BÖLÜM 13: "MEZAR"

4.1K 358 179
                                    

Bu bölümü medyadaki şarkıyı dinleyerek yazdığım için sizinde dinlemenizi istedim.

Medya: Zakkum-Gökyüzünde

***

Yağmur tozlu yolu temizlemeye yemin etmiş gibi usulca yağarken gök bir kez daha tüm heybetiyle gürledi. Yasemin Kerem'in gözlerinin içine bakıp bir şeyler söylemesini bekledi. Kerem gözlerini kaçırıp elini saçlarına daldırdı. İçinden bir kez daha yemin etti. Saçlarını kestirecekti.

"Bir şey söylemeyecek misin Kerem?" diye sordu Selim anlayışlı bakışlarla. Kerem ne diyeceğini bilmiyordu. Tek bildiği eve gitmesi olduğuydu.

Kerem "Yasemin. Eve git." dediğinde Yasemin çileden çıkmış gibi saçlarını çekti. Ayberk arkalarından hala onlara sesleniyordu. Rima gitmek ve gitmemek arasında sıkışıp kalmıştı.

"Ağaçlardan uzak durun! Kızları eve bırakacağım!"

Ayberk Rima adına böyle bir karar alınca kız sesini çıkarmadı. Afra ile gideceği bu yol sıkıntılı geçecekti.

Selim eliyle onlara gitmesi için işaret verdiğinde Yasemin deli gibi bağırıyordu.

"Ne demek eve git Kerem? Gidemem eve falan! Ben Melisa'ya gideceğim!"

Kerem Yasemin'i hiç dinlemeyerek Selim'e döndü ve "Selim onu eve götür." dedi. Selim Yasemin'i kolundan tutup gelmesi için çektiğinde Yasemin kolunu ondan kurtardı ve yürümeye başladı. Selim de ona eşlik etmek için usulca kızın ardından yürümeye başladı.

Kerem onların biraz uzaklaşmalarını bekledikten sonra koşmaya başladı. Yerdeki küçük gölcüklerin üzerine attığı her adımda sıçrayan çamurlar pantolonunu kirletiyordu; ancak o buna aldırmıyordu. Acelesi vardı. Önce eve gidecek, sonra da mezara gidecekti.

***

Kerem kapıyı sertçe kapatıp elindeki çantayı kenara fırlattı ve banyoya koştu. Salondan babasının sesini işitti; ancak aldırmadı. Yapması gereken bir işi vardı. Üstelik adamın ne söylediğini de anlamamıştı.

Banyoya girip kapıyı kilitlediğinde annesi koridordan ona bağırmaya başladı.

"Kerem! Aç kapıyı hadi oğlum!"

O aldırmadan banyo dolabının alt çekmecesinde duran makası aldı. Aynadaki aksinden neredeyse omuzlarında olan siyah saçlarına son kez baktı. Gözlerinin üstüne düşen yağmurdan dolayı ıslanmış saçlarından bir tutam ayırıp dikkatlice kesti. Sonra bir tutam daha... Bir tutam daha...

Makası saçlarına her daldırdığında babasının ona söylediklerini düşündü.

"Kestir artık o saçlarını!"

"Ne zamana dek bunlar böyle uzun kalacak?"

"Yakında dökülmeye başlarsa hiç şaşırma!"

"Bu halini seviyor musun yani?"

"Ben değil baba Melisa seviyor." diye fısıldadığında ensesine dökülen saçlarını kesiyordu.

TEPELERİN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin