40. Bölüm

2.7K 211 13
                                    

"Bella! Bella! Uyanmak zorundasın! Kalkmalısın!"
   Yavaş bir şekilde gözlerimi açtım. Karşımda Chris'i görmemle kalbim duracak gibi olmuştum.
"Chris?"

   Kısa bir süre sonra görüntü iyice yerine oturduğunda onun David olduğunu anlamıştım. Hemen doğruldum.
"Benim Bella. David!"

   Ona doğru baktım.
"David? Ne oldu?"
"Bilmiyorum. Başının belada olduğunu hissettim ve hemen geldim."
"Bill'in evinde ne işin var?" Diye sordu ayağa kalkmama yardım ederek.
"Onlarla konuşmak için gelmiştim. Ama burada değillerdi. Daha sonra o sesi duydum."
   Kulaklarımı kapattım.
"Tanrım çok şiddetli bir sesti."
"Ne sesi Bella?"

   Ellerimi kulaklarımdan çekip ona doğru baktım.
"Kükreme sesi! Çok ama çok şiddetliydi."

   David eliyle kulaklarıma doğru dokundu ve eline bulaşmış kanı bana doğru gösterdi.
"Ed ile, ormanda Emily'yi ararken aynı sesi biz de duymuştuk ve kulaklarım tıpkı seninkiler gibi kanamıştı."
"Nedir bu?" Diye sordum.
"Ed bunu biliyor gibi ama bana söylemiyor. Ama benim bir tahminim var Bella."
   Anlamsız bakışlarla ona bakıyordum.
"Kükreyen şey....yani bu bir tahmin ama yine de..."
"David söyle artık şunu!"
"Delta o olabilir."
"İşte bu kötü bir şey..."
   Ellerimi belime doğru koydum.
"Peki şimdi ne yapacağız?"
"Bilmiyorum. Ama Eric kitapta bir şey bulabileceğimizi söylemişti. Belki de haklıdır." Dedim.
"Eric şimdi uyuyor mudur?"

    Kolumdaki saate doğru baktım. Ve kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Sanmıyorum saat daha 23.30."
"Pekala. Hadi öyleyse Eric'e gidiyoruz." Dedi ve elimden tutarak beni yürütmeye başladı.

   Ormandan çıktığımızda ikimizde arabalarımıza atlayıp oradan ayrılmıştık. David arkada ben önde gidiyorduk.

   Evin önüne geldiğimiz zaman arabadan indik ve kapıya doğru yaklaştık ama daha kapıyı çalmadan Eric kapıyı açmıştı.
"Selam çocuklar. Ben de tam sizi aramak üzereydim."
......
"Bilinen o ki senin dediğin gibi 200 yılda bir görülüyormuş ve tahmin edin! En son deltanın üzerinden kaç yıl geçmiş olabilir?"
"200 yıl mı?" Diye sordu David kaşlarını kaldırarak.
   Eric ona doğru baktı.
"Kesinlikle.....deltalar 3 alfanın gücüne sahiplermiş. Bazılarının bilinmeyen yönleri de olabilirmiş. Göz renkleri genellikle siyah olurmuş...."
   O anda Eric'in sözünü kesmiştim.
"Dur bir saniye! Siyah mı?"
"Evet. Ama tüm gözleri...yani yalnızca korneadan ibaret bir siyahlık değil."
"Peki kadın ya da erkek olmaları fark ediyor muymuş?"
"Hayır iki cinste de görülebilirmiş."

    David kafasını kaldırdı ve isyan edercesine konuşmaya başladı.
"Tanrım şu 200 yıl neden bizi bulur ki?"
   Önce David'e doğru baktıktan sonra Eric'e geri döndüm.
"Başka bir bilgiye rastladın mı?"
"Evet. Öldürülmelerinin bir yolu olmadığını söylüyor."
"Sanırım delta ile ilgili bir şey daha biliyorum."
"Nedir o?" Diye sordu David kaşlarını çatarak.
"Delta bir kadın!"
"Nereden biliyorsun?"
"Gördüğüm şu sarışın ve siyah gözlü kadından bahsettiğimi hatırlıyor musunuz?"
   İkisi de kafalarını aynı anda salladılar.
"Bence delta kesinlikle o.."
"Bu inanılmaz bir şey." Dedi Eric. Kaşlarını çatarak bana doğru baktı.

"Sizce o not kağıtlarıyla eşyaları kim gönderiyor? Önce notun yanında kitap Tom'a gidiyor. Daha sonra aynı notun yanında Emily'nin kolyesi Cody'e gidiyor."
   David'e doğru baktım.
"Bunları gönderen kişi o notla bizi korumaya çalışıyor olabilir." Dedi David ellerini açarak.
"Peki neden eşyalarla birlikte gönderiyor. Hem onları nereden buluyor?" Diye sormuştum.
"Belki de dikkatimizi başka türlü çekemiyordur." Diye cevapladı yine David, kısa bir süre düşündükten sonra. Ellerimi kaldırdım.
"Pekala son bir soru...neden notu direkt olarak bizden birine göndermiyor?"

  David, Eric'e doğru baktı. Ardından tekrardan bana doğru baktı.
"Bunlar gerçekten çok mantıklı sorular."
"Yo, hayır. Bella çok haklı. Neden notu direkt olarak bize göndermiyor da onlara gönderiyor? Hem de bizim ilgimizi çekecek şeylerle birlikte."

   Kaşlarımı çattım.
"Böyle olduğuna göre...şu an için aklıma yalnızca iki seçenek geliyor." Dedim gözlerimi yere doğru sabitleyerek.
"Nedir o Bella?"

  Kafamı tekrardan kaldırdım.
"Ya bu Delta'nın, onlarla bir bağıntısı var ya da bunu yapan kişi bize ulaşamıyor. Bu yüzden onları kullanıyor."
"İkisi de çok mantıklı geliyor. O yüzden ikisi içinde odaklanmalıyız." Dedi David ve ayağa kalktı.
"Peki bunu nasıl yapacağız?"
"Yarın hepimiz erkenden kalkacağız. Bir kısmımız Cody ve Tom'u takip edecek, diğer kısmımız ise ormanda kalacak. Delta oralarda dolanıyor olmalı. Bella bu akşam onun gazabına uğradı çünkü."
"Dur bir saniye David....peki ya okul ne olacak?"
"Okulu etkilemeyecek. Söz veriyorum. Bunun için geceleri uğraşacağız."
"Sınavlarımız yaklaşıyor. Bununla uğraşabileceğimizi sanmıyorum."
"Zorundayız Bella. Delta sadece bizim için bir tehdit değil. Kasabadaki hatta şehirdeki insanlar için de bir tehdit. Anlıyorsun değil mi?"

   Kafamı eğdim ve olumlu anlamda salladım.
"Çocuklara haber verin! Buna yarından itibaren başlamak zorundayız."

   Eric gülümseyerek kafasını salladı.

.....
   Etrafıma bakındım ve derin bir nefes alıp elimdeki kitabı okuyormuş gibi yapmaya başladım. Bir yandan da David ile konuşuyordum.
"Kimler kimi takip ediyor?"
"Jessica,Ed ile Tom'u takip edecek,  Kate, Eric ile Cody'yi. Biz ikimiz de ormanda dolanacağız."

   Yüzümü buruşturmuştum.
"Bunu benimle yapmak zorunda değilsin Bella. İstersen kızlardan biriyle yer değiştirebilirsin."
"Hayır...tabiki de hayır. Sadece bu gizemler benim canımı sıkmaya başladı."
   Eliyle sırtımı okşamaya başladı.
"Merak etme. Bunu hep kendin diyorsun. Artık her şeye alıştık Bella. Bunu da her zaman ki gibi atlatacağız."

   Kitabı kapatıp ona doğru baktım.
"Biliyorum her seferinde atlatıyoruz. Ama ben her seferinde birini kaybediyorum David. Sıradakinin sen olmasından çok korkuyorum."

   Yavaş bir şekilde bana doğru sarıldı.
"Eğer kaderimde varsa..."
   Gözlerimi sımsıkı kapattım.
"Değer verdiklerimi kaybetmek istemiyorum. Bu yüzden çok korkuyorum."

   Sarılmayı bıraktı ve elleriyle yüzümü tutup bana doğru baktı.
"Birbirimizi kaybetmeyeceğiz Bella. Bunun için sana söz veriyorum. Ne olursa olsun."

   Kafamı salladım. Elleri yüzümden çekildiğinde etrafıma doğru baktım. Tyler buraya doğru geliyordu...

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu