68. Bölüm

1.5K 113 0
                                    

Hediye paketini açtım. İçinden bir pembe benekli bir etek ve üstüne de ona göre bir pembe gömlek vardı. Gülümsedim. Çok tatlı duruyordu.
"Teşekkür ederim Alex. Ona çok yakışacak." Dedim. Gülümsedi. Sonra Bella'yı beşiğine bıraktı. Yarında evimize gidecektik.

Bella'nın kan dolu mamasını yaptım. Aslında AB+'fi biberona koymuştum. Doktor böyle yapmamı söylemişti. Merdivenlerden yukarı çıktım. Sessizce odamıza girdim. Ama Bella'nın beşiğinin başında biri vardı. Başında da siyah bir kapüşon olduğu için yüzünü görememiştim.
"Uzak dur ondan!" Diye bağırdım. Afallayıp bana döndü. Ama hala yüzünü seçemiyordum. Çünkü siyah bir şapka ve üstüne de kapüşonunu çekmişti. Ben hiç bir şey anlamadan camdan atladı. Koşarak cama gittim. Vampir hızıyla kaçmıştı. Arkasından gidecektim ama Bella'yı bırakamazdım.
"Babba!" Bella'nın konuştuğunu duymuştum. O demin babba mı dedi?

Kucağımda Bella ile vampir okuluna gelmiştim.
Diego'yu gördüm. Yürürken beni gördü. Ama bakışlarını çevirip yürümeye devam etti.
"Diego!" Duymamazlıktan gelerek yürümeye devam etti.
"Diego lütfen dur!" Arkasından yetiştim.
Sonra kolunu tutup onu durdurdum.
"Neden durmuyorsun?" Dedim.
"İşim vardı..." Bir şey daha diyecekken Bella'ya bakarak donup kaldı.
"O...senin.."
"Evet. Bella." Dedim. Yutkundu.
"Alabilir miyim?"
"Tabi ki." Dedim. Sonra açtığı kollarına yavaşça koydum. Gözleri ışıldıyordu. Bella'yı çok sevmişti. Aslında Bella'ya bakan herkes etkileniyordu.

Diego Bella'yı bana uzattığında usulca aldım. bana gülümsedi. Sanırım aramız düzelmişti. Beraber vampir binasına girdik. Asansörden inip Alexandra ve diğerlerinin yanına gittik. Hepsi bana selam vermek yerine direkt olarak Bella'yı alıp sevmeye başladılar.
"Oh ne ala! İnsan bir selam verir!" Dedim. Hiç biri beni aldırmadan Bella'yı sevmeye devam etti.
"Hadi biz içeri girelim. Bir şeyler içeriz." Dedi Diego. Başımı salladım. Sonra beraber içerde ki odalardan birine girip kan içmeye başladık. Enerji almamız gerekiyordu.
"Abla ! Bella yine büyüyor." Diye bağırdı Alice. Kanı bırakıp koşarak Bella'ya baktım. Yine o parlak ışıkla büyüyordu. Beş yaşına gelmişti. Saçları kumral ve gözleri hala maviydi. Ve babasına daha çok benziyordu. Göz yaşları içinde onu izledim. Beyaz tatlı teni, mavi gözleri, dudakları, saçları...

Dönüşüm bittiğinde herkese göz gezdiriyordu. Gözleri bana bakınca durdu. Onun hizasına indim.
"Anne." Gülümsedim. Daha dün baba, bugünde anne demişti.
"Efendim kızım?" Dedim. Oturduğu yerden kalkıp bana sarıldı. Şaşkınca Alex'e baktım. Başını salladı. Sonra bende minik bedenine kollarımı sardım. Kokusunu içime çektim. Adrian gibi kokuyordu. Bella tamamen Adrian gibiyidi. Beni her saniye ağlatmayı başarıyordu.
"Anne ben acıktım." Dedi. Kollarından ayrılıp Diego'ya baktım. Bende der gibi demin kan içtiğimiz odaya gitti. Ordaki kan torbasını alıp geldi. Diz çöküp Bella'ya uzattı. Bella başını olumsuzca salladı.
"Ben yemek istiyorum dedi." O normal yemekte yiyebiliyordu. Kana ihtiyacı olabilir. Ama o ayrıca bir kurt. Yemekte yemesi gerekiyor.

"Tamam teyzecim. Ben sana hamburger alayım. Olur mu?" Dedi Alice. Bella teyzesine gülümsedi.
"Olur! Ben hamburger istiyorum." Dedi. Alice vampir hızıyla koşup yemekhaneye gitti. Aradan on dakika sonra hamburgeri Bella'ya verdi. Bella onu yerken hepimiz onu izliyorduk. Sonunda Bella hepimize ayrı ayrı bakıp kaşlarını çattı.
"Dönün önünüze." Sırıtarak arkamızı döndük...

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
Bella'nın fotoğraflarını yayımlayacağım.

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Where stories live. Discover now