69. Bölüm

1.6K 115 0
                                    

"Olur! Ben hamburger istiyorum." Dedi. Alice vampir hızıyla koşup yemekhaneye gitti. Aradan on dakika sonra hamburgeri Bella'ya verdi. Bella onu yerken hepimiz onu izliyorduk. Sonunda Bella hepimize ayrı ayrı bakıp kaşlarını çattı.
"Dönün önünüze." Sırıtarak arkamızı döndük...

Bella'yı parka getirmiştim. İlk defa geldiği için garipsemişti.
"Anne burası ne?"
"Park canım. Şimdi seni aletlere bindirip eğlendireceğim." Dedim. Zıplamaya başladı. Sonra onu kaydırağa götürdüm. Emniyet plastiğini kaldırıp Bella'yı bindirdim. Plastik kapatıp yavaş yavaş sallamaya başladım.
"Anne daha hızlı." Dedi. Birazcık daha hızlı salladım. O da sıkı sıkı zincirleri tuttu. Aklıma yine o anılardan biri gelmişti.

"Daha hızlı! Salvador amca! Daha hızlı!" Salvador amca beni biraz daha hızlı salladı. Kollarımı açıp kendimi rüzgara bıraktım.

Sonrasında salıncaktan inip kaydırağa bindim. Aşağıda Salvador amca beni bekliyordu. Bir kere dönerek kaydırağın sonuna geldim. Salvador amca brni tuttu. Sonra kaldırıp hava da bir kaç kere döndürdü. Arkamdan da Alice geldi. Sonra da Alex. Üçümüzü de sırasıyla döndürdü Salvador amca. Sonra el ele tutuşup eve doğru gittik.

"Anne! Anne." Diyen Bella'ya döndüm. Dalmıştım.
"Efendim canım?"
"Şu kırmızı şeye binebilir miyim?"
"Tabi ki. Ama onun adı Kaydırak."
"Tamam" onu yavaşça salıncaktan indirdim. Elinden tutup kaydırağa doğru yönelttim. Sonra tontuş bacaklarıyla merdivenlerden çıkışını seyrettim. Kaydırağın sonunda onu beledim. Kayıp bana ulaştı. Sonra ona sarıldım. O da bana küçük kolarını sardı. O bana babasını hatırlatan kokusunu tekrar tekrar içime çektim. Yanağından öptüm. Sonra el ele tutuşup eve gitmeye başladık.

Eve geldiğimizde Bella beni bahçede durdurdu.
"Neden durduk kızım?"
"Anne. Ben çok sıcakladım." Biraz düşündükten sonra iyi bir fikir geldi aklıma.
"Şimdi göreceklerin seni korkutmasın dedim.
"Ne olacak anne?"
"Birazdan görürsün." Dedim. Sonra alfa gücüme odaklandım. Toprak elementimle derin olmaya şekilde yuvarlak bir çukur açtım. Sonra çukurun kenarını metalle kapladım. Su elementimle de içini doldurdum.

"Anne?"
"Bu bir havuz kızım." Dedim. Sonra kıyafetlerini çıkartıp onu yavaşça suya koydum. Su karnına kadar geliyordu. Birden suyla oynamaya başladı.
"Beğendin mi?"
"Evet!" Diye bağırdı. Bende kenarına oturup ayaklarımı soktum. Suyla oynarken anlamadığım bir anda arkamdan itilerek suya düştüm. Su derin olmadığı için hemen içinden çıkabildim. Sonra bana gülen Alex, Micheal, Alice ve Jaycop'a ölümcül bakışlar attım. Sonra sinsice sırıttım. Büyüyle onları da suya attım. Bu sefer gülen bendim. Suyun altından çıktıklarında ise bana ölümcül bakışlarını atıyorlardı. Bella yanıma geldi ve bana sarıldı.
"Hahaha. Çok komik Elice." Dedi Micheal.
"Evet. Çok komik." Bella ile beraber onlara kahkahalar attık...

Akşam olduğunda battaniyelere sarılıp kurulanmaya çalıştık. Alice, Alex ve kendime kıyafet bulmuştum. Ama maalesef Jaycop ve Micheal'a kıyafet bulamamıştım. O yüzden ateşin kenarında oturmuşlardı. Aslında Adrian'ın kıyafetlerinden verebileceğimi söyledim. Ama kabul etmediler. Bella gözlerini ovuşturarak yanıma geldi.
"Anne benim çok uykum var." Dedi.
"İstersen Micheal ve Jaycop amcan seni yatırabilirler. Çok güzel masallar biliyorlar." Dedim. Başını salladı. Sonra Micheal ve Jaycop ayağa kalkıp Bella'nın ellerini tuttular. Merdivenden çıktılar.

MİCHEAL:
Bella'yı usulca yatağına yatırıp kenarına oturdum. Jaycop ise sandalye çekti.
"Ne anlatalım sana prenses?" Dedi Jaycop.
"Ben hikaye bilmiyorum ki." Dedi.
"O zaman sana pamuk prensesi anlatalım." Dedim.
"Hayır. Sonunda prensle kız sevişiyorlardı!" Dedi Jaycop. Karnına bir yumruk attım.
"Sevişmek ne demek Jaycop amca?" Dedi.
"Hayır hayır hayır! Sakın bu kelimeyi kullanma olur mu? Yoksa annen bizi si-yani döver demek istedim!" Dedi Jaycop. Sen bittin Jaycop!
Dedim içimden. O da bunu duymuştu.
"Şeyi anlatalım. Kurbağa prensi!"
"Oğlum onda da öpüşüyorlardı." Dedim kazayla.
"Öpüşmek ne demek Micheal amca?" Dedi bu sefer. Jaycop sırıtırken,
"Hayır! Onu da sakın söyleme. Anlaştık mı?" Dedim.
"Biz masal anlatmayalım bence." Dedi Jaycop.
"Şey rapulzeli anlatalım." Dedim.
"He! Onda sevişmek falan yoktu. Hadi anlatalım." Dedi. Tam anlatacakken Bella'nın uyuya kaldığını gördük. Elimi alnıma vurdum. Sonra sessizce odadan çıkıp aşağı indik. Kızlar da uyuya kalmışlardı. Birbirimize bakıp güldük. Ben Alex'i kucakladım, o da Alice'yi. Sonra yukarda ki odalara dağıldık. Jaycop yan odaya girmişti. Bende bir sağında ki.

Alex'i yavaşça yatağa yatırdım. Sonra alnından öptüm. Biraz kıpırdandı. Bende yanına oturdum. Onu izlemeye bayılıyordum. Beyaz teni ve kumral saçlarını her daim sevmişimdir. Onu kaybetmek benim en büyük korkum. Onu seviyordum ve daima yanında olacaktım..

JAYCOP:
Alice'yi yatağa yatırdım. Sonra yanına oturdum. Onu bu kadar çok severken savaşa kayılmasını dahi istemiyordum. O benim kanım gibiydi. O olmasa yaşayamam gibime geliyordu. Onu seviyordum. Hem de çok.

Odanın kapısını yavaşça kapattım. Benimle beraber Micheal'da çıkmıştı. Beraber merdivenlerden indik. Koltukta bir Elice kalmıştı.
"Onu nasıl götüreceğiz?" Dedim.
"Ne yapacağız oğlum! Kucaklayıp götürmemiz lazım!" Dedi. Kafasının arkasına vurdum.
"Saçmalama! Adrian ağzımızı burnumuzu kırardı!" O da benim yaptığım hareketin aynısını yaptı. Kafamın arkasına vurdu.
"Sanki yan gözle bakacağız ona! Unutma o bizim yengemiz!" Dedi. Elimi belime koyup ofladım.

Tam o sırada kapı çaldı. Koşarak gidip açtım. Bu Elice'nin arkadaşı Diego'ydu.
"Hoş geldin. Ne vardı?" Dedim.
"Elice'le konuşacaktım." Dedi.
"Uyuyor." Dedim. İçeri girdi. Ben daha davet etmeden!
"Onu odasına götüreyim" dedi. Sonra onu koltuktan kaldırıp merdivenlere yöneldi. Micheal'ın yanına gittim.
"Oh lan!" Dedim.
"Gizlice arkalarından gidelim. Bu Diego'ya güven olmaz." Dedi. Başımı sallayıp sessizce onu takip ettik.

DİEGO:
Elice'yi yatağına uzandırdım. Sonra yanına oturdum. Saçlarının uçlarını okşadım. Yumuşacıktı. Uyurken bile güzeldi. Ona karşı bir şeyler hissediyordum. Ama o Adrian'ı seviyordu! Elimi çekip hızla yataktan kalktım. Elice yerinde kıpırdanınca ona döndüm. Biraz daha izleyip odadan çıktım. Kapıyı açtığımda kulaklarını kapıya veren Micheal ve Jaycop'ı gördüm. Beni görünce hemen toparlandılar.
"Ben gidiyorum. Onunla yarın görüşebilirim." Dedim. Hızla merdivenlerden inip kapıdan çıktım...

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
Bu arada bana verdiğiniz o güzel desteklerin hepsi size güzel dilekler olarak dönsün. Çok teşekkür ederim...

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Where stories live. Discover now