12. Bölüm

4.8K 295 6
                                    

ELİCE:

Müdür Davson'la anlaştığım gibi okula sadece antrenmanlar için gelmiştim. Resmiyette her ne kadar öğrenci gibi dursamda dönem sonuna kadar çoktan kalmış olucaktım. Yarışa girmem benim için yeterliydi.
Bugün ise hiç bir derse girmeden ve kimseye görünmeden direkt olarak antrenmanlara başlamıştık Koç ile. Son turumu attıktan sonra Koç'un yanına geldim.
"Nasıldım Koç?"
"İyisin. Hemde gayet iyisin. Biraz konuşabilir miyiz Elice?"
"Tabi Koç." Dedim. Sonra beraber seyirci koltuklarından birine oturduk. Elini omzuma attı. Ve konuşmaya başladı.
"Bak Elice. Sen gerçekten koşmak için yaratılmışsın. Çok yeteneklisin. Seni sadece bununla sınırlarsam cehennemde yerim açılır. Sen iyi birisin. Beyninde ki tümör yüzünden öbür derslere girmiyorsun. Ancak unutma ki her şey bu koşu yarışıyla bitmiyor. Mesela üniversite var. Hadi onu umursamıyorsun. Ama sadece bu yarışma yok! Ülke genelinde çok daha büyük yarışmalar var. Daha sonrasında ise ulusal yarışmalar..."
"Koç. Biliyorum beni tedavi olmak için ikna etmeye çalışıyorsun. Ama olmaz. Ben zaten bir yarışmaya girmek istiyorum. Sonra herkesin hayatından çıkacağım." Başını salladı.
"Böyle konuşman ne mantıklı ne de doğru. Yine de fikrini değiştirmeni umuyorum sevgili kızım." Ayağa kalktı ben hala otururken.
"Bugünlük bu kadar, pazartesi görüşürüz." Gülümsedim.
"Görüşürüz koç." O gittikten sonra bir süre daha orda kalmıştım. Ne kadar düşünürsem düşüneyim kabul edemiyordum tedavi olmayı. İstemiyordum. Sadece yarışları kazanmayı istiyordum.

Düşüncelerimi bölen aydınlama spor salonunun camlarının arkasından geliyordu. Güneş bu taraftan batıyordu. Ve bu manzarayı, bu spor salonundan milyonlarca kez izlememe rağmen gün geçtikçe ışık daha da belirgin oluyordu artık. Ben günden güne öldükçe ışık daha çok beliriyordu yanımda. Ölmeyi bu denli ben kabul etmişken sevdiklerim neden karşı geliyorlardı ki?

ADRİAN:

Antrenman binasına gelmiştim. Motoru kapıda park edip içeri girdim profesörü görmeye. Aşağı indiğim an kurt boğana bulanırken büyük salonda ki kalabalığı gördüm. Bu kalabalığın sebebini biliyordum ancak beklemiyordum. Bu yüzden biraz afallamıştım. Afallamamın bir başka sebebi de bir senedir emek gösterdiğim Alfalık için benim seçilip, şu an bu kalabalığın sebebinin ben olduğunu bilmek çok farklı bir duyguydu. Gurur verici...

Beni gören kalabalık sessizleşirken herkesin önümde diz çökmeye yeltenmesi sinirimi bozmuştu. Bunu kabul edemezdim.
"Hayır! Kimse diz çökmeyecek!" Diye bağırdım sessiz ama dolu salona. Herkes şaşkınca ayağa kalktı. Birbirlerine bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
"Eğer bana gerçekten saygı duyuyorsanız bunu yine arkadaşlarım olarak devam ettirin. Kimsenin önümde eğilmesini istemiyorum." Sonra profesör yanıma geldi. Elini sırtıma koyup odasına kadar getirdi.
"Tebrik ederim. Hak ediyordun. Ve hak ettiğini aldın!" Dedi tok sesiyle.
"Profesör bu kadar resmi konuşmaya gerek yok. Bunu istememin en büyük nedeni de sevdiğim kızın hayatını kurtarmaktı. Ve onu kurtaracağım." Diyip mutlulukla gülümsedim. Profesör başını sallayıp gülümsedi.
Evet! Gerçekten Elice'yi kurtarabilirdim. Onunla uzun bir ömür geçireceğiz. Ve o da bir alfa olacak.

"Adrian! Dün kurtların da alfası oldu. Onunla tanışmalısın."
"Tamam."
"Buraya gelecekleri için toplantı odasına geçelim. Kurt boğan onları zehirler." Başımı sallayıp toplantı odasına geçtim. Aradan on beş dakika sonra Jaycop ve safkan olduğunu düşündüğüm çocuk içeri girdi. İfadesiz suratımla onlara baktım. Jacop'ın aklını okudum.
Artık bir safkan oldun. Bu dünya ikimize de dar! Savaş yakında! Düşüncesine güldüm. O da aklımı okuyabilirdi. Cevap verdim.
Merak etme. Seninle aynı dünyada daha fazla yaşayamam. Dediğin gibi 'savaş yakında!'dedim. Başını biraz yana yatırıp katıldığını belirten bir bakış attı. Sonra yanında ki çocuk elini uzatıp gülümsedi.
"Merhaba. Ben Arthur. Aynı Kızılay'da alfa olduk."
"Ya. Evet. Geçen senenin safkanıyla gelmişsin. Jacob!" İsmini söylerken oldukça sert çıkmıştı. Arthur bana gülümsedi. Jacob bu çocuğu alfa olduğu için kullanıcaktı belli ki. Kendisi benden çok daha güçsüz. O bir safkan. Bense alfayım. Jaycop'ın korktuğu şey bu olsa gerek!

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin