34. Bölüm

2.5K 200 11
                                    

-Bella

"Pekala sizi ergenler. Derhal tuvallerinizin başına geçin ve işe koyulun! Eğer dersimden iyi bir not almak istiyorsanız boş durmamalısınız! Ya da..."
   Bana doğru yaklaşmaya başlamıştı.
"Dersimden kalın ve sırf resimden kaldığınız için yaz okuluna gidin." Dedi bana doğru bakarak.

  Gözlerimi kıstım ve ona doğru sert bir şekilde bakarak elime yanımda duran fırçamı aldım. Tuvali boyamaya başladım. Kısa bir süre sonra sıkıldığımı anladığımda elime küçük bir kağıt aldım ve üzerine annem ile babamı çizmeye başladım.

    Üzerimde bir gölge hissetmemle kafamı yukarıya doğru kaldırdım. Bu Bayan Rose'du. Sert ve hızlı bir şekilde çizdiğim kağıdı elimden aldı ve resme doğru bakmaya başladı.
   Ardından gözlerini bana doğru sabitledi.
"Bu sınıf saçma sapan şeyler çizmek için değil Bayan Winston! Beni anlıyorsunuz değil mi?"
  Sert ve ani bir hareketle ayağa kalktığımda önümdeki fırçalar ve tuval yere düşmüştü. Gözlerimi kıstım ve Bayan Rose'a doğru sabitledim.
"Kağıttakiler saçma sapan şeyler değil! Eğer hala böyle düşünüyorsan....gözlerine baktırmanı tavsiye ederim." Dedim sakinliğimi koruyarak.
"Düşünüyorum Winston! Ne olacak?"

   İşte o anda neler olduğunu anlayamamıştım.

....

  Sessiz bir şekilde müdürün odasında, siyah deri koltuklardan birine oturmuş bekliyordum.

   Kısa bir süre sonra içeriye amcam ve Bay Rich'in girmesiyle onlara doğru baktım. Amcam sert bir şekilde bana doğru bakıyordu.

  Dudağımı yaladım.
"Dediğim gibi Bay Winston. Bella'dan böyle bir şeyi asla beklemezdim."
"Evet! Sizi anlayabiliyorum. Ben de beklemezdim." Dedi gözlerini benden ayırmadan.

   Kafamı önüme doğru eğdim.

"Bella'yı normalde bu hareketinden dolayı okuldan uzaklaştırmam gerekiyor. Ama bu onun gibi akademik düzeyi yüksek olan bir öğrenci için kayıp olur. Bu sebeple bugünkü cezaya kalmasını istiyorum. Ve bir daha da böyle bir şeye kalkışmayacağını umuyorum."
"Evet Bay Rich. Ben de umuyorum."

   Kapıdan dışarıya çıkarken gözüm amcama takılmıştı.
"Bunu evde konuşacağız Bella. Sıyrılabileceğini sanma!"
   Bir şey demeden Bayan Rona'yı takip etmeye başladım.

    Kısa bir süre sonra geldiğimiz yer kütüphaneydi. İçeriye girdiğimde yalnız olmadığımı anlamıştım. Tanrım! Tyler da oradaydı!

"Pekala gençler. Önümüzdeki bir saat boyunca gözetimim altındasınız. Neden masalara oturup ders çalışmıyorsunuz?" Diye sordu Bayan Rona ve oradaki büyük masanın sandalyesine oturarak eline aldığı kitabı okumaya başladı. Hızlı bir şekilde Tyler'ın yanına oturdum. Kulağına doğru eğildim.

"Tyler?....sen iyi misin? Ne için buradasın?"
"Cody ile kavga ettim."
"Ne? Neden?"
"Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum."

  Kaşlarımı kaldırıp önüme doğru baktım.
"Oh pekala! Anlaşılan bazıları bugün ters tarafından kalkmış."
  Tyler gözünün ucuyla bana doğru baktı.
"Sen neden buradasın? Senin ceza alacağın hiç aklıma gelmezdi."
"Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum."
  Derin bir iç çekti ve bana doğru döndü. Fısıltıyla konuşmaya başladı.
"Cody ile kavga ettim çünkü....Emily'nin kolyesini onda gördüm. Dolabında bir kutunun içerisindeydi."
"Ne demek istiyorsun?"
"Bella! Emily'nin kolyesi ondaydı diyorum."
"Belki kolyeler benzerdir."
"Hayır aynı olduklarına adım gibi eminim. Buna eminim çünkü o kolyeyi almadık. Özel olarak yaptırdık."
"Tyler bu hiç mantıklı gelmiyor."
"Biliyorum. Ama bana inanmak zorundasın!"
"Yani Emily'i kaçıran..."
"Başka bir açıklaması olduğunu sanmıyorum."

   Gözlerimi kapattım ve arkama doğru yaslandım. Kısa bir süre sonra gözlerimi açtığımda Tyler'ın gözlerinden akan yaşlar ile buluşmuştum.

   Yüzümü buruşturdum. Kafasını eğmiş sessiz bir şekilde ağlıyordu.
  Bacağının üzerindeki elini tuttum.
"Geçecek. Sana söz veriyorum. Ed ve Jessica'nın günlerdir bunun için uğraştıklarını biliyorsun."
"Neredeyse iki hafta oldu Bella. B-ben kafayı yemekten korkuyorum. İçimdeki deliliğe ve çılgınlığa yenilmemden korkuyorum."
   Elini daha çok sıktım.
"Yenilmeyeceksin. Bunun üstesinden gelebilirsin! Gelebiliriz."

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Where stories live. Discover now