76. Bölüm (Final)

2.8K 140 13
                                    

Kapüşonunu kaldırdığın da vampir kırmızı gözleri mavilerine geri döndü. Çünkü sevdiğim adam bana geri dönmüştü.

Yaşıyordu işte! Sevdiğim adam yaşıyordu. Bella'nın babası...
Kalbimin yarısı...
"Yaşıyorsun." Dedim gözyaşlarıma hakim olamayarak. İfadesizce bakmaya devam etti.
"Gitmem gerekiyor." Dedi ve yanımdan geçti. Başımı çevirip gitmesini izledim. Vr gözlerimi devirdim.
"Nereye gidiyorsun!" Arkasından koşup yetiştim. Kolundan tutarak onu durdurdum.
"Adrian! Yaşıyorsun!" Diye bağırdım. Kolunu çekip yeniden yürümeye devam etti.
"Ya nereye gidiyorsun!" Arkasından bir daha yetiştiğimde sağ omzuma çok güçlü bir mine zehri atıldı.

İnleyerek omzuma baktım. O sırada Adrian koşarak gelip omzuma baktı.
"İyi misin?" Dedi telaşla. Ona gözlerimi devirdim.
"Sence nasılım! Sevdiğim adamın kahrını çekiyorum! Hayatımı kurtarıyor! Ama nedense bana sarılmıyor bile!" Başını başka yöne doğru eğdi.
"Neden durmuyorsun? Nereyedin bunca zaman?" Gözyaşlarım omzumu tuttuğum elimin üstüne düşüyordu. Derin bir nefes alıp başını kaldırdı. Gözlerimin içine baktı. Ve ifadesizce bakmaya da devam etti.

Omzum geçtiği zaman, sabrım zorlanmaya başlamıştı. Savaşın ortasındaydık. Ama buna rağmen hala ondan bir cevap bekliyordum. Artık dayanamayacağım duruma gelmiştim.
"Cevap ver artık! Adrian neredeydin!"
"Başkasıyla beraberim. Benden uzak dur." Dedi anice. Ve ben daha neye uğradığımı anlamadan arkasını dönüp gitti. Boş boş arkasından bakıyordum. Başkası mı vardı yani? Kimdi bu?

Ben arkasından bakarken vampir kurulundan Meghan Adrian'ın yanına geldi. Elini omzuna attı. Birbirlerine bakıp havaya zıpladılar. Gözümden Adrian için bir gözyaşı daha düştü. Bana bunu nasıl yapardı? Ben ona ne yaptım? Bir kızı bile olmuşken neden beni bırakmıştı? Oysa benim yaşamam için öldürüldüğünü sanmıştım. Ama aslında varlığının bir an bile eksik olduğunu hissetmemiştim. Bunu neden düşünememiştim ki?

Beni kendi rızasıyla bırakıp gitmişti. Beni o cadı için bırakıp gitmişti işte! Ama elbette yanına kalmayacaktı! Bu savaşı kazandığım da önce o kızı, sonra da onu öldüreceğim!

Arkamı döndüğümde Alex'in yardıma ihtiyacı olduğunu gördüm. Koşarak oraya yöneldim. Alex'in kafasını koparmaya çalışan vampiri tek hallede alıp iki kolunu kopardım. Ve Adrian'ın öldürdüğü Tyler'ın yanına fırlattım. Alex bağırıp duran vampiri tutarken bende Tyler'ı büyüyle yaktım. Sonra vampir çocuğu da oraya fırlattım. Alex bana minnettarca bakarken gözlerim Bella'yı buldu. Karnından kazıklanmıştı!

Şaşkınlık içinde oraya baktım. Kimin yaptığına bakmak için etrafı bir kez daha gözledim. Zeus!
Artık onun da bir sonu gelmeliydi! Ama önce Bella'yı kurtarmalıydım.

Koşarak yanına gittim. Karnında ki kazığı çıkartıp büyüyle anında kapattım. Derin bir nefes aldı. Kendini toparladı. Alice yanıma geldi. Zeus zamanında ona da saldırmıştı. Şimdi de kızıma! İkisinin gözüde Zeus'u bulduğunda sırıttım. Aynı anda teyze yiğen ona koşmaya başladılar. Zeus ise çağresizce Bristol'e bakıyordu. Ama Christina ve Abigail ondan intikamlarını alıyorlardı. Bristol'ün ensesinden tutmuş Tyler'ın ateşine atmışlardı. Zeus acıyla bağırırken Alice ve Bella onu da babalarının yanına attılar.

Geriye kalan vampir ve kurtlar oldukça iyi dövüşüyorlardı. Tyler, Bristol, Ve Zeus ölmüştü. Geriye Mylo, Maxwell ve Meghan hariç kimse kalmamış gibi görünüyordu. Onlar da ölürlerse geriye kalan vampirler bize teslim olacaklardı. İsterlerse katılabilirlerdi.

Maxwell'i gördüğümde göz göze geldik. Onu öldürürsem Mylo kolay yokmaydı zaten. Bu yüzden vampir kurulu için tek ümit oydu. Ama ölmezse de bunca insanın emeği çöpe gitmemeliydi.

Düşüncelerimi okumuş olmalı ki yüzü kızgın halini alıp bana doğru koşmaya başladı. Melez yüzümü ortaya çıkartmaya devam ederken kurta dönüştüm. Hava da zıplayıp Maxwell'in üstüne atladım. Pençelerimi vücuduna batırırken ağzımla kolunu ısırdım. Acıyla bağırmaya başladı. Vücudunda ki pençelerimi daha da batırıp vücudunda büyük bir çizik açtım. Ağzımla da boynundan kafasını ayırdım.

Mylo kurt halimdeyken üstüme atlayıp tırnaklarını boğazıma batırdı. Uluyarak bağırdım. Sonra sinirlenip onu tek hamlede üstümden attım. Yere düştüğünde üstüne atlayıp ağzımla onu parçaladım. Organları görünene kadar parçaladım onu. İnsan halime dönüştüm. Sinirden yaptığım şu canilik beni mahvetmişti. Bunu yapmayı istemezdim. Keşke olmasaydı.

Arkamı döndüğümde o karşımda durmuştu.
Adrian. Neden bunlar? Meghan için beni bırakmış olamazsın? Değil mi? İfadesizce bakıyordu. Hissizce. Bana bir cevap vermedi. Aklını okuyamıyordum. Büyü yapmış olmalıydı.

Adrian diz çöktü. Hala bana bakıyordu. Bende ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Meghan ellerini onun boynuna yerleştirdi. Kafasını koparacaktı!

Bu kısımdan itibaren Calogero-Danser Encore... (Çoban yıldızı)

Ellerini sıkmaya başladığı an koşarak Meghan'ı yere düşürdüm. Bacaklarımı iki tarafına da koyarak ellerini sıkıştırdım. Yüzüne bir kaç yumruk geçirdim. Sonra ağzının kenarlarından tutarak ağzından kafasına kadar yırttım. Meghan'ı alıp ateşe attım. Savaşı kazanmıştık işte. Vampir kurulunun tamamı ölmüştü. Arkamı dönüp Adrian'a baktım. Kokusu...kokusu değişmişti! Benim Adrian'ım gibi kokuyordu. Bana olan yüz ifadesi değişmişti. Artık ifadesizlik değil de, hüzün vardı yüzünde. Ona...ona büyü yapılmış olmalı. Belki de beni kurtarmak için onların kölesi olmayı seçti. Meghan ölünce büyü bozulmuştu belki de. Kolları hafif açtım. Bana hüzün ve artık özlemle bakıyordu. Gözünden bir damla gözyaşı yere düştüğünde ona koştum. Zıplayıp ona sarıldım. Bacaklarımı beline sardığımda kollarını bedenime yerleştirdi. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Burnunu boynuma yerleştirip benim gibi kokumu içine çekti. Hepsi benim yüzümden. O gün düello da zehirlenmiştim. Adrian beni kurtarmak için onların kölesi olmuş. Artık aklını okuyabiliyordum. Beni sevdiğini hissedebiliyordum. Ama onların kölesiyken nasıl olur da Tyler'ı öldürebiliyordu?

Bunları sonra sormalıydım. Şimdi sevdiğim adamın kollarında olmamdan daha önemli bir şey daha yoktu! Kokusunu alabilmemden başka...

Kollarımda olması her şeyden daha da çok önemliydi. Yüzüne baktım. Öpmeye doyamadığım dudaklarının arasından bir sözcük döküldü.
"Bella?" Dedi. Gözlerimin içine bakıp.
"Baba?" Bella gelmişti. Adrian'dan ayrıldım. Bella şaşkınca Adrian'a bakıyordu. Adrian'ın kalp atış sesleri artarken Bella'ya daha önce hiç olmadığı kadar derin bakıyordu. Adrian önce bana baktı.
Bella o mu? Aklından düşüncesini yollamıştı. Dolu gözlerimle başımı salladım. Elinin tersiyle gözyaşlarını silip kollarını açtı. Bella gözyaşlarını tutamamıştı. Onun haricinde ki bütün dostlarımız bizi izliyorlardı. Hepsi birbirine sarılmış boş boş bakıyorlardı Adrian'a. Yaşaması hepimizi çok şaşırtmıştı.

Bella ve Adrian sarıldığında kalbim hiç olmadığı kadar çok attı belki de. Hikayenin sonuna kavuşmuştum.
Bende gidip ikisine sarıldım.Tanrıya milyonlarca kez şükrettim...

🎉 Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1 hikayesini okumayı bitirdin 🎉
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin