67. Bölüm

1.6K 111 1
                                    

Burası gerçekten çok güzeldi.
"Çok güzel." Diye söylendim.
"Orda manzaraya bakmayacağız Elice! Savaş yapacağız!" Dedi Micheal. Herkes buna gülerken ben ölümcül bakışlarımı ona yolluyordum.

Üç hafta sonra...
Profesör beni sedyeyle ameliyathaneye aldı.
"Elice. Kesinlikle sakin olmalısın. Uyuman için bir tür narkoz verecem. Sen uyuyunca ameliyatla çocuğu alacağım. Sende zaten kendini hemen toparlarsın. Muhtemelen bir saat sonra kalkmış olursun." Dedi.
"Profesör, riskli mi?"
"Hayır. Hiç risk taşıyan bir ameliyat değil bu. Acı çekmemen için narkoz vereceğim zaten. Senin acı çekmen bebeği korkutur." Dedi. Başımı salladım. Sonra ameliyathane odasına geldik. Bir maskeyi bana doğru tuttu.
"Şimdi beşe kadar say Elice"
"1,2,3,4..5" gözlerimi kapattım. Ve küçük Adrian'ı bekledim...

Gözlerimi açtım. Bir süre etrafa baktım. Narkozun etkisi geçmişti. Kendime tamamen gelmiştim. Yerimde dikleştim. Sonra karnıma baktım. Evet! O doğmuştu. Karnımda ki gereksiz bandı çıkarttım. Ameliyat izi gitmişti. Sonra solumda ki bebek beşiğini gördüm. Üstümde ki pikeyi kenara çektim. Sonra ayağa kalkıp beşiğin yanına gittim. Bu...bu bir mucizeydi. Bu minik eller bir dilekti resmen. O küçücük dudaklar resmen mutluluktu. Bu nasıl bir güzellikti böyle?

Kucağıma aldım. O sırada mavi deniz gözlerini açtı. Babasının gözleri gibi. Mutluluktan ağlamaya başladım. Burnuda babasına benziyordu. Kundağını açıp baktım. Kızdı!
" Benim minik Bellam. Baba senin ismini Bella koymamı istedi. Bende Bella koyuyorum. İkinci ismin de Elena. Baba yok evet. Ama artık sen ve ben varız." Dedim. Alnından öptüm. Sonra tekrar beşiğine koydum. O sırada odaya Micheal, Alex, Jaycop ve Alice girdi. Bebeği gördüklerinde yüzleri güldü. Ben Micheal ve Jaycop'a sarılırken Alice bağırmaya başladı.
"Abla bir şey oluyor!" Jaycop'tan ayrılıp Bella'ya baktım. Parlıyordu. Ve büyük bir ışıkla değişti. O...o bir yaşında ki bir bebeğe dönüştü.
"Bu nasıl olur? Alice koş doktoru çağır!" Dedim. O da koşarak doktoru çağırmaya gitti.
"Neden böyle oldu? Yaşıyor mu hala?" Diye sordu Alex. Micheal hemen nabzını kontrol etti.
"Normale göre bir vampir veya kurttan daha fazla atıyor kalbi." Dedi. Sonra ağzını açtığı bir anda dişlerine baktım. Küçük kurt dişleri çıkmıştı. Daha doğrusu melez.
"Bunlar melez dişleri." Dedim. O sırada doktor ve Alice içeri geldiler. Doktor bizi geri iteleyip bebeğe baktı.
"Bu inanılmaz bir şey! Bu çocuk sadece bir hafta da gelişimini tamamlayacak. Annesinin yaşı ne kadarsa o kadar büyüyecek. O...o inanılmaz bir şey!" Dedi. Hepimiz birbirimize baktık. Sonra tekrar Bella'ya baktık.
"O bir melez olarak büyüyor." Dedim.
"Endişelenecek bir şey çocuklar. O gayet iyi. Annesi kadar güçlü. Güçlü melez bir alfa." Dedi. O çok güçlüydü. Bunu hissediyordum. O bir mucizeydi resmen!

Yatağa uzanmış kucağımda da Bella'yı seviyordum. Jaycop ve Alice birbirlerine sarılarak uyuyakalmışlardı. O sırada da içeri Micheal ve Alex girdi. Ellerinde de bir hediye paketi. Bana uzattılar.
"Güle güle kullan." Dediler.
"Hiç gerek yoktu. Teşekkürler." Bella'yı Alex'e uzattım. Yavaşça alıp sevmeye başladı. Micheal'ın Alex'e bakışlarını fark etmiştim. Galiba sıra onlara geliyordu.

Hediye paketini açtım. İçinden bir pembe benekli bir etek ve üstüne de ona göre bir pembe gömlek vardı. Gülümsedim. Çok tatlı duruyordu.
"Teşekkür ederim Alex. Ona çok yakışacak." Dedim. Gülümsedi. Sonra Bella'yı beşiğine bıraktı. Yarında evimize gidecektik.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
Bu arada bebek Bella ve Jaycop'ı Alacakaranlıktan örnek aldım. Harika bir film. Ama Bella çok güzel bir isim. Ve Jaycop'ı da zaten kitabın başından beri kullanıyorum.

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Where stories live. Discover now