65. Bölüm

1.6K 111 0
                                    

"Hepsi aslında çok güzel. Peki iki isim koysak. Şimdi erkek olursa Adrian. Kız olursa da Adriana koyalım. İkinci ismi de Elena. Eğer erkek olursa da Salvador. Anne ve babamızın ismi." Dedim Alice'ye ve Alex'e. Gülümseyip başlarını salladılar. Bana sevdiğim dört kişiyi hatırlatacaktı bu bebek. O benim bebeğimdi. Bir annenin kucağında gördüğüm bir bebeği severken, bende aynısından istediğimi belirtirdim. Ama bir bebek yerine popoma bir şaplak yerdim. Eski günleri bile bana hatırlatacaksın bebeğim. Seni seviyorum.

ELİCE:
Günaydın ümidimi kesmişken bana buldurtan güzel hayat. Seni sevmeyi özlemiştim. Umarım daha da sevdirirsin.

Yataktan kalkıp banyoya gittim. İşlerimi halledip hazırlanmaya başladım. Kırmızı bir pantolon ve üstüne beyaz bir gömlek giydim. Saçlarımı yandan örüp spor ayakkabılarımı giydim ve hazırım. Tam kapıdan çıkacaktım ki gözüm aynaya takıldı. Biraz yan dönüp karnıma baktım. Şişmeye başlamıştı. Bunca zaman nasıl far etmemiştim? Üstelik o gece Diego ile bir şeyler içmiştik. Buna rağmen bebeğe bir şey olmamıştı. Gerçekten güçlü bir bebekmiş.

Okula geldiğimde Diego gülümser yüzüyle beni karşıladı.
"Günaydın." Dedi.
"Sana da. Şey benim içeri geçmem gerekiyor." Dedim. Tam gideceğim sırada,
"Dur. Yani ben o safkanları geldikleri yere gönderdim. Şimdi on safkan vampir arkadaşım geldi. Emin ol ki uzman kişiler." Dedi.
"Teşekkürler." Dedim. Sonra beraber vampir binasına girdik.

On safkan vampir kaydettim. Gerçekten uzman gibi duruyorlardı.
"Elice! Yemek zamanı geldi." Dedi Alex.
"Geliyorum siz geçin!"
"Tamam." Altı metreden bağrışmamız geçtikten sonra Alex yemeğe gitti. Bende kayıtlara son bir göz atıyordum. Önümde biri durdu. Yüzüne bakmadan konuştum.
"Ne için gelmiştiniz?"
"Savaşa katılmak istiyorum." Bu sesi tanıyordum. Gülümseyip başımı kaldırdım. Canım amcam benim. Bir süredir görüşmemiştik.
"Nasılsın amca?"
"İyiyim. Seni görmek için geldim." Dedi.
"Sağol iyiyim."
"Bir bebeğin olacakmış." Başımı salladım.
"Onu büyütmek istiyor musun?" Dedi.
"Kesinlikle amca. O bana Adrian'dan kalan tek şey."
"Bazen hatıralarda kalabilir." Dedi.
"Evet. Ama bana daha da değerli bir şey bıraktı o." Dedim. Elimle karnımı gösterdim.
"Alice nerede?"
"Yemekhane de. Bende şimdi gidwcektim. Beraber gidelim mi?" Diye sordum. Başını salladı. Oturduğum sandalyeden kalkıp onun koluna girdim. Sonra beraber yemekhaneye gittik.

Alice'lerin oturduğu masaya oturduk. Amcam tamda Alice'nin karşısına oturdu. Bende Jaycop'ın.
"Alice. Amcamızla tanıştın mı?" Dedim. Alice şaşkınlıkla amcama baktı. Gözleri doldu. Masanın etrafından dolanıp yanımıza geldi.
"O benim amcam mı?" Dedi. Başımı gülerek salladım. Alice'nin gözünden bir damla göz yaşıyla amcama sarıldı. O sırada da Alex bize bakıyordu. Onun yanına gitmeliyim.

Kalkıp Alex'in yanına gittim. Oturup konuşmaya başladım.
"Amcam asla Elena ve Salvador amcanın yerini tutamaz." Dedim. Bana bakıp gerçekten mi bakışını attı. Başımı salladım. Sonra beni uzun kollarının arasına aldı.
"Ne bu dram?" Diye isyan etti Micheal. İkimizde ona güldük. Dram falan değil ama, umarım bin yıllık hayatımızda hep birlikte oluruz...

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Where stories live. Discover now