8. Bölüm

2.6K 222 44
                                    

Kapıya anahtarı geçirdiğim gibi içeriye daldım. Derhal James ile konuşmam gerekiyordu.
Amcam artık babamın işlerini devraldığı için eve değildi ama James öyleydi. Kapıyı sert bir şekilde kapattım ve çantamı fırlatarak yukarıya çıktım.
Onun odasına doğru hızlı bir şekilde koştum. Önüne geldiğimde kapıyı hızlı bir şekilde açtım ve içeriye girdim.

James yatağının üzerinde yatıyordu.
"James?"
Beni görünce doğruldu.
"Chris'in ya da halasının. Ona ulaşabileceğimiz bir şey bulabildin mi?"
Kısa bir süre bana öylece baktı. Daha sonra kafasını önüne doğru eğdi.
"Üzgünüm Bella. Ama bulamadım."
"Hayır...ama bulacaktın! Öyle demiştin!" Ona doğru yaklaştım.
"Bak onun hakkında bilgi almalıyım tamam mı!?"
"Gerçekten üzgünüm."
"Bu olamaz!" Dedim ve ellerimi başıma koydum. Şimdi ne yapacaktım? Hiçbir şekilde ona ulaşamıyordum ve şimdi de kafayı yemek üzereydim. Yatağın kenarına oturdum. James'de arkama doğru oturdu.
"Gerçekten üzgünüm Bella. Ama sanki çocuk kayıplara karıştı."
Ona doğru baktım.
"James eğer o öldüyse ben yaşayamam."
Duraksadı ve gözlerini kısarak konuştu.
"Sen neredeydin Bella?"
"David ile birlikteydim."
"Tekrar birlikteyiz deme bana."
"Neden?"
"Bella hadi ama!!" Dedi ve kızgın bir şekilde yataktan inerek, ayağa kalktı.
"Chris olmadan yaşayamam diyorsun ama David ile birlikte oluyorsun."

Yere doğru baktım.
"Chris olmadan yaşayamam çünkü o benim en iyi dostum James."
"Hayır değil Bella!" Önüme doğru diz çöktü ve ellerini bacaklarıma doğru koydu.
"Onsuz yaşayamam diyorsun çünkü onu hala seviyorsun. Hem de çok seviyorsun Bella! Sen David ile sadece onu unutabilmek için çıktın."
"Hayır bu doğru değil!" Dedim gözlerimi büyüterek.
"Öyle mi? Söylesene Bella David ile, Chris ile olduğun zamanki gibi yakınlaştınız mı? Hiç Chris de olduğu gibi mutlu oldun mu?"
Bir şey dememiştim.
"Bunları biliyorum. Çünkü geçirdiğimiz şu tatil boyunca ağzından bir tek Chris çıktı Bella. Bana hep Chris'i anlattın. David ile çıktın çünkü onun da...dostunun da üzülmesini istemiyordun."
"Bu doğru değil..."
"Evet doğru olan bu Bella. Gerçek olan bu! Sen Chris'i seviyorsun! O da seni çok seviyor ki sana verdiği değeri anlaman için gözünün önünde ölmeyi seçti ve Jeff denen çocukla anlaşmaya girdi."
"Evet sırf acı ve vicdan azabı çektirmek için!" Dedim ve ayağa kalktım. Kafasını bana doğru kaldırdı ve o da ayağa kalktı.
"Bunu kendine yapma Bella! Sen Chris'i seviyorsun, David'i değil!"

Bir şey demeden odadan dışarıya çıktım ve kendi odama girip kapıyı kilitledim. Kesinlikle ağlamayacaktım. Çünkü ağlamayacağıma dair kendime söz vermiştim.

Masanın üzerinde duran albümü elime aldım ve yatağımın üzerine oturup albümü incelemeye başladım. O sırada Chris'in bana söylediği şeyleri hatırladım.

"Herkesi affettin! Beni neden affetmiyorsun?"

O çok haklıydı! Jessica bize ihanet etmişti, Dylan da öyle, Ed bana olmadık lafları söylemiş bana patronu gibi davranmıştı, David kendini kaybedip bana saldırmış ve dikişlerimi patlatmıştı, Anna avcı olarak bize ve bana saldırmış ve beni hastanelik etmişti. Ama ben hepsini affetmiştim.

Chris ise....yalnızca düştüğü bir hata yüzünden bir kızı öpmüştü. Ve ben onu ısrarla affetmemiştim. Halbuki bunu bilerek yapmadığını biliyordum ve o beni diğerleri gibi hastanelik etmemişti. Sanrım büyük bir hata yapmıştım. Hem de çok büyük bir hata...

Geçen seferki bölüm de attığınız yorumları okudum arkadaşlar. Bella'nın ikilim de kaldığını söylemişsiniz. Buna ben de katılıyorum arkadaşlar. Karakterimi yanlışlıkla ikilem de bıraktım ama bu ilerleyen zamanlarda açıklığa kavuşacak. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Arkadaşlar bu arada siz James'in Bella'ya söylediklerine katılıyor musunuz? Lütfen orayı bir kez daha okuyun ve yoruma bunu belirtin!!

Kurtlar Arasında (3. Kitap)Where stories live. Discover now