" Buket yeter çekil şuradan. Damla sende sakin ol artık.

Buket denilen kadın gözlerini devirip içeri girerken bende sinirle görkeme bakıp içeri girdim.

Kocaman bir salon vardı çoğunlukla pembe renkler kullanılmıştı ve neredeyse her yerde oyuncak barbie bebekler vardı.

"Abii" diye bağıran sesle o tarafa döndüm 5 6 yaşlarında küçük benim gibi sarı saçlı çok tatlı bir çocuğu görkem kucağına almış sarılıyordu.

Bu manzara o kadar ilginçti ki görkemi hiç bu kadar güzel gülerken görmemiştim.

Yavaşça yanlarına gidip konuşmaya çalıştım.

"Merhaba" Ben Damla. Dedim samimi bir gülümsemeyle.

Kız görkemin kucağından inip yanıma geldiğinde eğilerek boyumu onun boyuyla eşit tutmaya çalıştım.

"Sende kimsin? Git buradan!

"Ece! Görkemin uyarıcı sesiyle küçük kız ona dönüp konuşmaya başladı.

Buraya getirdiğin kimse benimle oyun oynamıyor! Beni umursamıyorlar Banane.diye sitem etti kız.

Elime barbie bebeklerden bir tane alıp yanına gittim.

"Ama ben seninle oynamak istiyorum" dedim elimdeki bebeği sallayarak.

"Cidden mi? Diye sordu adının ece olduğunu öğrendiğim kız.

"Evet. hadi gel bunlara güzel kıyafetler giydirelim" deyip oturduğumda yanıma gelip oda oturdu.

Sonunda bütün bebekleri tek tek giydirmiştik.

"Çok güzel oldular dimi Abla?

"Evet tatlım. Ama sen daha güzelsin biliyor musun?

Gözlerinde ışıltıyla gülerek küçük kollarını boynuma doladı bende onu sararken sıkıca sarılmıştık.

"Bakıyorum da pabucum dama atılmış. Diyen görkemle ikimizde ona döndük.

" Evet canım sen dış kapının dış mandalısın. diyerek yapmacık bir şekilde güldüm."

Gözlerini devirip elindeki yemek tepsisiyle yanımıza geldi.

" Evet küçük hanım hadi bakalım yemek vakti.

" ya abi yemek istemiyorum ben diyerek somurttu ece.

"Olmaz yiyeceksin ece sinirlendirme beni.

"O zaman damla abla yedirsin. Deyip bana dönünce yavru köpek bakışları atıp bakmaya başladı.

Tamam bu kız kesinlikle bana benziyordu.artık eminim.

Olmaz Damla Ablanın işi var! Diyen görkeme en sert bakışlarımı atıp tepsiyi elinden alarak eceye döndüm.

Neden olmazmış? Olur tabiki.

Ece memnun bir şekilde gülerken görkeme göz kırpıp yemeği yedirmeye başladım.

Bütün gün eceyle oyun oynamıştık işin garibi görkem de bize katılmıştı.

Evet itiraf ediyorum zorlamıştık yoksa o meymenetsizin oyun felan oynayacağı yoktu.

Görkem beni eve bırakmak için hazırlanırken eceye sıkıca sarıldım.

"Kendine iyi bak güzelim"

" Damla Abla yine gelecek misin?
Gel ne olur beraber oyun oynarız.

" sen istersin de ben gelmezmiyim" yanağına küçük bir öpücük kondurdum. bizi izleyen görkeme saçlarımı savurup havalı bir şekilde yanından geçip arabaya bindim.

Çok geçmeden o da binince yola çıktık.

Bugün görkemin hiç görmediği tarafını görmüştüm kardeşinin yanında fazla yumuşaktı onu çok seviyor olduğu kesindi.onun yanındayken sanki adam öldüren biri değilde bir sineğe bile zarar veremeyen biri gibiydi.

Araba durup görkem hızla indiğinde etrafıma bakındım bir parkın önüne gelmiştik.

iyide burası bizim ev degil ki.

Bir banka oturduğunda bende inip yanına oturdum.

"Neler oluyor? Diye sordum.

Bana bakmıyordu. Yorgun gibiydi.yıkılmış gibiydi.

"Görkem! Dedim onu kendime çevirerek. Korkmaya başlamıştım." Ne oldu? Diyerek sorumu tekrarladım.

"Ece...ölüyor.sadece 2 haftalık ömrü kaldı.

Şokun etkisiyle "Ne? Diye bağırıp ayağa fırladım.

Nasıl ya? Görkem! Dedim ellerimi ağzıma kapatıp ağlamamak için kendimi sıkarken.

Kardeşini kaybetmek çok kötü birşey.eren olmazsa ne yaparım bilmiyorum ve Ece, o ölecek!

Görkemin de gözleri dolmuştu. Neden aglamıyordu. Ağlarsa rahatlardı biliyorum.

Gözlerimden yaşlar süzülürken görkemin yanına oturup kollarımı onun boynuna doladım
Karşılık vermiyordu.Ama itmemişti de.

Umrumda değildi daha fazla sarıldım.sımsıkı sarıldım.

O da ellerini hafifçe belime koyarken yüzümü boynuna gömdüm ve ağlamaktan kısılmış sesimle fısıltıyla konuşabildim.

"Üzgünüm"

Tehlikeli Çocuk Where stories live. Discover now