15. Bölüm (Vampir kurulu)

3.8K 247 5
                                    

Vampir kurulu ile konuşmak için İngiltere'ye gittim. Onlarla kızılaydan önce görüşmeyi planlamıyordum. Ama yapmak zorundaydım. Elice'nin yerini öğrenmenin tek yolu buydu. Uyanmayla ilgili şeylerin ne olduğunu bilmiyordum. Bana bu konu da yardımcı olabilecek tek şey vampir kuruluna danışmaktı.

Bir kafeye oturdum. Vampir üyelerinden biri beni kılık değiştirerek buradan alıp götürecekti. Yerlerinin gizli kalmalarını istedikleri için onlarla görüşmek isteyen kişileri burdan alıp kendileri mekanlarına götürüyorlardı. Oturup beklemeye başladım.

Etrafı gözlerken bir adam karşıma oturdu. Gözlükleri yüzünden kim olduğunu anlamadım. Gözlüklerini işaret parmağıyla burnunun ucuna kadar indirdi. Bu vampir kurulunun Başkanlarından Bristol'dü.

Çok geçmeden ayağa kalktı. Kafeden çıktı. Bende arkasından çıktım. Bristol'ün gittiği yöne doğru yürüyerek onu takip ettim. Kısa mesafe içinde zindanın bulunduğu yere geldik. Ben etrafı gözlerken o büyü yapma gücüyle tuğlalarla dolu kapıyı açtı. Onun girişinin ardından hemen bende girdim.

Duvarda ki meşalelerin oluşu kapkaranlık zindanı aydınlatıyordu. Onların olmaması burayı feci derece de karanlık bir hale getirirdi. Yoğun dezenfekte kokusunun sebebi kan kokusunu bastırmak ve iyi temizlenmesini sağlamaktı. Arada gelen insan çığlıkları ve yalvarış sesleri vampir kuruluna olan saygımı yitirmişti. Acımasızlıkta sınırları yoktu adeta!

Önümüzde ikiye ayrılan merdivenler zindana ayrılıyordu. O zindanda canlı insanların kanından beslenenler ve türlü işkence gören kişilerle doluydu. Bu işkenceler oldukça acımasızcaydı. Bir erkeğin işkencesi acı çekmesini-kırbaç, dövülmek, kolu ya da başka bir organının koparılması- bir kızında genellikle-tecavüz, yakılma, kırbaç, parçalanma-gibiydi. Oldukça acımasızcaydı bu merdivenlerin sonu. Sebebsiz yere de inilmezdi bu merdivenden.

Merdivenlere bakmamaya çalışarak vampir kurulunun karşına geçen merdivenlerden inmeyi sürdürdüm. Bir kaç adım daha atarken bir kadın çığlığı duyduğumda bir an dursam da devam ettim. Eğer durmaya devam edersem kendimi tutamaz orda ki insanları kurtarmaya çalışırdım. Ama köken vampirlerle bu güçteyken dövüşmem imkansızdı.

Bristol vampir hızıyla vampir kurulunun yanına gitmişti. Bende merdivenleri tek inmek zorunda kalıyordum.

Vampir kurulu üyeleri taht gibi olan koltuklarının üzerine oturmuşlardı. Önlerine kadar geldim. Muhafızlar eğilmemi işaret ettiler. Bende mecburi olarak diz çöktüm. Bristol o ara koltuğuna geçmişti. Kurulun Başkanı Tyler kalkmam için işaret verdi. Biran önce kalkmak istiyordum zaten.

Kalkıp karşılarında dimdik durdum.
"Bizi görmek istemişsin. Sebebi ziyaretinin amacı nedir?" Diye sordu Tyler.
"Ben rüya olduğuna inanmadığım şeyler gördüm. Hala rüya olduğunan inanmakta istemiyorum." Dedim.
"Ne gördüğünü anlat!" Dedi otoriter sesiyle.
"Bir kızla tanıştım. Adı Elice...onunla bir süre görüşmeye devam ettik. Sonra geçen senenin Kızılay kurtu Jacob onu kaçırdı. Bende onu kurtarmaya gittim. Gittiğim zaman Jacob Elice'yi dönüştürmek için kolunu ısırdı. Hiç düşünmeden bende öbür kolunu ısırıp onu vampire dönüştürmek istedim. Fakat iki zehiri birden aldı. Kalbi sanırım dayanmamıştı. Kurta dönüşmesine razı oldum. Ve kendi zehrimi geri aldım. Ancak kanının zevkine dayanamadım. Ve kanının tamamını içtim. Kalp sesini son kez duyduğumda zaten kendimi uyanır vaziyette yatağımda buldum." Dedim. Ancak kan kontrolünde gördüğüm Elice'nin bana söylediklerini anlatmak konusunda kararsızdım.
"Ve kana karşı koymak için girdiğim sanal dünya sınavından , Elice bana bir şey söyledi.
'Hiç bir şey sandığın gibi değil. Her şey gerçekti. Haberin olsun...Elice sana öldüğü an mühürlenmişti. Doğru olduğunu sandığın şeyin peşinden gitme! Kalbinin sesini dinle! Çünkü seni sadece o gerçeklere kavuşturacak! İçin rahat olsun. Profesör seni görmüyor. Bu Elice'nin sana ulaşma yolu. O yaşıyor. Uyanınca onu görüceksin! Uyanınca.' Diyip kayboldu. Elice yaşıyor olabilir mi?" Diye anlatıp sordum. Birbirlerine baktılar.
"Bak Adrian! Eğer buraya gelip bunları bize soruyorsan saygı duyuyorsundur. Bize bu saygıyı gösterdiğin için teşekkür ederiz. Ancak maalesef bunun sebebini bilmiyoruz. Belki de  rüyanda olacak şeyleri görmüşsündür. Üzgünüm sana yardımcı olamayacağız." Dedi Tyler. Başımı sallayıp arkamı döndüm. Tam yürümeye başlayacaktım ki Tyler seslendi.
"Kızılay'a az kaldı. Görüşmek üzere." Dedi. Omzumun üstünden bakıp başımı salladım. Sonra önüme dönüp yürümeye devam ettim. Buradan da bir şey çıkmadı!

Hafif eklemeler ve düzeltmeler yaptım sadece. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Vampir kurulunun bu söylediklerinden şüphe duymanızı öneririm arkadaşlar...

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Where stories live. Discover now