BÖLÜM 9: "İNTİHAR"

4.4K 456 118
                                    

İçine doğan histen kötü bir şeyler olacağını seziyordu. Böylesini beklemiyordu. Arkadaşına, Rima'sına ne olmuştu da bu hale gelmişti?

Koşup arkadaşına sarıldı. Saçlarını okşadı. Hatta kızın saçının arasından kurumuş bir ot parçası çıkartıp yere attı. Kızı omuzlarından tutup geriye itti ve onun yüzünü inceledi. Diğerleri de çoktan etrafılarını çevirmişlerdi. Hazan'ın ağzından ufak bir çığlık yükselirken Kerem Rima'ya yaklaşıp konuştu.

"Biri bir şey mi yaptı?"

Rima kafasını hayır anlamında sallarken Selim oturması için sandalye getirdi. Cerem'de elinde bir bardak suyla mutfaktan geldi. Rima sandalyeye oturup kendisine uzatılan suyu yudumladı. Su biraz olsun iyi gelmişti.

"Cihan sen git, sonra konuşuruz seninle." deyip Hazan Cihan'ı pastaneden yolcu etti. Şu an eski dostuyla ilgilenemezdi. Yeğeniyle aynı kefeye koyduğu kızla ilgilenmeliydi.

"Artık iyi hissediyorsan anlatmak ister misin, canım?" dedi Yasemin arkadaşının sırtını sıvazlarken. Rima kafasını salladığında tüm o koşuşturmaca özel gücü nedeniyle beynine hücum etti. Arkasına dönüp baktığı anın fotoğrafını hafızasına kaydetmişti. Bu yüzden onu kovalayan köpek sayısını hatırlıyordu. Derin bir nefes aldı ve olan biteni anlatmaya koyuldu.

"Göl kenarındaki kayalıklarda oturmuş düşünüyordum. Özellikle dünü... Biliyorsun Yasemin tatsız bir tartışma yaşadık."

"Ortada bir katil kol geziyor ve sen düşünmek için orayı mı seçtin?" diye söze atladı Ayberk. Selim ve Cerem ona uyarıcı bakışlar attılar. Ayberk dudaklarını oynatarak "Ne?" dedi. Kız anlatmaya devam etti.

"Ben de onun gibi düşündüm sonradan. Kayalıklardan kalkıp yola çıktığım anda köpek sesleri duymaya başladım. Sonra da köpekleri gördüm. Nereden çıktılar anlamadım. Korktum. Çok korktum."

Kızın yanaklarından yaşlar süzülmeye başladığında elinin tersiyle onları silip devam etti.

"Koşmaya başladım. Olduğum tarafta ağaç yoktu. Eğer köprüden geçersem diğer taraftaki ağaçlardan birine tırmanıp kurtulurum diye düşündüm. Tüm gücümü kullanarak koştum. Bir ara dönüp arkama baktım. Köpeklerin o anını hafızama kaydederken tökezleyip düştüm; ama olsun. O anı kaydetmiştim. On bir taneydiler. Canımın acısını unutup koşmaya devam ettim."

"Sonra ne oldu?" diye merakla sordu Afra. Rima onu yeni fark etmişti. Bu kadar çabuk iyileşeceğini tahmin etmemişti. Pastanedekileri daha fazla merakta bırakmamak adına nefesini toparlayıp anlatmaya devam etti.

"Köprüye geldiğimde takatim kalmamıştı. Koşarken tekrar düştüm. Güçsüzce kalktım. Artık bedenimi taşıyamıyordum. Tekrar düştüm. Emekleyerek taşlı yola çıktım. Taşlar ellerime batıyorken sonumun geldiğini hissettim. Hani derler ya insan öleceği zaman hayatı film şeridi gibi gözlerinden akar gidermiş. Bana da öyle oldu. Gözlerimi kapayıp yaptığım hataları izledim. Eğer dedim, buradan kurtulursam daha iyi bir insan olacağım."

"Ben seni çok üzdüm ben Yasemin. O köpekler olmasa yaptığım hatayı göremezdim. Şimdi hatamı telafi edeceğim. Ne olursa olsun senin yanındayım, kardeşim."

İki dost birbirlerine kavuşmanın sevinciyle sarıldılar. Yasemin Rima'nın üzerindeki tozlara aldırmamıştı bile. Onlar bu anın tadını çıkarırken diğerlerinin aklında bir soru işareti vardı. Nasıl olmuştu da o köpeklerden kurtulmuştu? Bu soruyu Hazan dillendirdi.

"Peki canım, nasıl oldu da köpeklerden kurtuldun?"

Asıl önemli olan kısım burasıydı; çünkü Rima hayatı boyunca bugün gördüğü şeyle karşılaşmamıştı. Kafasını kaşıyıp ayağa kalktı. Afra onun daha iyi olmadığını düşündüğü için kolundan tutup oturmasını söyleyecekti. Ancak kızın kolunu tuttuğu anda kendi kolunda tiz bir acı hissetti. Hemen elini geri çekti.

TEPELERİN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin