ve bir orta yaşlı adam...

"Onu bulamadık." dedi Selim nefes nefese. "Ama telefonunu bulduk -ki bu işimize yaramaz."

Yasemin hıçkırarak ağlamaya devam etti. "Onu da kaybettik."

Ayrıca Melisa'yı da bulamamıştı. Bunu düşünmek bencilmiş gibi hissettiriyordu; ama kendine engel olamıyordu. Belki de gerçekten bencildi. Tüm bu olanlar Melisa'yı bulmak içindi. Kelt Takvimi'ne göre ona yardım edecek kişiler bulmuştu. Onların yardımıyla önce Melisa'yı sonra katili bulacaktı. Katil diğer canlıları da öldürmesin diye değildi yaptığı, intikam almak içindi. Melisa'nın intikamı için...
Amacı doğrultusunda yanındakilere bu kadar bağlanacağını bilmiyordu. Eskiden tüm bu insanlar sıradanken şimdi değillerdi. Anlam kazanmışlardı. Aileye dönüşen arkadaşlardandı onlar. Bu noktada bencil olmadığına kanaat getiriyordu. Melisa'yı düşündüğü kadar Afra'yı da düşünüyordu. Sadece şu an deli gibi korktuğu için sağlıklı düşünemiyordu.

"Güven bana Yasemin." dedi Ayberk. Daha bir iki saat önce aynı cümleyi kullanmış olmak Yasemin'i burukça gülümsetti. Şu durumda birine güvenmek o kadar zordu ki!

Ayberk "Bu sefer farklı olacak." dediğinde Yasemin ona güvenmek istedi. Usulca, akan gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Bundan sonra yeni bir ağlama krizi geçirmeyecekti.

"Hava kararıyor. Siz dönün çocuklar." dedi Ahmet gergince kafasını kaşıyarak. "Ekibi buraya çağıracağım. Gerisini biz hallederiz."

"Diyelim ki döndük. Kızın ailesine ne diyeceğiz?" diyerek bir soru yöneltti Kerem. Sesi endişeliydi.

"Bence söylemeyelim." dedi Selim. Gergindi.

TEPELERİN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin