BÖLÜM 6: "İYİLEŞME"

5.9K 496 163
                                    

Dünyanın ne kadar acımasız olduğunu düşündü bir kez daha. Bir gün size istediğinizi verip sizi mutlu ederken diğer gün bu kadar mutluluk fazla deyip elinizdeki her şeyi alıp götürüyordu. Ne var ki bu bedbaht kader oyununu değiştirmek mümkün değildi. İnsanların kaderin içinde ancak kaderin istediği kadar var olduklarını biliyordu.

Yaşamayı gerçekten hak edenler ölüyor, yaşamayı zerre kadar haketmeyenler yaşıyordu. Bunda ne mesaj gizliydi? Neden katil yaşıyordu da masum bedenler bir bir oyundan eleniyordu? Oyunun kurallarını belirleyen neden bu kadar acımasızdı.

Birinin öleceğini bilip buna engel olamamanın ne kadar kötü bir duygu olduğunu iliklerine kadar hissetti. Fazla zaman kaybetmişti.

Kerem koşarak yanlarına geldiğinde Yasemin Rima'dan destek alarak ayağa kalktı. Kimin kaza yaptığını bilmek istiyordu. Bir yandan da Rima'nın sahip olduğu gücü öğrenmek istiyordu. Bu bekleyebilirdi. Önce kimin kaza geçirdiğini bilmeliydi.

Kazanın olduğu tarafa doğru koşmaya başladığında içindeki korku hadsafhaya çıkmıştı. Ardından gelen seslenişlere aldırmadan koşmaya devam etti.

"Yasemin bekle!"

Bu Kerem'di. Onun bekleyemeyeceğini biliyordu. Orası ölümdü. Ölüm onu kendine çekiyordu. Onun oraya gitmesini engelleyemezdi ama peşinden gidebilirdi. Çok geçmeden o da kızın peşinden koşmaya başladı.

Rima hala neler olduğunu anlamıyordu; ama içinden bir ses onların peşinden gitmesi gerektiğini söylüyordu.

Rüzgar Yasemin'in suratına çarpıp korkusunu kamçılarken bir ceset görmeye hazır olup olmadığını düşünüyordu.

Kazanın olduğu alanı insan çemberi sarmıştı. Bu insanları geçmek için kaba kuvvet kullanması gerektiğini biliyordu. Yoksa kimse ona yol vermezdi.

Önündeki kır saçlı adamın omzundan tutup onu geriye çekti. Açılan yola bir adım attığında Rima ve Kerem'de onu takip ediyordu.

Annesinin eteğine sarılmış çocuğa çarpmamak için dikkatli davranarak insanları itti. Bir yandan da annenin sorumsuzluğuna kızdı. Küçük bir çocuğun kaza alanı çevresinde işi neydi?

İnsanların arasında yolunu bulmaya çalışırken zamanın yavaşladığını hissetti. Çevresindeki yaşam sanki durmuş gibiydi. Sadece o vardı.

Son kişiyi de geçtiklerinde nihayet olay yerine ulaşmışlardı. Yerde yatan kişiyi gördüğünde kanı çekilmiş gibi hissetti. Okul arkadaşı Afra yerde yatıyordu. Kıvırcık saçlı bir teyze ambulansı arıyor, onlara çabuk gelmelerini söylüyordu.

Afra... Porselen bebek... Herkesin imrenerek baktığı, suratında bir sivilcenin bile olmadığı kız... Havasından yanına yaklaşılmayan bu kıza böyle bir ölümü yakıştıramıyordu. Araba çarpması... Onun hep fazla kibirden öleceğini düşünmüştü.

Yerde hareketsiz yatan kızın yanına çöktüğünde kan kokusu burnunu doldurdu. Saçları alnından ve burnundan süzülen kanla ıslanmış, yapış yapış olmuştu. Alnında kocaman bir morluk vardı. Sağ kolu kırılmıştı.

Bu görüntü Rima'nın midesini bulandırmıştı. Kafasını Kerem'in omzuna dayayıp derin nefes aldı. Göz kapaklarını kapayıp o görüntüyü silmeye çalıştı. Bu başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Çünkü her seferinde görüntünün detaylarını hatırlıyordu.

Yasemin bir şeyler duyabilme umuduyla kızın bedenini dinledi. Fakat etraf çok gürültülüydü. İnsanların yakınmaları kulakları dolduruyordu.

TEPELERİN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin